Mükemmel iyinin düşmanıdır
Bir çok genç arkadaşla tanışıyorum Likemind ve e-Tohum toplantılarında. Bazıları ile ayrıntılı konuşuyoruz. Fikirlerini hayata geçirmeye çaba sarf edenlere katkıda bulunmaya çalıştığım oluyor.
Bir kısmı, “şimdi… yarın… az kaldı…” diyerek gecikiyor. Daha önce “kimsenin yapamadığı mükemmellikte” bir şeyler sunmaya çalışıyorlar.
İş hayatımın ilk yıllarında, benzer şekilde düşünür ve davranırdım. Mükemmel bir şeyler teslim etmek için didinirdim. Tecrübeli birkaç iş adamı bana şunu anlatmıştı.
- “Bazı projeleri mükemmel duruma getirmek çok uzun sürer. 20/80 kuralı burada da geçerlidir. Bir projenin % 75 – 80’i, zamanın % 20 – 30’unu alır. Fikir iyi ise, o aşamada bile müşteri için bir yarar sağlar. Şirkete de para kazandırmaya başlar. Piyasaya arz edecek konuma geldiğinde ortalığa çıkmak gerekir. Kalan kısmını sonra düzeltmek daha iyi olur.”
Bu yaklaşım sadece CRM projelerinde değil, internet girişimlerinde de geçerlidir.
Siz arz-ı endam edince yanlışları göstermek isteyen çok fazla kişi olacaktır. “Renkler cafcaflı olmuş, tema düzgün değil, aradığımı hemen bulamadım, şu siteye benziyor, şunu eklesen daha iyi olur, bunu çıkarmak lazım…”
Bunları ön yargısızca dikkate alıp, gerçekten anlamlı olanları sonra uygulayabilirsiniz. Bu sayede, mükemmele ulaşmayı hızlandırabilirsiniz bile…
Araba yedek parçası veya uçak ekipmanı yapmıyorsanız, işiniz (insan yaşamı ile doğrudan veya dolaylı ilgili olmayıp) mutlaka 6 hatta 8 – 10 sigma oranında özen göstermenizi gerektirmiyorsa, bir an önce sahaya çıkın.
Fikrinizi gerçek hayatta sınayın.
😀
Etiketler: başarı, e-Tohum, feed-back, Likemind, mükemmel, mükemmel eleman, proje, proje yönetimi, tecrübe
Kategori: CRM, İş hayatı, yaşamın içinden
1 Mayıs 2009
7:18 am
Uğur Hocam tamamıyla katılıyorum size bir fikrin veya iş modelinin her zaman daha iyisi daha güzeli vardır. Eğer model ticari olarak yeterli ve doğru ise işe hemen koyulmak gerekir. Minör değişiklikler kısa vadede, pazarın gelişimine müşterinin beklentilerine göre major değişiklikler ise orta ve uzun vadede yapılacaktır.
1 Mayıs 2009
7:22 am
Bu hayat dersi yazilarini cok seviyorum 🙂
1 Mayıs 2009
9:29 am
Ozellikle bu sektor icin Getting Real isimli kitabi oneririm. Mukemmel’den ziyade ise yarar guzel bir “deger” nasil ortaya cikarilir cok guzel anlatiyor: http://gettingreal.37signals.com/
1 Mayıs 2009
3:00 pm
iyiyi bulmak icin mükemmeli aramanın hic bir anlamı yok
2 Mayıs 2009
3:54 pm
http://en.wikipedia.org/wiki/MoSCoW
Selamlar,
4 Mayıs 2009
10:38 am
[…] çaplı projelere koşturuyorum. Hemen her işi kendimce mükemmel yapmaya […]
18 Mayıs 2009
7:03 am
noperfection! : )
3 Haziran 2009
1:39 pm
Mükemmele ulaşmak isterken gecikmemenin önemli olduğu bir örnek…
21 Kasım 2009
10:38 am
“If you aren’t embarrassed by what you launch with, you waited too long to launch.” Quote from the guy who started LinkedIn.
15 Eylül 2010
4:43 pm
açıkcası mükemmel iyinin düşmanıdır başlığını ilk duyduğumda iyiyle yetinenler (ortalamanın üzerinde iyi bir iş, hayat, fikir) mükemmel olanına ulaşmak için çabalamazlar argümanının üzerine gidileceğini ummuştum, bu bambaşka ve tersinden bir yaklaşım olmuş 🙂
15 Eylül 2010
8:16 pm
Tersinden bir yaklaşım değil.
🙂
Bu sözün söylenme nedeni, yukarıda belirttiğim nedenden ötürüdür.
Devamlı mükemmele koşmak isteyenler, iyiyi gözardı ederler. Sonuçta bazen elde iyi bile kalmaz.
🙂
Bu cümle özellikle çocuklarının her şeyi mükemmel yapmasını isteyen anne-babalara söylenir. “Böyle yaparsan çocuğunu kazanamazsın” anlamına gelir, örneğin.
😛
Elemanların iyi yaptığını takdir etmeyip her şeyde kusur bulmaya yatkın patronlara da örnek olabilir, elbette…
8 Ağustos 2011
10:47 am
Bir de aksi yönde örnek.
9 Ağustos 2011
11:51 am
Hocam başlık o kadar doğru ki, işine özen göstermek konusundan geldim ve çok faydalı, harekete geçirici hatta cesaretlendirici bir yazı okudum.
Onun sapı bunun çöpü deyip evde kalan kızlar misali, fazla mükemmelliyetçilikten görücüye çıkaramıyoruz projelerimizi.
Bu her sektörde, hayatın içindeki her konuda böyle.
Teşekkürler, saygılar.
14 Ağustos 2011
12:46 am
Hayatımda okuduğum bütün blog yazıları arasından bana en çok şey katanı oldu. Teşekkürler
14 Ağustos 2011
10:24 am
Ozan ve Nazlıhan,
Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için ben teşekkür ederim.