Mecraların doğası
A. Selim Tuncer, “Gün gelecek, ‘blogger’ diye bi’şey kalmayacak!” diye yazdı.
Hem kendi sitesinde hem de friendfeed’de ([1] ve [2] kere) tartışıldı.
Tartışmaları mutlaka okuyun. Tartışanların ve tartışmaların düzeyine dikkat edin.
Yurt dışında sıkça izlediğim sitelerin yazarları hemen hep 40 yaş üstünde… Pazarlama, CRM, CEM (Customer Experience Management – müşteri tecrübesi yönetimi) uzmanları içinde 50 yaş üstünde olanlar daha fazla.
Bunlar da en az gençler kadar iyi izliyor interaktif mecraları. Üstelik, bu mecraların iş yaşamına nasıl girdiğini ve ne derece etkili olduğunu daha iyi yorumluyorlar.
Onların referanslarını izlediğim zaman, diğer meslek gruplarından da bir çok uzman ile karşılaşıyorum. Psikologlar, sosyologlar, sanayi tasarımcıları, hatta fabrika ve işyeri mimarları…
Türkiye’de de çeşitli meslek gruplarından uzman kişileri interaktif mecralarda görmeye başlayacağız. Bana soran birkaç kişi oldu. Teknolojiyi baştan öğrenmeye eğilimleri yok. Onların sitelerini sorunsuz yürütebilecek “admin”cilere ihtiyaç duyuyorlar.
“Güvenilir teknik eleman” bulunca onlar da blog dünyasına gelecekler. Yavaş yavaş… Doğal olarak nitelik artacak. Onların izleyici sayıları fazla olmayacak ama izleyenler daha bir keyif alacaklar. Mesleki görüşlerini tartışacaklar. Varsayımlarını sınayacaklar. (Bu nedenle yukarıdaki linklerde yer alan tartışmaların okunmasını önerdim)
Kendini daha çok kişinin izlemesi ile ölçenler için zaten yazmıştım. Tartışmalar sırasında Burak Kargın ile de yazıştık. “Nicelik arttığında nitelik düşüyor” diye mutabık kaldık.
Mecraların genel sorunu bu… Atalarımız boş yere dememişler: Nerede çokluk…
😀
Etiketler: Burak Kargın, CEM, CRM, medya, Melih Cılga, pazarlama, Selim Tuncer, sosyal mecralar
Kategori: bilişim, yaşamın içinden
21 Nisan 2009
12:18 pm
Nicelik zirve yapınca bir çıkışlar toplu intiharlar ve asıl kullanıcılar yine orada kalır diye düşünüyorum Hocam. Sen daha iyi biliyorsun bu işte içerik ve süreklilik esastır. Üretemedikten sonra en kral admini tutsan ne yazar.