7 Nisan 2015 Salı

Dijital Düşünce’ye Giriş

Kamu-Banka-KOBİ yazısına gelen bir yorumu paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşım Canan Onat yazmış:

Yıllar önce çalıştığım bir firmada müşterilerimize elektronik çözümler satıyor, her fırsatta iş akışı programları, kağıtsız ofis çözümleri anlatıyorduk. İşe aldığım yeni personele ortak sunucuda bir alan açılması için Bilgi İşlem’e Intranet üzerinden bir kayıt açtım. Bana telefonla geri dönüp bu iş için bir form doldurmamı ve ıslak imzamın gerektiğini söylediler…

😉

Neresinden tutsan elinde kalıyor.

  • Şirket “kağıtsız ortam” satıyor.
  • Şirketin teknoloji departmanı firmalara bu konuda yardımcı oluyor.
  • Aynı teknoloji departmanı “ıslak imza” istiyor.

Islak-imza

Hep söylüyorum. Önce teknoloji departmanları dijital çağa uyum sağlamalı. Yoksa…

Az gittik, uz gittik. Bir de dönüp arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz.

 

Etiketler: , , ,

Kategori: bilişim, İş hayatı

“Dijital Düşünce’ye Giriş” yazısına şu ana kadar 8 yorum yapılmış:

  1. Canan Onat :
    7 Nisan 2015
    11:42 am

    Sevgili Uğur Hocam,

    Bu konudaki sorunların kaynağı bence şu: “Teknik konular teknik olmayan kişilere yeteri kadar iyi anlatılmıyor. Teknik olmayanlar meraksız ve güvensiz, teknik olanlar da sabırsız ve bıkmış”. Bildiğim bir kurumda tüm iş akış sistemi elektronik ortamda tanımlanmış ve çalışan herkesin elektronik imzası var. Sistemler düzgün bir şekilde işletiliyor ve yedekleniyor. Buna rağmen hala bazı işler için çıktı alıp, imza atılması için gereksiz bir ısrar var. Biraz konuşunca anlıyorsunuz ki kimse teknik olarak aslında gerekli kontrol noktalarının var olduğunu, bunların kaybolmayacağını ve izlenebilir olduğunu yöneticilere anlatmamış. Yöneticilerden bu konuları belli ölçüde bildiğini düşünenler de esasında sistemin güvenliği konusunda teknik ekibin sözüne güvenmiyor. Teknolojiyi günlük hayatına daha kolay kabul edenler nedense konu işe gelince risk almak istemiyorlar. Gerçi günlük hayatta da ellerindeki aygıtları hangi verimlilikte kullandıkları tartışılır.

    Bu konu sürekli karşımıza çıkıyor. Muhtemelen 2000 yılından sonra doğanlar çözecektir. Dinozorlar emekli olunca… Sevgi ve saygılarımla,

  2. Canan Onat :
    7 Nisan 2015
    11:47 am

    Daha önce yaptığım yoruma konu olan teknik departman yöneticisi de 1950’li yıllarda doğmuş biriydi. Kısa sürede emekli olmuştu. Muhtemelen ıslak imza ısrarı kendisine aitti:)

  3. Elektronik yetkilendirme ve onay sistemleri kurulmamış şirketlerin gerçekten elektronik ortamda olduğunu söyleyemeyiz. Karar sistemleri de elektronik sisteme aktarılmalı. Yoksa “haklı olarak” sizden ıslak imza ister bir işi yapacak görevli.
    .
    Sadece bilgilere kitaplıklara, klavuzlara ulaşmak (ya da ISO dosyalarına formlarına vb) o şirketi elektronik yönetsel sistemde saymamız için yeterli değil. Süreçlerin baştan sona yetkilendirme ve yetkililerin onay mekanizması kurulmalı. Yoksa yönetsel işlemlerin takibi manuel yapılmaya devam etmek zorundadır.

  4. Canan,

    Bilişim dönemine uygun düşünce yapısı konusunda senin kadar iyimser değilim. Bu dönemde yakın olduğum çok sayıda genç arkadaşın “Görev tanımı” diye tutturduğunu gördüm. “Görev tanımının Sanayi Dönemi’nin sığ bakış açısının ürünühttp://ugurozmen.com/yasamin-icinden/burokrasi-1 olduğunu anlatamadım.

    Komuta birliği konusunda da aynı direnç ile karşılaştım.

    Türk genci girişimci http://ugurozmen.com/bilisim/bilisim-donemi-ve-turk-girisimci de olsa, çalışan da olsa bilişim döneminden uzak.

    Dinozorlar emekli olunca pek birşey değişeceği kanaatinde değilim. Maalesef.

  5. Canan Onat :
    8 Nisan 2015
    11:04 pm

    Sevgili Uğur Hocam,

    Bu hafta bir iş teklifi aldım ve kabul ettim. İşi teklif eden kişiyle biri kişisel sohbet, diğeri şirketi ile ilgili bilgilendirme amaçlı iki uzun toplantı yaptık. Üzerinde konuşmadığımız ve yazılı teklifte yer almayan iki şey: “Görev Tanımı” ve “Ünvan”. Bence insan zevkle çalışabileceği bir ortam bulursa tüm yaratıcılığını ve esnekliğini kullanabilmeli. Bir rolün/kalıbın içine sıkışmak ne büyük bir hata… Ancak tabii benim de bunu öğrenmem yıllarımı aldı.
    Gençler eski moda kalıplara sıkışmakta inat ediyorlarsa hayatları çok zor ve sıkıntılı olacak demektir. Zira, yeni nesil eski nesillerden daha uzun süre çalışmak zorunda ve eğer kendilerini geliştirip, yeniliklere uyum sağlayamazlarsa başarısızlık kaçınılmaz.

  6. Biraz geç oldu fakat blogunuzu yeni keşfettim, sürekli takip edeceğim nitekim altın değerinde makaleler olduğunu fark ettim. 🙂

  7. Yakın zamanda internetten onaylanabilecek bir şey için imzalı dilekçeyi faks etmemi bekleyen internet altyapı sağlayacısını hatırlattı bana. Şu an burada çalıştığım şirket tamamiyle Adobe’un EchoSign sistemini kullanıyor. Her şey mail üzerinden, dijital olarak imzalanıyor. Eğer kağıda dökseler hem zaman hem ağaç kaybı…

  8. Değişime dijital pazarlama ve sosyal CRM üzerinden başlaması gerektiğini, ancak Uğur Hocamızın şurada belirttiği gibi dönüşümün bununla sınırlı kalmasının yanlış olacağını söyleyeyim.

Yorum Yazın