Teknolojide liderlik

Uzunca bir dönem boyunca, perakende bankacılık için çalıştım.

1980’lerin sonu ve 90’ların başında teknolojide lider olmak çok önemliydi. Bankamatikler, tele-işlemler, telecard’lar, kredi kartları, POS’ler o dönemde başlatılan çalışmalar. “Teknolojide lider banka” diye reklamlar yapılırdı.

İşi bizzat teknoloji üretmek olan girişim ve şirketlerde lider olmak şimdi bile önemini koruyor. Ciddi bir gelir de sağlıyor. Rakiplerinin arasından kolayca sıyrılıyorlar. Bazıları kısa süre içinde dünyaca meşhur oluveriyor.

Ne yazık ki, teknoloji üretmeyen ancak teknolojiden yararlanan cephede çok şey değişti.

2010’a doğru giderken, teknolojide lider olmak değil “akıllı uygulayıcı” (en iyi takipçi) olmak önem kazandı. Hemen herkes gelişmeleri yakından izliyor. Ön hazırlıkları eksiksiz yapmaya çalışıyor. Fakat ilk başlayan olmayı tercih etmiyor. (Özellikle kriz zamanları “yatırımın geri dönüşü” açısından risk alınmayan dönemlerdir.)

Bir çok firma, yoğun teknoloji kullanımında ilk adımı bir diğerinin atmasını bekliyor. “Rakipler şu konuya eğilsin, yatırım yapsın, ilk sonuçları görelim. Onların hatalarını tekrarlamayalım, ancak iyi uygulamalardan da ders alalım” diyorlar.

Yarıştan kopmamak ama ilk başlamanın belirsizliğini ve tecrübesizliğini de yaşamamak için, start çizgisinin gerisinde de ilginç bir yarış dönüyor. İzleyin.

🙂

Etiketler: kriz yönetimi, liderlik, perakende bankacılık, teknoloji

Kategori: bilişim, İş hayatı