1 Mayıs 2009 Cuma

Mükemmel iyinin düşmanıdır

Bir çok genç arkadaşla tanışıyorum Likemind ve e-Tohum toplantılarında. Bazıları ile ayrıntılı konuşuyoruz. Fikirlerini hayata geçirmeye çaba sarf edenlere katkıda bulunmaya çalıştığım oluyor.

Bir kısmı, “şimdi…  yarın…  az kaldı…” diyerek gecikiyor. Daha önce “kimsenin yapamadığı mükemmellikte” bir şeyler sunmaya çalışıyorlar.

İş hayatımın ilk yıllarında, benzer şekilde düşünür ve davranırdım.  Mükemmel bir şeyler teslim etmek için didinirdim. Tecrübeli birkaç iş adamı bana şunu anlatmıştı.

  • “Bazı projeleri mükemmel duruma getirmek çok uzun sürer. 20/80 kuralı burada da geçerlidir. Bir projenin % 75 – 80’i, zamanın % 20 – 30’unu alır. Fikir iyi ise, o aşamada bile müşteri için bir yarar sağlar. Şirkete de para kazandırmaya başlar. Piyasaya arz edecek konuma geldiğinde ortalığa çıkmak gerekir. Kalan kısmını sonra düzeltmek daha iyi olur.”

mukemmel_2

Bu yaklaşım sadece CRM projelerinde değil, internet girişimlerinde de geçerlidir.

Siz arz-ı endam edince yanlışları göstermek isteyen çok fazla kişi olacaktır. “Renkler cafcaflı olmuş, tema düzgün değil, aradığımı hemen bulamadım, şu siteye benziyor, şunu eklesen daha iyi olur, bunu çıkarmak lazım…”

Bunları ön yargısızca dikkate alıp, gerçekten anlamlı olanları sonra uygulayabilirsiniz. Bu sayede, mükemmele ulaşmayı hızlandırabilirsiniz bile…

Araba yedek parçası veya uçak ekipmanı yapmıyorsanız, işiniz (insan yaşamı ile doğrudan veya dolaylı ilgili olmayıp) mutlaka 6 hatta 8 – 10 sigma oranında özen göstermenizi gerektirmiyorsa, bir an önce sahaya çıkın.

Fikrinizi gerçek hayatta sınayın.

😀

Etiketler: , , , , , , , ,

Kategori: CRM, İş hayatı, yaşamın içinden

“Mükemmel iyinin düşmanıdır” yazısına şu ana kadar 15 yorum yapılmış:

  1. Emre Sezgin :
    1 Mayıs 2009
    7:18 am

    Uğur Hocam tamamıyla katılıyorum size bir fikrin veya iş modelinin her zaman daha iyisi daha güzeli vardır. Eğer model ticari olarak yeterli ve doğru ise işe hemen koyulmak gerekir. Minör değişiklikler kısa vadede, pazarın gelişimine müşterinin beklentilerine göre major değişiklikler ise orta ve uzun vadede yapılacaktır.

  2. Bu hayat dersi yazilarini cok seviyorum 🙂

  3. Ozellikle bu sektor icin Getting Real isimli kitabi oneririm. Mukemmel’den ziyade ise yarar guzel bir “deger” nasil ortaya cikarilir cok guzel anlatiyor: http://gettingreal.37signals.com/

  4. zeki bülbül :
    1 Mayıs 2009
    3:00 pm

    iyiyi bulmak icin mükemmeli aramanın hic bir anlamı yok

  5. http://en.wikipedia.org/wiki/MoSCoW

    Selamlar,

  6. […] çaplı projelere koşturuyorum. Hemen her işi kendimce mükemmel yapmaya […]

  7. noperfection! : )

  8. Mükemmele ulaşmak isterken gecikmemenin önemli olduğu bir örnek…

  9. “If you aren’t embarrassed by what you launch with, you waited too long to launch.” Quote from the guy who started LinkedIn.

  10. Doğuş Şahin :
    15 Eylül 2010
    4:43 pm

    açıkcası mükemmel iyinin düşmanıdır başlığını ilk duyduğumda iyiyle yetinenler (ortalamanın üzerinde iyi bir iş, hayat, fikir) mükemmel olanına ulaşmak için çabalamazlar argümanının üzerine gidileceğini ummuştum, bu bambaşka ve tersinden bir yaklaşım olmuş 🙂

  11. Tersinden bir yaklaşım değil.
    🙂
    Bu sözün söylenme nedeni, yukarıda belirttiğim nedenden ötürüdür.
    Devamlı mükemmele koşmak isteyenler, iyiyi gözardı ederler. Sonuçta bazen elde iyi bile kalmaz.
    🙂
    Bu cümle özellikle çocuklarının her şeyi mükemmel yapmasını isteyen anne-babalara söylenir. “Böyle yaparsan çocuğunu kazanamazsın” anlamına gelir, örneğin.
    😛
    Elemanların iyi yaptığını takdir etmeyip her şeyde kusur bulmaya yatkın patronlara da örnek olabilir, elbette…

  12. Bir de aksi yönde örnek.

  13. Hocam başlık o kadar doğru ki, işine özen göstermek konusundan geldim ve çok faydalı, harekete geçirici hatta cesaretlendirici bir yazı okudum.

    Onun sapı bunun çöpü deyip evde kalan kızlar misali, fazla mükemmelliyetçilikten görücüye çıkaramıyoruz projelerimizi.
    Bu her sektörde, hayatın içindeki her konuda böyle.

    Teşekkürler, saygılar.

  14. Hayatımda okuduğum bütün blog yazıları arasından bana en çok şey katanı oldu. Teşekkürler

  15. Ozan ve Nazlıhan,

    Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için ben teşekkür ederim.

Yorum Yazın