19 Ağustos 2017 Cumartesi

İyi Mezun, Düşünmeyen Eleman

Bugün Twitter’da @umutaydin‘dan iki gümle gördüm.

Aklıma gelenleri paylaşayım.

😉

İstanbul Bilgi Üniversitesi MBA programında yıllardır CRM dersi veriyordum. 2017 Ocak ayında (Project House‘un kurucu ortağı Serhat Akkılıç ile birlikte) Dijital Dönüşüm dersi de vermeye başladık.

Dijital dönüşümün en önemli aşaması, müşteri odaklı süreç tasarımıdır  (MOST®) . Şirketin iç süreçleri ne kadar karmaşık olursa olsun, gerek müşterilerin gerekse müşterilerle temas eden çalışanların – bu karmaşayı hiç hissetmeksizin – işlerini kolayca ve sürtünmesiz yapmalarını sağlamak için teknolojinin – gerekli olduğu yerlerde – kullanılmasına Müşteri Odaklı Süreç Tasarımı (MOST®) diyoruz.

Ödevlerden birinin konusu MOST®’dur. MBA katılımcıları, kendi seçtikleri bir sektörde müşteriye doğrudan dokunan süreçlerden birini  ele alıp, teknolojiyi de kullanarak müşteri odaklı hale getirmeye çalışırlar.

Bu konuda en kötü ödevleri kimler verir biliyor musunuz? Bilmem hangi listede ilk 100, hatta ilk 50 arasında yer alan… “Türkiye’de en çok patent alan” sıralamasına ilk sıraları paylaşan… Bir yerlerde teknoloji veya inovasyon konuşulduğunda mutlaka kurumsal konuşmacıları olan kurumlar.

Bu kurumlardan MBA’ya gelenler işin kolayına kaçar ve mevcut bir süreci ele alırlar. Sonra da kurumda zaten uygulanan aşamaları aynen yazarlar. (Evet, mevcut süreci AYNEN yazarlar.)

Aramızda şöyle bir konuşma geçer:

– Bu zaten mevcut süreciniz değil mi?
– Evet hocam.
– Bu sürece senin bir katkın var mı? Derste öğrendiklerini bu sürece uyguladın mı?
– Hayır hocam.
– Neden bunca hafta boyunca öğrendiklerini bu sürece uyarlamadın.
– Eğer daha iyisi yapılabilseydi, bizim şirket yapardı.

Bu cümleyi ilk duyduğumda şaşırmıştım. Sonra, yukarıda saydığım BÜYÜK kurumların çalışanlarından sıkça duymaya başlayınca…

Alıştım diyemem. Sadece üzülüyorum.

😉

Bir teknoloji konferansında bu kurumlardan birinin üst yöneticisi “ne kadar yenilikçi olduklarını” anlatan sunum yaptı. Sunum bitince yanına gittim ve bizzat kendi kurumlarından gelen MBA katılımcılarının cümlelerini aktardım. Hiç inanmadı (hatta ciddiye almadı.) “Bizim kurumumuz yenilikçiliğe önem verir…” gibi cümlelerle geçiştirdi.

En iyi okulların en seçme mezunlarını çağırırlar. O gençleri 8 – 10 aşamalı elemelerden geçirirler. Sonra işe alırlar. Birkaç sene içinde o pırıl pırıl çocukları “kurum kimliği” kavramı altında o duruma getirirler ki çocuklar kurumlarından bağımsız düşünemez olurlar.

🙁

Umut Aydın’a katılıyorum.

Geleceğimizi “Eğer daha iyisi yapılabilseydi, bizim şirket yapardı” diye düşünenler belirleyecekse, vay halimize.

🙁

Not: Bu yazı, Bilanço Egosu‘nun geniş açıklaması oldu.

.

Etiketler: , , , ,

Kategori: bilişim, dijital dönüşüm

“İyi Mezun, Düşünmeyen Eleman” yazısına şu ana kadar bir yorum yapılmış:

  1. Sevgili Hocam,
    Şu yazıyı duvarıma asmak isterim . Tam da linkedin sayfamı hiçbir şirket beni temsil etmiyor şekilde güncellediğim sonrasında temizlemek ve bu yönde güncellemek üzere ara verdiğim bir dönemde okumuş oldum. Bir yerde çalışıyor olabilirim ama bir de ‘BEN ‘ var sonuçta. Bunu birilerine anlattığımda uzaydan gelmişim gibi bakıyorlar . *not: hiç iyi ödevler yapmadığımın bilincindeyim

Yorum Yazın