Bunu yapmayın
Eski öğrencilerimin birinden şöyle mesaj aldım.
🙂
Merhaba Hocam,
Şu aralar xxxxxx isimli bir şirket ile CRM Manager pozisyonu için görüşüyorum. Pozisyon itibariyle size sormak istediğim şeyler var ve mümkünse biraz da fikir almak istiyorum. Eğer bana yardımcı olursanız sevinirim.
Sizden CRM dersi almıştım 2 dönem önce ve sizinle birkaç kez yazıştık şimdiye kadar. Açıkçası bahsettiğim şirket ve pozisyon çok hoşuma gittiği için mümkün olduğu kadar donanımlı girmek istiyorum mülakatlara. Şirket yakın zamanda SAP’in CRM modülünü satın almış ve bir iki hafta içerisinde implementasyona başlayacaklarmış. Öncelikle sadece B2B çalışan, son kullanıcısı kurumlar ve uzmanlar olan, sadece xxx’le ilgili operasyonlar için zzz, rrr gibi enstrümanlar üreten bir şirketin neden CRM’e ihtiyaç duyacağını anlamadım. Yine de bütün şirket altyapısı yenilendiği için her iş ünitesi SAP’in ilgili modülüne geçiş yapmaya başlamış. Ellerindeki datanın yapısıyla ilgili, müşterileri, ihracat yaptıkları 15’e yakın ülkeyle ilgili hiçbir bilgim yok. Bu datayı nasıl kullanacaklarıyla da ilgili birşey bilmiyorum.
İlanda “Minimum 2 years of work experience in SAP CRM Conceptualization & Project Implementation” diye bir ibare var. SAP CRM conceptualization nedir, onu da bilmiyorum. “Experienced on SAP Enterprise Portal and Visual Composer” ibaresine de yabancıyım.
Sizden ricam genel portreyi değerlendirdiğinizde kafanızda şekillenen yapıyı bana biraz özetlemeniz ve nasıl bir CRM Manager profile çizmenin bu konuda bana yardımcı olacağını izah etmeniz.
Bundan sonraki ilk görüşmem, bağlı çalışacağım Pazar müdürü’yle olacak. Dolayısıyla kendi tecrübelerimi pozisyonun ihtiyaçlarıyla örtüştürüp, onların beklentilerinin çok üzerine çıkan bir aday profillemem gerekiyor ki pozisyonu alayım.
Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla,
🙂
- Not: Firma belli olmasın diye bazı yerleri değiştirdim
Mesajı defalarca okudum. Aklımda kalan cümleler:
- … neden CRM’e ihtiyaç duyduklarını anlamadım.
- Ellerindeki datanın yapısı…, müşterileri, ihracat yaptıkları ülkeler … hiçbir bilgim yok
- Bu datayı nasıl kullanacaklarıyla da ilgili birşey bilmiyorum.
- En az 2 yıl tecrübe istiyorlar… ben ne olduğunu bilmiyorum.
- …. ibaresine de yabancıyım.
- …. onların beklentilerinin çok üzerine çıkan bir aday profillemem gerekiyor.
😛
“Ciddi değil” diye düşünüyorum, o andan beri… Daha kötüsü, bu arkadaş ciddi olabilir…
😛
İşverenleri saf sanıyorsanız yanılırsınız. “Başkasını aldattığını sanan kendisini aldatır” der bir arkadaşım.
Arkadaşlar… Yapmayın bunu… İşe girmek değil, işi yapmak önemlidir. Sonra da, ya suçu İK’ya atarsınız, ya da “patron beni anlamıyor…” dersiniz…
😉
Etiketler: analitik CRM, çalışan, CRM, iş görüşmesi, işe alma, işveren, patron
Kategori: CRM, İş hayatı, yaşamın içinden
2 Kasım 2009
1:02 pm
Aslında şirkette de biraz suç var gibi sayın hocam, hadi arkadaşın durumunu anladık peki ya şirket arkadaşın durumunu anlayamamış mı ? CRM ile ilgili hadi bilgisi olan adam yok gibi görünüyor, en azından vizyon sahibi kimse de yok muymuş (CRM departmanı kurulmasına karar veren mesela) Şirketin kim olduğunu tahmin ediyor gibiyim ilanlardaki içerik ve arkadaşın bahsettiklerini üst üste koyduğumuzda, 5-6 ay sonra şirket içinde malesef crm’e olan inançta kaybolacak, CRM’e en başından bu yana inanmayanlarda bakın projeniz fail etti diye birilerine yüklenip duracaktır. SAP için yapılan bir ton yatırım da çöp olacaktır. Kaldı ki SAP CRM account bazında ücretlendirme yapıyor ve allah yardımcıları olsun…
2 Kasım 2009
1:41 pm
Haluk abi’nin Derdim var-Hmm! blogu (http://derdimvar.blogspot.com/) da böyle yardımcı olayım yol göstereyim diye başlayıp, bir noktada bizzat HM’yi dert sahibi yapmıştı. Ben de zamanında nacizane şöyle bir yazı yazmıştım,; http://olcaytocengiz.com/?s=y%C3%BCkleniyor+had ki sanırım özde aynı noktadan bahsediyoruz.
2 Kasım 2009
1:55 pm
Yazınıza konu olan olay, ne yazık ki münferit bir şey değil hocam. Emek harcamadan, kısa yoldan zengin olma, mevki pozisyon kazanma hayalciliği, malesef gençlerimizin bir çoğunda var.
2 Kasım 2009
3:43 pm
Haluk Mesci’nin yazdıkları ile aynı fikirdeyim.
🙂
Yukarıdaki mesajı gönderen arkadaş ikinci bir mesaj gönderip detay istedi. Şu yanıtı verdim.
🙂
Bu firma (veya her hangi bir şirket) için nasıl bir yol planı oluşturulacağı, CRM faaliyetlerinin nasıl düzenleneceği, YBD’nin nasıl artırılacağı, RFM’in nasıl hayata geçirileceği gibi konuları elbette belli koşullarda anlatıyorum.
.
Bu konuda beğendiğim şu 3 yazıyı paylaşmak isterim.
.
En büyük servet: deneyim
Her hafta kaç kişi benden BEDAVA yardım istiyor
Büyük ödül
Sonuncusu, uluslararası bir firma ile yaptığım çalışma üzerine firmanın bana gönderdiği mesaj…
Sevgiler,
😉
Olcayto,
Senin bahsettiğin yazıyı neden yazdığını iyi hatırlıyorum. Bana yine kızacaksın ama… Yazının ikinci yarısına hiç katılmıyorum. Şimdi bile…
Gün gelir, nedenini tartışırız…
🙂
2 Kasım 2009
4:03 pm
Aaa bu bizim NECATİ’nin kardeşi değil mi? Şu Necati:
“CRM ve CEM (customer experience management – müşteri tecrübesi yönetimi) öncelikle “beyin emeği” gerektiren konular. “Ne kadar müşteri odaklısınız?” sorusuna, “Çok müşteri odaklıyız. CCO – chief customer officier – pozisyonu yarattık ve Necati’yi atadık. Bizim Necati, 24 saat müşteri’den sorumludur.” diyerek müşteri odaklı olunmuyor.”
http://smj.ph.com.tr/2009/08/musteri-odakli-organizasyon-1/
2 Kasım 2009
4:46 pm
2.yarısı nereden sonraya denk geliyor bilemiyorum ama, seve seve tartışırız 🙂
4 Kasım 2009
6:28 am
“Patron beni anlamiyor” evet , ben bu cümleyi son is yerimde bir cok defa kullandim.
4 Kasım 2009
10:03 pm
Aslında bu arkadaşınki iyi bir taktik olabilir. Eğer o kadar akılcı düşünebiliyorsa işin uzmanlarına böyle sorular sorup aldığı cevaplardan çıkarım yaparak iş hayatını sürdürüyordur belki de 🙂
Bazen sert kayalara çarpma riski de alacak elbet bu durumda….
7 Kasım 2009
9:20 am
Bu örnekleri yaratanlar, yönetici de olabiliyor… “Dernek yönetmek” yazısında…
13 Kasım 2009
12:03 pm
Insan Kaynakları bölümleri genelde işin teknik gerekliliklerini pek bilmezler, bilmesi de beklenmemeli sanıyorum. Onlar ön eleme işini yaparlar. Öyleyse, önemli olan ön elemeyi geçmek olmalı, onların konuya hakim olup olmadığını onlara hissettirmek değil.
Yöneticiler hala şirketlerini ve yaptıkları işi adaylara pazarlamak zorunda olduklarının farkında değiller. İşe alım tek taraflı bir anlaşma değildir. Çift taraflıdır.
Yeni kurulan bir departmanın tam olarak ne yapacağını bilmiyor olmasına ben avantaj olarak bakıyorum. Çünkü siz aday olarak ne yapılması gerektiğini biliyorsanız, sizin için müthiş bir ortam yaratılmış demektir. Başarılı olursanız, yolunuz açık demektir…