9 Nisan 2009 Perşembe

Hata yaptım

Hata yaptım

Evet, hata yaptım.

En büyüğünden başlayıp sıralamak gerekirse:

Hata yaptım:

  • Başkalarının yazdıklarını kendi blog ve sitelerinde referans göstermeden alıntı yapanlara çattım.

Hata yaptım:

  • Alıntı yaptığı kişi olarak Murat Kahraman’ı yazdım. Yeterince araştırmadan sadece yanlış bir ismi söyledim. Oysa Uğur Aydoğdu başta olmak üzere niceleri varmış. Onlara sormalıymışım.

Hata yaptım:

  • “Otelinize beni de çağırın” diye mesaj atan, çağırılmayınca da gidenlerle uğraşmayı vazife edinenlerin oyununa geldim.

Hata yaptım:

  • Sosyal mecralarda pazarlama gibi derin bir konuyu, herkesle tartışmaya kalkıştım.

Hata yaptım:

  • Ahlak ve bilgi birikimi gibi “dokunan” konuları vurguladım.

Hata yaptım:

  • Yazdıkları ile kendileri hakkında yeterince ipucu veren kişileri muhatap almaya devam ettim.

Hata yaptım:

  • Adamın ne olduğu içki masasında belli olur” atasözünü dikkate almadım; “gençtir içince yaptıkları gerçek kendisi değildir” zannettim.

Hata yaptım:

  • Enerjini harcamaya değmez” diye defalarca uyarılmama rağmen, “yanlış anladığına inanıyorum” diyerek iletişim kurmaya çalıştım. Saflık ettim.

Hata yaptım:

  • Doğru okumayı ve okuduğunu anlamayı bilmeyenlere, okunacak yazıların linklerini gönderdim.

Hata yaptım:

  • “….lar ile tartışma, seni kendilerinden zannederler” ata sözünü de dikkate almadım.

🙁

İyi ki:

  • Laf ebeliği yapan, “blogger karizması”, “delikanlılık” gibi cümlelerle yaptıklarını örtmek için kişilere saldıranlara yanıt vermedim.

İyi ki:

  • Ekran başında oturup laf yetiştirme yarışına girmedim. Boğaza gittim. Rakı-balık yedim.

İyi ki:

  • O sırada (rakı-balık yaparken) “bu yazılara yanıt vermeyen üfürükçü hoca” diyeni hiç tanımadım.

İyi ki:

  • Bu arkadaşların bir çok ortamda hakaret etme becerilerini ispatlamasını ve anlayanın görmesini sağladım.

Sevgili okurlar.

Bir daha kendi blogumu bunlar için yazmakta kullanmayacağım.

Amaaa….

“Bu ülkede iyiler, ahlaklılar ve bilgililerin de en az diğerleri kadar cesur olduğu ispatlayacağım”. Her gördüğüm ve görüldüğüm yerde…

😀

Etiketler: , ,

Kategori: bilişim, pazarlama

“Hata yaptım” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Üstadım;
    Karşında saygıyla eğiliyorum. Teşekkürler yazdığın ve paylaştığın için.
    Sevgi ile kal…

  2. rakı-balık sahnesine kadar en doğru bulduğum madde enerjini boşuna harcadığındı 🙂

  3. Hocam;
    Bu yazıyı yazmak senin tercihin tabi ama yazmana bile gerek yoktu, sağlıklı düşünenler olarak biz, neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz.Bence herkes yerini ve haddini bilsin.

  4. Uğur Hocam’dan çok artık Uğur abi diyorum, demek istiyorum tanışmasak bile tanımış kadar, görmüş bilmiş kadar samimiyet hissettiğim, kendimi yakın gördüğüm için…

    Ne yapar(lar)sa yapsın(lar), örnek alınacak ve umursanmayacak diye iki kategori vardır benim hayatımda; kimin nerede olduğu da bellidir (hem ben hem birçokları için..)

    O yüzden büyük harflerle “TEŞEKKÜR ve SAYGILAR”‘ımı sunmaktan başka diyecek bir şey kalmıyor…

  5. Hocam,
    sadece kibarca saygımı sunuyorum…

  6. İyi bir bloggler için şöyle demişti Teakolik: “Kötü eleştiri yapacaksa yıkıcı değil yapıcı… İyi eleştiri yapacaksa yalakalık değil öneri…”

    Eminim siz iyi bir bloggersınız..

  7. Bu, haklı olabilecekken haksız duruma düşmenin, üslup yanlışlığının, karşındakine önce insan olduğu için saygılı olma gerekliliğinin, önyargılı olmanın, sabırsızlığın, anlayışsızlığın….
    daha çok sayılabilir ama yukarıdakilerin hepsinin örneği bir durum…
    Olayı dışarıdan takip eden birisi olarak çok fazla şey söyleyebilirim belki. Ancak benim için asıl üzücü olan, bu noktaya göz göre göre zemin hazırlanması oldu..
    Taraflardan birisi olarak size geçmiş olsun diyorum. Diğer tarafın yazdığı yazının altına da aynı cümleleri yazmak isterdim ama yazmayacağım… Çünkü benim içinde olduğum bir ortamı çirkin bir biçimde kullanıp, benim zevk aldığım, dinlendiğim bir ortama bir kaç gün girmeme sebep olduğu için, geçmiş olsun denmesini haketmediğini düşünüyorum…

  8. Hocam bir gün bizi de götür rakı balık içmeye 🙂

  9. Hilal Cura :
    9 Nisan 2009
    11:41 pm

    Sevgili Uğur Hocam,

    Asıl ben hata yaptım. 17 Ocak tarihli Güzel Bir Gün yazınızı okuyunca hissettiklerimi hiç yazmayarak. Geç oldu ama söylemek istiyorum. Siz gerçek bir öğretmensiniz. Bütün emekleriniz ve bana kattığınız herşey için size çok teşekkür ediyorum. Bilgi’de okul için değil yaşam için öğreniyoruz demiştiniz. Aynen böyle. Birlikte yaptığımız bitirme projesi de benim için bir başlangıç projesi mahiyetinde…
    Sevgiler
    🙂

  10. Uğur abi 16’sında İstanbul’dayım. Likemind’a geleceğim ama ayrı rakı-balık da yapalım (: Son zamanlarda olanları üzülerek izliyorum. Tartışmaların dışarısında kalmak, ‘rakı-balık’ yapmak daha iyi olacak sanırım bu dönemde. Saygılarımı sunuyorum abicim.

  11. Alper Chris :
    10 Nisan 2009
    4:03 am

    Ugur Bey,
    Ben Amerikada yasiyorum. Ilk kez size yorum yaziyorum.Turkiyeden sadece sizin blogunuzu takip ediyorum.Birkac sebep vereyim,
    – Kendinize ozgu fikirlerinizi cok begeniyorum
    – Uguz Ozmen’in kisi olarak bircok guzel olguyu temsil ettigini goruyorum
    – Degindiginiz her konunun derin bilginize dayali oldugunu hissediyorum
    – Turkiyede kendiniz gibi insanlarin sayisini artirmak isteme cabaniz oldugunu goruyorum
    – Soyleneni yapmaniz degil, yaptiklarinizi soylemenizi cok ama cok seviyorum.Amerikalilarin dedigi gibi “This is my way” diyorsunuz, ben de bunu cok yenilikci buluyorum.
    Ben Turkiyeye donmeyi hic dusunmuyordum; fakat siz ve sizin gibi olabilecegini dusundugum insanlar bana cok guven veriyor. Turkiyede benim gibi dusunen insanlar var onlarla cok guzel isler yapabilirim diye dusunuyorum. Muhendislik Doktoram ve de Isletme yuksek lisansim var, sizin gibi ben de bilginin gucune inaniyorum. Amerikadan dunya cok kucuk duruyor, cunku gercekten kucuk. Dunya kuculdukce de, bilgisiz ve kulturel olarak olgunlas(a)mamis toplumlar, kucu(cu)k bir nokta olarak kalacak.
    Eger siz Ugur Ozmen olarak, cevrenize, ogrencilerinize, icinizde yasadigiz topluma onem veriyorsaniz, lufen yazmaya devam edin. Sizinle tartissalar da, sizi sevmeseler de, bilgilerinize ihtiyaclari var. Cok guzel ve benim de cok sevdigim bir soz var, meyve vermeyen agac taslanmaz. Bence herseyi acikliyor. Sevgi ve saygilarimla. Okumaya devam edecegim.

  12. Uğur Hocam (müsaadenizle bu hitabı kullanıyorum) her ne kadar sizinle reel anlamda öğrenci öğretmen ilişkimiz olmasa da yazılarınız, deneyimleriniz, tecrübelerinizi samimiyetle paylaşmanız ve seviyeli üslubunuz sizi siz yapan değerleriniz (rakı-balık bizi bozsa da)…
    Hep böyle kalın,hiç değişmeyin ne olur…

  13. Ercan Erdoğan :
    10 Nisan 2009
    9:09 am

    Size bunları yazdırtan olay nedir bilemiyorum ama meyve veren ağaç taşlanırla özetlenebilir sanırım durum. Saygıyla ve sevgiyle okumaya devam ediyoruz Hocam.