29 Mart 2010 Pazartesi

Emlak işinde CRM – 2

Emlak işinde CRM yazımın üzerine bir arkadaşım kendi ev arama tecrübesini aktardı.

  • Zaten friendfeed yorumlarındaCRM ile CEM (müşteri tecrübesi yönetimi)’ni birbirine en yaklaştıran sektörlerden biri emlaktır” diye vurgulamıştım.

Müşteri tecrübesi açısından çok güzel bilgiler verdi.

Arkadaşım kiralık daire arıyor. Önce internetten araştırma yapmış. Tercih ettiği semtlerde yer alan beğenebileceği dairelerin listesini çıkarmış.

– Bunları 5 – 6 cm aralıkla dosya kağıdına yazmış. (Her daireyi gezerken not tutabilmek için…)

– Sayfadaki sırası da birbiri ardından gezilebilir bir şekilde düzenlenmiş. (Bu sayede bir günde azami sayıda ev gezebiliyor.) Google Map kullanılabilir.

🙂

Bunun dışında kendisine güzel bir liste daha hazırlamış. Her daire için:

  • Ara kat olup olmadığı
  • Aidat: Yaz, Kış
  • m2
  • Cephe
  • Depozito
  • Otopark
  • Asansör
  • Kapıcı
  • Ev sahibinin oturduğu yer
  • Mutfak doğalgazı
  • Isınma şekli: (Kombi, doğalgaz merkezi sistem)
  • Sıcak su şekli: (termosifon, merkezi)
  • Yerlerin durumu (laminant parke tercih edilir)
  • Kapı: (Çelik kapı)
  • Deprem yönetmeliği durumu

😛

Gelelim onun tecrübelerine…

Emlak komisyoncusu ile önceden konuşup gidiyorlar. Kimileri, aldıkları ipuçlarını değerlendirip, birkaç tane daha seçenek üzerinde çalışıyor ve daha fazla ev gösteriyor. Kimisi bunu ev gezdikten sonra yapıyor. (“Hımmm, sizin ne istediğinizi anladım… Elimizde birkaç tane daha var…”) Elbette birinci grup daha tercih ediliyor.

Bir daireyi geziyorlar. Çok beğeniyorlar. Onu tutmaya karar veriyorlar. Ama 2 hafta önce tutulmuş. (Büyük emlak network’lerinden birinde…) “Neden gezdirdiniz öyleyse?..” sorusunun yanıtı yok. “Firmanızı kesinlikle siliyorum. Sokakta açıkta kalsam firmanızdan ev tutmam.” diyor.  Bunun üzerine bu hatayı yapan kişi telefonda 3 – 4 kez daha arıyor.

Siz önceden seçim kriterlerinizi söylemiş olsanız da, hiç beğenmeyeceğiniz evleri özellikle gösteriyor. Sonra sizi “eh işte” diyeceğiniz bir eve götürüyor. Kötünün iyisine razı olmanız için… Bunu yapan komisyoncular da listeden siliniyor.

Emlak komisyoncuları, “Aynı gün 4’den fazla ev gezmeyin. Aklınızda kalmaz, birbirine karıştırısınız” diyorlarmış. Arkadaşım yukarıdaki listeyi ve fotograf makinesini kullandığı için böyle bir sorun yaşamıyor. Günde 10 civarında ev gezebiliyor. (Teknoloji sayesinde değişen müşteri tecrübesi örneği olarak kitapta yerini alacak…)

Önceden telefon edilen saatte binanın önünde oluyorlar. Emlak komisyoncusunu arıyorlar. Telefonu kapalı. Listeden hemen siliniyor. (Sırada onlarca daire var.)

Dükkana girer girmez hemen “sözleşme” yi burunlarına sokan komisyoncuları eliyorlar. (Friendfeed yorumlarında İpek Aral Kişioğlu‘nun da benzer bir cümlesi vardı.)

Hangi daireyi gezeceklerini saptadıktan sonra “Anahtarı yanımızda yok… Danışmanımız olmadan gezdiremiyoruz.” diyenleri eliyorlar. (Büyük emlak network’lerinden birinde…)

😛

Merak ediyorsanız söyleyeyim. Tam istedikleri gibi bir daire buldular.

Sizin de tecrübeleriniz varsa…

🙂

Etiketler: , ,

Kategori: CRM

“Emlak işinde CRM – 2” yazısına şu ana kadar 5 yorum yapılmış:

  1. En acımasız eleştirileri emlakçılara yapan birisi olmakla beraber, http://cdsyapi.blogspot.com/2010/03/adsiz-bir-okurdan-ask-mektubu.html, emlakçıların da ALICI ve SATICIlardan çektiklerini düşünmek gerekiyor, http://cdsyapi.blogspot.com/2008/01/madalyonun-dier-yz-kahraman-emlaklar.html.
    Arkadaşınıza gösterilen ve daha önceden kiralanmış ev, büyük bir ihtimal ile ev sahibi tarafından emlakçı komisyonundan kurtulmak için emlakçıdan habersiz olarak büyük bir ihtimalle o emlakçının getirdiği bir müşteriye emlakçının arkasından kiralanmıştır.
    Her ne hikmetse ben dahil bir çok kişiye emlakçı komisyonu kesinlikle kaçınılması gereken bir masraf gibi geliyor; sanki birileri paramızı çalıyor.
    İşte bu yüzden emlakçı ve gayrimenkul danışmanı arasındaki farkı anlamak; ve ne kadar güvendiğiniz bir emlakçı olsa da ev ödevinizi yapmanız gerekiyor. İlla ki emlakçı ile çalışmak istiyorsanız, ev aramadan önce çevrenize biraz soruşturup doğru emlakçıyı bulmanı gerekir.
    Ülkemizdeki her türlü servis sektörünün ve insana verilen değerin seviyesi düşünülürse, emlakçılar da toplumun aynası oluyor.
    Kapıcılar bile emlakçı olurken siz yine de kurumsal şirketleri tercih edin.

  2. Teşekkürler Serdar Dağıstan,
    Arkadaşıma gösterilen evin tutulmuş olduğu (bana anlatıldığı kadarıyla) önceden biliniyormuş. Çok sinirlenmesinin nedeni de bu… Zaten zaman bulamıyor, bir de boşuna harcanınca…
    😉
    Kurumsal şirketlerde çalışmış biri olarak, kurumsal yaklaşımlara daha olumlu yaklaşıyorum. Ancak bireysel müşteri, kendisine hizmet verenin kim olduğu ile değil de hizmet kalitesi ile ilgileniyor.
    🙂
    Yorumdaki linkleriniz sayesinde hatırladım. Bir emlakçının doğuşuna şahit olmuştum.
    Apartmanın zemin katında bir bakkal vardı. Vitrin, satılık ve kiralık yazılarıyla dolmaya başladı.
    Sonra bakkalın daha askere gitmemiş olan oğlu, hemen yandaki 1.5 metre cepheli küçük dükkanı kiraladı ve “emlakçı” oluverdi.
    Ben diyeyim “girişimci”, siz deyin “arz, talep dengesi”
    🙂

  3. Geçtiğimiz senelerde bir arkadaşımız Danimarka’ya ex-pat olarak gitti. Yaşadığı bir emlak danışmanlığı deneyimini anlattığında, bu “iş”in ülkemizde yanlış yapılıyor olabileceğini düşünmeye başladık.

    Gidiyorsun emlakçının ofisine ihtiyaçlarını anlatıyorsun, adamla karşılıklı bir sözleşme imzalanıyor. Hedefindeki mülklerden N tanesini görebilmek için X kadar para veriyorsun. Eğer bunlardan birini beğenip alışverişini tamamlayamazsan Y (Y<X) kadar daha para veriyorsun. Bu şekilde olay sürüyor. Kimse kimsenin emeğini sömüremiyor. Gerçek danışmanlığın ne demek olduğu anlaşılıyor.

    Emlakçının işi, mülkün satış veya kiralama fiyatıyla ilgili değil. Bana verdiği hizmetin kalitesiyle ilgili aslında. Bu modelle hem arz talep dengesi, hem girişimcilik kuralları, hem müşterinin aldığı hizmet kalitesi, hepsi avrupalı standartlarına çekiliveriyor.

    Hoşuma gitmişti, paylaşmak istedim…

  4. Uğur Hocam merhaba, makale için teşekkürler. friendfeed linki ve ipek aral linklerinde sorun var. Düzenleyebilirsiniz diye iletmek istedim.

  5. Uyarı için teşekkürler.
    10+ yıldan beri yazınca, zamanla eski yazılarını silenler veya kapanan sosyal mecraların etkisi kendisini kırık bağlantı olarak gösteriyor.

Yorum Yazın