Hava Durumu ve Veri
Ocak ayında bir Cumartesi günü, Sosyal Mecra Verilerinin Pazarlamada Kullanımı konusunda eğitim verecektim.
- Bu programda, önce veriye dayalı düşünmenin temel kavramlarını anlatıp, sonra sosyal mecra verilerinin satış fırsatları ve pazarlama amaçlı kullanımından bahsediyorum.
Yağmurlu ve rüzgarlı bir gündü. Eğitim saat 10.00’da başlayacaktı ama zamanı geldiğinde sınıfta 25 kişinin ancak 8’i vardı. Tanışma, önümüzdeki 3 saat boyunca anlatacağım konular… derken bir 10 dakika daha geçti. Sınıfın yarısına yakını gelince ilk soruyu sordum.
– Arkadaşlarınızın gecikme nedeni hava muhalefeti midir?”
Büyük kısmı EVET diye yanıtladı.
– Hayır” dedim. “Gecikme nedenleri hava durumu değil, veriye göre düşünmemektir.” Sınıfta bir sessizlik. Evet anlamına baş sallayan bir-iki kişi…
Devam ettim. “Bugün yağmurlu ve fırtınalı olacağı, dün sosyal mecralar dahil her kanalda söylenmedi mi? Söylendi. Duymamış olma ihtimali nedir? Muhtemelen yarı yarıya değil. Böyle havalarda İstanbul’da trafiğin tıkanacağını bilmeyen var mı? Muhtemelen yok.”
“Metro arızalanırsa veya metrobüs kaza yaptığı için seferler uzun süre kesilirse veya köprüde kaza olduğu için geçilmiyorsa, geç kalmanızın haklı gerekçeleri vardır. Siz önlem alsanız bile elde olmayan nedenler baskın gelmiştir. Ama, yağmurdan ötürü yoğunlaşan trafikte kaldığınız için geciktiğinizi söylerseniz… veriye dayalı düşünmediğiniz anlaşılır”
İki hafta sonra hava güzeldi. Yine aynı eğitimden çıktım ve bir arkadaşımla buluştum. Derste ne anlattığımı sorunca, “veriye dayalı düşünme” konusunda bu olayı aktardım. O da, aynı yağmurlu ve fırtınalı günlerde başından geçeni anlattı.
“O gün uyuya kalmışım. Telefonun alarmı da çalmadı. Geç kalktım. Hemen hazırlandım. Taksiye bindim. Cep telefonumu elime aldım. Amirime “Yağmurdan ötürü trafik sıkışık. Geç kalıyorum” diye mesaj gönderecektim. “İstanbul’da kötü havalarda trafiğin tıkanacağını bilmiyor musun?” diye kendime sordum. Mesaj göndermekten vaz geçtim” dedi.
Hava durumunun veriye dayalı karar verme sürecindeki önemini merak ettiyseniz, [1] ve [2] yazılara göz atmanızı öneririm.
Bu vesileyle, veriye dayalı düşünme dışında, bir kavramı daha eklemek istiyorum.
Bazı ikili kavramlar, söyleyenin değil diğerinin değerlendirmesinin geçerli olduğu kavramlardır. Bahane ve gerekçe de bunlardandır. Söylediğinizin bahane mi, gerekçe mi olduğu size değil, diğerine bağlıdır.
🙂
Etiketler: bahane, gerekçe, hava durumu, trafik, veri anlamlandırma
Kategori: bilişim
6 Şubat 2019
9:45 am
Çok haklısınız hocam, bir işi bir eylemi yapmadan daha önce bahanesi bulunuyor. O işi yapmayı gerçekten istiyor muyuz veya ne kadar çok istiyoruz sorusunun cevapları ile bahane bulmak arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Gerçekten istiyorsak hiç bir sebep engel olamaz.
13 Şubat 2019
8:39 pm
Ismail Hakkı Polat
Hocam ya, şurada kalmıştı zaten bir bilemedin iki bahanemiz 🙁
.
Dilara Eldaş Baş
Yandex akşamdan mesaj atsa mesela hocam “İstanbul’da sabah yağmur yağacak, dolayısıyla trafik felç olacak, erken çık” diye 🙂
.
Uğur Özmen
Bence yakında bu olacak. Telekom operatörleri anlamlı bir iş yapamıyor, bari onlar yapsa… (diyeceğim ama…)
PaaS (Product as a Service) mantığı gereğince, fiyat farklılaştırması yerine hizmet sunma yarışı olursa, dediğin de dahil olmak üzere, birçok hizmeti görmeyi umuyorum. TR’de olmasa bile, dışarıda çokça duyacağız.
.
Dilara Eldaş Baş
Evet, bu da paas’de farklılaşmayı hızlandırmanın yolu. telekom tarafında ise böyle helper ürünler pek aklıma gelmiyor ki aslında kullanıcıyı yakınlaştıran bunlar sanki. Biri kullanıcı diyor, diğeri müşteri :-).