Dijital > Sosyal Medya
Önceleri sadece TRT televizyonu vardı. Sonra özel TV kanalları çıktı. (Dönemin başbakanı iş adamlarına “oğlunun kanalına reklam vermelerini” öğütlerdi). Zaten her yeni mecra pazarlama iletişiminde kullanılır. (Bu konuya bugünlerde daha fazla değineceğim). Hemen TV ajansları doğdu.
Tıpkısının aynısı özel radyo kanalları ortaya çıkınca da yaşandı. Çeşitli nedenlerle TV veya radyo işlerine yakın kişiler ajans kuruverdiler.
Teknik becerileri sayesinde sosyal mecralar oluşurken erken başlayan tekno-kişiler de, şirketlerin sonradan fark etmesinden yararlanarak bazı uygulamalar sundular. O dönemin “herkes burada” anlayışı sayesinde bugün hatırlamadığımız başarı öyküleri de yarattılar.
- İlginçtir ki bunların bir kısmı, “sosyal mecraları pazarlamacılara yedirmeyeceğiz” diye “burası dutluktu” mantığındaki kodlamacılardı.
Bazı ajanslar, sosyal medyada kısıtlı kalmayıp dijital pazarlamanın diğer alanlarına yöneldi. Bazıları hâlâ sosyal medyada uygulama yazmakla öğünüyor.
Bugün radyo ajansı veya TV ajansı adı söyleyebilen var mı? Kendini tek bir mecra (sosyal medya) ile konumlandıran ajansların geleceği farklı değil.
😛
Yukarıdakini ve son birkaç yazımı okuyup da dijital pazarlamaya karşı olduğumu sanmayın. Aksine, dijital pazarlamanın başarılı olacağına hiç kuşkum yok.
Marketlerdeki küçük ekranlardan alışveriş arabalarına, akbil tarzı dijital bilet uygulamalarından müşteri verilerinin analizine, yüz tanıma uygulamalarından çip veya barkodlu ambalajlara, hava durumundan trafik yoğunluğu göstergelerine kadar her şeyin dijital olduğu bir dünyadayız. Artık TV reklamları viralleri örnek alıyor.
Hayatın doğal olarak dijital yansımayla aktığı ortamda dijital pazarlamanın öne çıkması engellenemez.
Şimdilik birkaç etkinlikte dijital ajanslar ana ajans rolünü kaptı. Gerek TV ve radyo, gerekse diğer çizgi altı iletişimi onlar yönetti. Yakında, bazı markaların (etkinliklerle sınırlı kalmadan) tüm pazarlama iletişiminin dijital kökenli ajanslar tarafından yapılacağını düşünüyorum.
Yılların stratejik iletişim ustası Erol Batislam’ın yazdıkları da görüşümü doğruluyor.
- “Aradaki fark nedir?” diye sorarsanız, dijital ajanslar sadece sosyal medya ile sınırlı kalmayıp müşteriye 24 saat dokunabilecek bütünleşik pazarlama iletişimi konusuna eğildiler.
İtiraz ettiğim şu: Dijital pazarlamayı “sosyal medyada uygulama yazmak” ile sınırlayan kişi, kendisine ne yaptığını bilmese de müşterisine zarar veriyor. Elbette herkes hak ettiği reklamı alır. Burada fazla söze gerek yok.
Ne var ki, müşterinin cehaletini kullanan ajanslar sistemin geleceğini olumsuz etkiliyor. Onlar nedeniyle işini doğru yapan dijital ajanslar aynı kefeye koyuluyor.
😉
Kendi payıma, pazarlamanın geleceğinin dijital olduğunun fevkalade bilincindeyim.
Ey teknik kökenli SMU’lar. Siz de SMU’larla dalga geçen [a] , [b] , [c] yazılarımı takıntı yaparak PİŞTİ olacağınıza mesleğinizin gereğini yapın. Bütünleşik pazarlama iletişimini öğrenin. Uygulama değil çözüm üretin.
😀
Etiketler: dijital pazarlama, ileti, sosyal CRM, sosyal hayat, sosyal mecralar, süpermarket
Kategori: bilişim, interaktivite, pazarlama
10 Eylül 2013
11:57 am
Az evvel de Ercüment Abi’nin benzer yazısını da okudum. Yazılardan ortak çıkarımım; yapılan pazarlama faaliyetinin para için değil marka için yapılması gerekliliği. Zira ancak böyle olursa dijital pazarlama bir bütün olarak düşünülebilir.
Para kazanma derdiyle olaya yaklaşan sosyal medya uzmanları da yerinde sayar ve markaya zarar verirler. Bir iş yapıldığında para kazanılmalı elbette ama strateji ve planlama marka için olmalı.
Kısacası SMU’lar veya Dijital Pazarlamacılar markanın bir parçası olmayı başaramazlarsa hepsi boş…
10 Eylül 2013
8:38 pm
Dijitalci & SMU’cu arkadaşlara nacizane bir kıyak.
Bu kıyak biraz can sıkacak başta çünkü daha az kreatif olduğunuzu fark edecek ve tekliflerinizi biraz daha geç yollamaya başlayacaksınız.
Ama güvenin bana uzun vadede kazanan yine siz olacaksınız.
Üstelik şimdi ararsanız muhteşem bir üçlü bıçak setine de sadece 3 TL’ye sahip olacaksınız.
Evet sadece 3 TL…
Kıyak şu:
Harika ödülleri olan bir kampanya mı kurguladınız, facebook appleriniz hazır mı?
Şimdi bu kurgudan ödülü çıkartın, geriye hala birilerinin ilgisini çekecek bir içerik kalıyorsa yürüyün yoksa başa dönün.
KİB BYE!
18 Eylül 2013
9:53 am
Reklamları hemen zaplamam. İzlerim. Zaman içinde oluşan değişiklikleri, giderek viral videolardan ne kadar esinlendiğini de gözlerim
21 Ekim 2013
7:31 am
Bir diğer SMU yazısı
5 Haziran 2014
6:15 am
Önemli olanın deneyim olduğunu yıllardır yazıyorum ve söylüyorum. Yakında “markanın deneyimi”ni değil, markalaştırılmış deneyimi konuşacağız.