13 Aralık 2015 Pazar

Kampanya Adabı

Geçenlerde sosyal mecralarda bir paylaşım gözüme çarpmıştı:

Spam-TRCELL🙂

Bu mesajı ararken bir benzerini itiraf.com’da yakaladım.

itiraf-trcell-spam-2🙂

Bazı kurumlar (özellikle GSM operatörleri ve bankalar) o kadar gereksiz kampanya mesajları gönderiyor ki, hemen herkes okumadan siliyor.

Yapılması gerekeni de söyleyelim de, sadece şikayet yazısı olmasın.

Kampanya yaparken (hatta bir kampanya yönetimi yazılımı satın alırken) dikkat edilmesi gereken özelliklerden biri de kampanya iletişim kurallarının yazılımda hazır bulunmasıdır.

Aynı müşteriye belli bir zaman dilimi içinde 2 ayrı kampanya mesajının gitmesi engellenmelidir. Zaten CRM’den önce, pazarlamanın genel kurallarından biri “aynı anda 2 mesaj vermemek“tir. Müşteri sizin “kafası karışık” olduğunuzu düşünmemelidir.

  • Ayrıca, her 2 mesajınız da işine yaramıyorsa, üçüncü mesajınızın artık okunmadan silineceğini rahatça söyleyebiliriz.

Bu nedenle, eğer müşteriye bir kampanya mesajı gitmişse, en az 10 – 12 gün süresince ikinci bir teklif gitmemelidir.

  • Bu süre, sektörlere göre değişebilir. Ancak çok kısa aralarla farklı mesajlar vermek doğru değildir.

Çok benzer tekliflerin arka arkaya gitmemesi gerekir. İçeriği neredeyse aynı teklifleri farklı söylemlerle verecekseniz, yine araya bir süre sokmayı unutmayın.

  • “Yüzde 20 indirim”,  “4 tane alana 1 tane de bizden” , “5 alana biri bedava” , “5 tane alanın KDV’si bizden” gibi benzer tekliflerin arası, birkaç haftadan kısa olmamalıdır. Müşteride “Bir önceki denemeleri tutmadı, beni kandırmaya çalışıyorlar” duygusu uyandırmayın.

Bu yanlışları yapmamak için önce kampanya iletişim kurallarını belirlemelisiniz.

Örneğin:

Bir müşteriye ayda en çok 2 kampanya veya tanıtım mesajı göndeririz.
Mesajların arasındaki süre 10 günden az olamaz.
Benzer mesajların arası 3 aydan az olamaz.

Bu kurallar kampanya yönetimi yazılımında gömülü olmalı ki, yüzbinlerce müşteriyle ilgilenirken, insan gücü kullanmayın ve hataya yer bırakmayın.

🙂

Kampanya iletişim kuralları yetmiyor. Kampanya yönetimi yazılımında, hem benzerlikleri ayırmak hem de eş zamanlı yapılacak çok sayıda kampanyayı düzgün yönetmek için önceliklendirme yapısı‘nın da var olması gerekir.

“Önceliklendirme alt-yapısı nedir?” derseniz… Gelecek yazıda…

😀

 

 

Etiketler: , , , , , , ,

Kategori: CRM

“Kampanya Adabı” yazısına şu ana kadar 4 yorum yapılmış:

  1. Mert Meriç :
    13 Aralık 2015
    1:28 pm

    Yazılımda böyle bir şey zorunlu olsa Türkiye’den hiç bir firma satın almaz 🙂 En fazla böyle kurallar koyabileceğimiz özelliği olsun derler ama onu da kullanmazlar. Ne demek istediğim kadar kullanamıyorum diye de çıkışırlar. Nitelikten çok sayıya önem veriyorken, kampanyayı x milyon kişiye yolluyorum, y milyon bildirim atabiliyorumdan bu düşünce yapısına geçmeleri çok zor…

  2. Kampanya Yönetimi Yazılımlarında mutlaka bulunması gereken özelliklerden birini Kampanya Adabı yazısında belirttim.

  3. Mert Meriç,

    Haklısınız. “Nitelikten çok sayıya önem veriyorken, kampanyayı x milyon kişiye yolluyorum, y milyon bildirim atabiliyorumdan bu düşünce yapısına geçmeleri çok zor”

    🙁

    Ben, vizyonu olanlara bilgi desteği vermeye çalışıyorum. Diğerleri çok sayıda mesaj göndermeyi iletişim yapmak sanıyor. Bir gün gerçeği öğrenirlerse, onları da ağırlarız.

    😉

  4. Fatih Kurtoğlu :
    5 Haziran 2016
    2:09 pm

    Son yıllarda bu nedenle pazarlama optimizasyonu yazılımları ve algoritmaları da kullanılmaya başlandı. Özellikle yüksek hacimli müşteri, ürün, kanal ve kampanyası olan sektörlerde (banka, telco) optimizasyon çalışmaları yapılıyor.

    Optimizasyon aslında önceliklendirmenin bir adım ötesine geçerek, tüm iletişim kombinasyonları içerisinden müşteri ve kurum için en ideal çözümü holistik olarak bulabiliyor. Çünkü sadece manuel önceliklendirme yapmak yine bir bias oluşturabiliyor.

    Optimizasyon (O/R) yapabilmenin de temelinde güçlü analitik modelleme altyapıları oluşturmak gerekiyor. Müşterilerin ürünlere, kanallara olan eğilim modelleri, churn eğilimlerinin güncel ve düzenli olarak, kampanya responselarını da dahil edilerek hesaplanması gerekiyor.

    Bu girdiler optimizasyon algoritmasına koyulduktan sonra sistemler, müşteriler için en uygun ürünü, en uygun kanaldan, en uygun günde gönderebiliyor. Tabi bunu operasyonel hale getirebilmek de önemli.

    Bu tarz çalışmalar, kanal ve bütçe kapasiteleri, müşteri iletişim kuralları nedeniyle, genelde toplam iletişim adetlerinin düşmesi sonucunu doğuruyor. Örn: optimizasyon sonucunda 1 milyon olan sms adeti 500bin’e düşebiliyor. Bu bağlamda, ürün veya segment sahiplerini ikna edebilmek önemli. Yorumda bahsedildiği üzere hala pazarlama başarısını, şu kadar kişiye iletişim kurduk diye hesaplayan firmalar var.
    Burada da üst yönetim desteğine ek olarak, geri dönüş oranlarının da artırabildiğini gösterebilir olmak çok kritik.
    Türkiye’de bu çözümleri kullanan 5-6 büyük firma var ve hem kampanya maliyetlerinde düşüş hem de kampanya geri dönüş oranlarında artış gözlemliyorlar. Bu durum da bu tarz yatırımların payback süresini ciddi anlamda düşürüyor. (özellikle yüksek iletişim bütçesi kullanan firmalarda).

Yorum Yazın