25 Eylül 2016 Pazar

Dönüşüm Durmaz

Dijital Dönüşüm yazılarımı ( [1] , [2] , [3] , [4] hatta [a] , [b] ) okuyanlar bilir. Öncelikle işin bakış açısı veya anlayışı veya kültürü (siz hangi deyimi kullanmak isteseniz) üzerinde duruyorum.

İlk yazıda “neden bir bakış açısıdır” diye uzun uzadıya anlatmaya çalıştım. Bu yazıda müzik endüstrisi üzerinden örnekler vereceğim.

🙂

Müzik endüstrisi deyince, aklınıza popüler şarkıcılar gelmesin. Onlar bir parlayıp sonra yok oluyorlar.

Başıma bir şey gelmeyecekse,

  • Queen, Dire Straits, Genesis, Pink Floyd, Jethro Tull (bunlar ilk anda aklıma gelenler)
  • Freddie Mercury, Ian Anderson, Keith Emerson, Eric Clapton (az düşünsem bir 7 – 8 tane daha)
  • Bohemian Rapsody, Epitaph, Papa Was a Rolling Stone, Ain’t No Sun Shine (belki bir 20 tane daha)

bence modası geçmez.

😀

Benim müzik endüstrisi deyince kasdettiğim cihazlar. Şuradan başlayalım.

İlk önce gramofon ve taş plak vardı. muzik-1

Plak markalarından biri “Sahibinin Sesi” Yanında da köpek var.

Köpekler, sahiplerinin sesini kesinlikle ayırt ederlermiş. Başka biri ne kadar aynı şekilde seslense bile yutmazlarmış. Ancak, bu “Sahibinin Sesi” marka plaklar o kadar aynıymış ki, köpek bile sesin sahibinden çıktığını sanırmış.

😛

Sonra, pikap ve PVC plak çıktı.  muzik-2

Artık cihazı kurmak için o kolu çevirmek, iğne ayarını iyi yapmak… gibi uğraşlar ortadan kalktı. Plağı koy. Şarkı veya plak bitene kadar huzur içinde otur.

Pikap sanayi, nerede ve nasıl müzik dinlemek (ve buna ne kadar para ayırmak) istediğinize göre çeşitler üretti. (Bu konuda Sayın Serdar Kuzuloğlu’nun “Plak olayına giriş ve pikap seçim rehberi” isimli yazısında, pikap çeşitlerini ve her birinin özelliklerini okuyabiliriniz.)

Pikap’ın daha ileri ve yeni modellerinin çıkışını yıkıcı yenilik olarak almıyorum.

🙂

muzik-3Bence, müzik sanayii tümden değiştiren şey, aktarma ve gerektiğinde kayıtları silip yeniden kayıt etme olanağı veren kasetlerin çıkışıdır.

Sevdiğimiz parçalardan bir liste oluştururduk. Bu listeyle müzik mağazalarına gider ve bunları bir kasete kayıt etmesini isterdik. Onlar plaklardan veya sanatçının kasetlerinden o parçaları istediğimiz sıraya göre kayıt ederlerdi. Böylece, beğendiğimiz şarkıları istediğimiz sıraya göre dinlemek için pikapa tak, çıkar yenisini tak… işleminden kurtulmuş olurduk.

Bu nedenle kasetlerin ve kasetçalarların çıkışını yıkıcı yenilik olarak niteliyorum.

  • Bir anlamda korsan müzik piyasasının yeni çıkışı da diyebiliriz.

Daha sonra, tıpkı pikaplar gibi, kaset çalarların da çok farklı türleri piyasaya çıktı.

🙂 walkman-1

Bir gün Sony’nin üst yönetiminden birinin yürüyüş yaparken müzik dinlemek için bir cihaz icat ettiği söylendi.

Walkman ile tanıştık.

walkman-2Artık, soldaki gibi kocaman kaset teypleri taşımak zorunda kalmayacaktık 😛 (Tamam, abarttığımı kabul ediyorum.)

Bir walkman’i beline tak, yollarda yürü. Birden bire daha fazla yürüyüşe çıkan olmaya başladı.

Kulaklığını taktıktan sonra bönleşen kişilerin sayısı da katlanarak arttı elbette.

Kulaklığını hemen herkesin dinleyeceği kadar yüksek sese getirdiği için, şehirlerarası otobüs şoföründen fırça yiyen modelini bile gördüm.

😉 muzik-4

Ve disketler CD’ler çıktı.

Kasetlerle kıyaslandığında, koruması çok daha kolaydı. (Elbette kopyalaması da çok daha kolaydı).

Pazarlanabilirliği de daha fazlaydı. Yandaki resimdeki gibi sunumlar ortaya çıktı.

Elbette, CD çalarlar da ortalığı kapladı. Ne var ki CD’lerin iyi tarafı, PC’lerle müzik dinleme fırsatı vermesiydi. Birçok arkadaşım, PC’lerine bağlı hoparlör sistemleri sayesinde evin her odasına müzik yayın yapmaya başladılar.

Bu dönemde SONY “korsan CD’ye karşı savaş” başlattı. Cihazlarında korsan (veya evde bizzat kendinizin ürettiğiniz) CD’ler çalınamıyordu. Teknik adamların elinden bir şey kurtuşlmaz ama, sokaktakiler, SONY marka CD’leri kopyalayamıyordu.

Sonuçta, SONY marka CD’ler ve CD çalarlar daha az satılmaya başlandı.

  • Müşteri davranışına karşı durunca, markanın büyüklüğü değil, müşteri ihtiyacı kazanır.

🙂 walkman-3

Walkman de gecikmeden kendini CD’ye uyarladı.

İster istemez daha büyük de olsa, sabah (sadece sabah olması şart değil, istediğiniz zaman) yürüyüşlerinizde istediğiniz müziği dinleyebiliyordunuz.

walkman-4🙂

Bu sıralarda Fraunhofer Institute’deki gençler, öyle orta boyda tencere kapağı gibi bir cihazı yanınızda taşımanıza gerek olmadığını anladı ve müşteri ihtiyacına daha UFAK bir çözüm buldu.

MP3’ler ortaya çıktı.

MP3’ler daha hızlı yayıldı. Yanında çanta taşımana gerek yoktu. Kulaklığı katla, cihazı cebine koy… Tamam.

😀

Arkasından oyuna Apple girdi.  muzik-5

Önce MP3’e benzeyen, sonra daha fazla arama ve seçme kolaylığı sağlayan iPod’ları piyasaya sürdü.

iPod’lar da hızla yayıldılar.

Bu sırada akıllı telefonlar da çıkmaya başladı. iPod almaya gerek yoktu, akıllı telefonu da aynı amaçla kullanabiliyordun.

Müzik indirmeyi sağlayan web siteleri hızla büyüdü.

🙂

Bu noktada, aşağıdaki yorumun bazı cümlelerini aynen ekliyorum:

iPod’un önemli olmasının nedeni mp3 çalar olmasından çok iTunes. Müzik endüstrisini gerçek anlamda dönüştürdü. Ha o dönem çok fazla telif ve tekelcilik davalarına da maruz kaldı. Fakat korsandan daha iyi olduğu kesindi. Lisanslı ve ulaşılabilir (fiyat olarak) müzik (ve sonrasında film vs) için de bir devrimdir. Tüm albümü almak yerine istediğin şarkıyı almak..

iTunes çok önemli çünkü devamında çıkan iPhone-iPad gibi “tuşlu telefon” ve “PDA” olayını bitiren AppStore’un atasıdır. Apple’ın en önemli farkı AppStore. “Uygulama” (application) kavramını hayatımıza sokan Apple, 3G’nin de geliştiği döneme denk gelmesiyle tamamen telefon-bilgisayar sektörünü yıktı. Tablet ve hibrit PC şeklinde ara segmentler türedi. Son 3 yıldır bilgisayar satışları gerilemeye başladı vs (smartphone segmenti PCkiller oldu).

Eğer iPhone (dolasıyla AppStore) 3G’nin ve cloudcomputing’in gelişim dönemine denk gelmeseydi bu kadar güçlü değişim başarılı olabilir miydi bunu bilmek zor. App sektörü türedi ve bu sektör instagram, UBER gibi dev şirketleri çok kısa sürede üretti. Tabii sosyal medyanın bu kadar gelişimi ise yine bu sistem sayesinde oldu. Yani tek başına iTunes-iPod ilişkisi geliştirelerek AppStore-iPhone-iPad şeklinde dönüşürken bütün sektörleri ve iş yapış hatta yaşayış biçimini de değiştirdi. Ve bu dönüşüm çok kısa zamanda oldu.

Sanırım son 6-7 yıldır yaşanan değişim 100 yıllık bir sürece bedel.

🙂

muzik-6Sonra Spotify çıktı.

Her yerde ve kesintisiz olarak istediğin müziği sunmaya başladı. “Telefonumla müziğimi dinlerken Uber aracına bindim. Aynı parça çalmaya başlamaz mı?” cümlerini duyuyoruz.

🙂

Bu yazı, müzik endüstrisini irdelemek için yazılmadı.

Amacım şunu göstermek: Ne zaman ki birileri “zirvede biz varız” diye rahatlığa gömülmüşse… Köklü bir değişilklik yapmak yerine küçük değişikliklerle değişimi geçiştirmeye çalışmışsa… Birileri onların liderlik koltuğunu ele geçirmiş.

Üstelik bir daha dönmemecesine…

Her yerde, kollu hesap makinesi veya daktilo örneği veriliyor. Benim müzik sanayiinden örnek verme nedenim, son 4 – 5 yıkıcı değişikliği bu siteyi okuyanların çoğunun hatırlayacak yaşta olması.

😉

İlk satıra geri dönüyorum. “Öncelikle işin bakış açısı veya anlayışı veya kültürü (siz hangisini kullanmak isteseniz) üzerinde duruyorum” demiştim. Eğer, “sektörün lideriyiz ve şimdi biz olduk” diye düşünürseniz, dönüşüm kültürünü anlamamışsınız demektir.

Güneşe Basmak isimli kitabın son satırlarındaki “Yaşanabilecek en güzel zamanlar, çünkü neredeyse bildiğini sandığın her şey yanlış” cümlesini söylediğimde beni “eziyet çekmeyi sever” (mazoşist) diye tanımlayanlara diyorum ki:

Yarış zirveye ulaşınca bitmiyor. Daha zor bir yeni yarış başlıyor.

Piyasadaki küçük esintileri, kıpırdanmaları anlamak; bunların hangilerinin nasıl bir tehdit oluşturabileceğine kafa yormak; alışılagelmiş, “biz büyüğüz, dokunamazlar” diye düşünmek yerine seni tehdit edebileceği alanları (tıpkı o küçük  kıpırtının yatırımcısı gibi) düşünmek;  belki bunca yıldır yatırım yaptığınız cihazları veya teknolojiyi atıp yeniden başlamak gerekebilir.

Tıpkı Olimpiyat Ruhu gibi. Önemli olan yarışta olmak. Daha kötüsü ise, dışarıda kalmak.

😉

Etiketler: , , , ,

Kategori: bilişim, İş hayatı

“Dönüşüm Durmaz” yazısına şu ana kadar 4 yorum yapılmış:

  1. Bir düzeltme yapmak gerekiyor. iPode değil de iPod.

    İkincisi ise iPod’un önemli olmasının nedeni mp3 çalar olmasından çok iTunes. Müzik endüstrisini gerçek anlamda dönüştürdü. Ha o dönem çok fazla telif ve tekelcilik davalarına da maruz kaldı. Fakat korsandan daha iyi olduğu kesindi. Lisanslı ve ulaşılabilir (fiyat olarak) müzik (ve sonrasında film vs) için de bir devrimdir. Tüm albümü almak yerine istediğin şarkıyı almak..

    iTunes çok önemli çünkü devamında çıkan iPhone-iPad gibi “tuşlu telefon” ve “PDA” olayını bitiren AppStore’un atasıdır. Apple’ın en önemli farkı AppStore. “Uygulama” (application) kavramını hayatımıza sokan Apple, 3G’nin de geliştiği döneme denk gelmesiyle tamamen telefon-bilgisayar sektörünü yıktı. Tablet ve hibrit PC şeklinde ara segmentler türedi. Son 3 yıldır bilgisayar satışları gerilemeye başladı vs (smartphone segmenti PCkiller oldu).

    Eğer iPhone (dolasıyla AppStore) 3G’nin ve cloudcomputing’in gelişim dönemine denk gelmeseydi bu kadar güçlü değişim başarılı olabilir miydi bunu bilmek zor. App sektörü türedi ve bu sektör instagram, UBER gibi dev şirketleri çok kısa sürede üretti. Tabii sosyal medyanın bu kadar gelişimi ise yine bu sistem sayesinde oldu. Yani tek başına iTunes-iPod ilişkisi geliştirelerek AppStore-iPhone-iPad şeklinde dönüşürken bütün sektörleri ve iş yapış hatta yaşayış biçimini de değiştirdi. Ve bu dönüşüm çok kısa zamanda oldu.

    Sanırım son 6-7 yıldır yaşanan değişim 100 yıllık bir sürece bedel.

    Teşekkürler.

  2. Kutluhan ÇİFTÇİ :
    26 Mayıs 2017
    4:29 pm

    Yarış zirveye ulaşınca bitmiyor. Daha zor bir yeni yarış başlıyor –>Kişilerin hayatlarında ve tüm organik süreçlerde böyle.

  3. Ali Nur Öztuna :
    15 Ekim 2017
    12:23 pm

    Sizi günlük müzik / film teknolojisi konusunda bilgi olarak tamamlamak isterim :
    “Media Streaming” ve “Network Media Player”
    Hifi cihazı üreten iyi firmaların bu işlevi gören hayli pahalı cihazları bulunmakta. mp3 gibi benzer flac, mp4 vb farklı hatta bildiklerimizden daha kaliteli formatta müzik veya filmi dijital kaydedebilen cihazlar, ortamlar mevcut.
    Ekte hayli pahalı bir örnek ile ilgili bilgi paylaşıyorum :
    https://nadelectronics.com/en_IE/product/m50-2-digital-music-player/

    Hatta daha da ilginci bir Hifi component ürünü bu cihaz bir bilgisayar gibi kendine has İşletim Sistemi (Operating System) yazılımı üzerinde uygulamalar çalıştırıyor.

  4. Ali Nur Öztuna
    Eski pikap (yeni deyimle “turn table”) yeniden moda oldu. Şimdi çok pahalı “home surround” sistemleri var” diyenler de var. Üstelik onlar da çok pahalı.
    Pazarlama açısından, “hayli pahalı cihazlar” denildiği anda yaygın bir modayı değil, küçük bir kesimin yaşam tarzını konuşuruz. Tıpkı http://ugurozmen.com/pazarlama/en-yavas-tren örneğine bakarak “Artık hızlı gitmek değil, yavaş gitmek moda” diyemeyeceğimiz gibi.
    .
    Ne zaman ki bahsettiğin ürünler iyice yaygınlaşır ve Spotify’dan veya telefondan müzik izleme sayısından daha fazla daha fazla kullanılmaya başlanır, o zaman listeye dahil ederiz.

Yorum Yazın