28 Haziran 2008 Cumartesi

Interaktivite

İstanbul’da Harbiye Askeri Müzesi’nde 3 – 4 Haziran tarihlerinde düzenlenen 2. İstanbul Bilişim Kongresi’ni izlemeye gitmiştim. Cemil Türün web 2.0’ın interaktivite’ye getirdiği yeni kavramlardan söz etti Bu tartışmadan benim aklımda şunlar kaldı. Interaktivite, gerçek zamanlı görünebilir. olabilir. Ancak aslında gerçek zamana dayanmıyor.

Kurumun geçmiş tecrübelerini biriktirmesine ve hangi koşulda ne yanıt vereceğini modellemesine dayanıyor. Yani, interaktivite dediğimiz şey, orada hazır bekleyen bir paket. Yani, müşteri tecrübesine değil, kurumun tecrübesine bağlı bir hazır çözümler demeti. Repertuarın büyüklüğü ve bunun iyi modellenmesi başarıyı getiriyor. Yani, gerçek zamanlı olsa da eş-zamanlı değil.

Eğer Merve’yi tavlamaya kalkışırsanız, önceden hazır patikalarda ilerliyorsunuz. Çoğunluk gibi davrandığınız sürece de “hak ettiğiniz” yanıtı alıyorsunuz. (Hak etme konusu CRM’de de önemlidir. CRM koşulsuz müşteri mutluluğu önermez, hak edilen düzeyde hizmet vermeyi savunur.) Hemen her ticari faaliyette olduğu 10/90 kuralı uyarıca, hep kendinize uygun yanıtlarla ilerleyebilirsiniz de… (Merve’den söz edince, sevgili Deniz Oktar’ı anmadan geçemeyeceğim.)

Kurumların interaktif kanallar üzerinden yaptıkları iletişim de aynı mantığa dayanıyor. Her yeni işlem, repertuarı daha da büyütüyor. Ustalık, sizin modelleme becerinizde… Özetle, siz kendinizi özel hissetseniz de aslında 1’e1 değil.

Bireysel bakıldığında, chat için eş-zamanlı interaktivite’den söz edilebilir. Kurumsal yaklaşım altında da, eş-zamanlı interaktivite’nin yakın gelecekte başlayacağını duyuyorum. Eğer zaten başlamışsa, haber verin.

Etiketler: , , ,

Kategori: bilişim

“Interaktivite” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Web2.0, teknoloji olarak, sitelere sayfayi yeniden geregi duymadan islem yapma yetenegi getirdi.

    stylefeeder.com ilginc bir ornek olabilir.
    Stylefeeder, kendi zevklerine gore sana yeni urunler oneren bir site. Burada cesitli urunleri puanladikca, stylefeeder, senin hakkinda birsey ogreniyor ve bunun paralelinde sana onerdigi urun cesitliligini gercek zamanli olarak degistiriyor

  2. İşte interaktivite için muhteşem bir örnek. Beğeniler belirtildikçe, repertuar genişliyor. Önceden kurgulanmış patika içinde gerçek zamanlı teklifler sunarak ilerliyor.

    Teşekkürler Özgür.

    Ne var ki, ben dakikalarca uğraşmama rağmen, çerçeveyi genişletemedim. 40 yıl boyunca aktif basket oynadığım ve ayak bileklerimde sorun olduğu için, yüksek konçlu spor ayakkabısı giyiyorum. Ama bu ayakkabıları seçenlere önerilen baskılı t-shirt’ler ilgimi hiç çekmiyor. (Demek ki kaç yaşında olduğumu daha fazla dikkate alması gerek)

    Müzik konusunda Klasik Caz’a gelemedik. Zira yüksek konçlu spor ayakkabıları seçenlerin müziği -rap- etrafında dönüp durduk. Belki ikinci aşamada, daha geniş bir yelpaze sunarlarsa, sonuca hızlı gidebilirler.

    İstisnaları çoğaltmayacağım. 10/90 uygulamasını çok güzel anlatan bir örnek. Ancak müşteriyi daha çabuk anlamak gerektiğinde yetersiz kalıyor.

    Bu nedenle diyorum ki, kurumlar kısa zaman içinde 10/90’ın dışında kalan müşteriler için eş-zamanlı uygulamalar geliştirmeli. (Belki de çoktaan geliştirmişlerdir)

  3. Siteyi incelemedim ama yüksek konçlı spor ayakkabısı seçildiğinde önerilen müzikler rap, tee’ler uçuk baskılı tee’ler, pantolonlar bol ve düşük bel, şapka olarakta geniş baseball şapkaları öneriliyorsa stereotipler üzerinden genelleme yapıldığını söyleyebiliriz.
    Aslında 2.0 uygulamalar datamining teknolojileri ile eşdeğer paralelde büyüdükçe tam anlamıyla bir yapay zeka gibi işleyebilecekler.
    Şu şekilde bir scriptten öteye gidemeyen uygulamalar, örneğin kişisel beğenilerimizin ve beğendiğimiz ürünlerin aktarıldığı bir widget programcığı ile paralel doğrultuda çalışıp (örn. ebay ile bu programın entegre çalışması) bizim için önerilecek promosyonların anasayfa’da yer alması ve daha farklı etkileşim modelleriyle çok daha öteye taşınabilir.

    Bu widget fikri uygulanabilir mi bilmiyorum ama şimdi çok aklıma yattı =)

  4. İnternet zaman kavramını bir anlamda izafileştiriyor.
    Bu yorumu 23 Temmuz 2008 saat 16:20 itibarıyla yazıyorum.
    Uğur abinin yazısı 28 Haziranda yazılmış. Yorumlar 29 Haziran ve 30 Haziranda gelmiş.
    Ama ben sanki şu an Uğur abi, Özgür ve Eren Kumcuoğlunda aynı anda sohbet eder gibi hissediyorum.
    İnsana dayalı interaktivite deyince, anlık mesajlaşma-chat geliyor.
    Bloglarda yazı-yorum ilişkisi aynı anda sohbet eden kişiler varmış gibi bir his yaratabiliyor.
    Çıplak sohbetler ( Naked Conversations ) kitabının sohbet tanımlaması da bu olsa gerek…

  5. Murat,
    Teşekkür ediyorum. Çok güzel bir örnek oldu. Artık, bu örneği kullanacağım.

Yorum Yazın