Kartla Sadakat Olmaz @ YZB-2010
Bugün Yerel Zincirler Buluşuyor 2010’da “Kartla sadakat olmaz” konulu oturumun yöneticisi idim.
Konuşmacılar sadakat kartı olan kurumların üst yöneticileri idi.
- D&R Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dilek Çuhacı
- Kiğılı Genel Koordinatörü K. Hilal Suerdem
- Teknosa Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadircan Erkıralp
😀
“Tıpkı Rambo dizisi gibi,
İlk filmde 1997- 1999 yılında kart sayısı inanılmaz artmıştı. Sadece İstanbul’da 200’ün üzerinde markanın kartı vardı.
İkinci filmde 2002 yılında, kartı olan 8 – 10 marka kalmıştı.
Şu anda üçüncü film oynanıyor. Kartın dönüşü… Yeniden herkes kart çıkarıyor.
“Sizce dördüncü filmde ne olacak?” diye sordum. (Okuyanlar anımsayacak… Blog’da da sormuştum.)
🙂
Konuşmacılar ayrıntılı bilgiler aktardı. Kısaca özetlersem…
Sayın Kadircan Erkıralp, “kartın sadece müşteriyi tanıma aracı” olduğunu vurguladı. “Müşteri kartı yanında taşımak zorunda değil. Cep telefonu numarası ile aynı işlemi yapabilecek.” diye belirtti. Zaten Teknosa’larda bu uygulama başlamış.
Sayın Dilek Çuhacı, “kartın iyi müşteriyi ayırt etmek için firmalar açısından bir mecburiyet” olduğunu belirtti. “Diğer perakendeciler ile ortaklaşa projeler geliştirileceğini” söyledi.
Sayın Hilal Suerdem, önemli bir ayrımı vurguladı. Benim “ilk film” diye adlandırdığım dönemde, finansmanı marka sahibi kurumlar karşılıyordu. Bunun kriz döneminde ne kadar hasar verdiğini hatırlattı. (Neden ikinci film ile ortada kart kalmadığını da söylemiş oldu.) “Bundan sonra müşterinin iç dünyasına seslenen projelerin sayısının artacağını” belirtti.
😀
Her üç konuşmacı ile aynı fikirde olduğumu belirteyim. Teknoloji sayesinde, “kartınız yanınızda olmasa bile, size özel işlem yapılması sağlanacak. Sadakat ortaklıkları kurulacak (ki bunu uzun süreden beri iddia ediyorum). Ve müşterinin sadece ihtiyaçlarına değil, duygularına seslenen projeler de ortaya çıkacak.
😀
Daha sonra “kartı konuştuk, biraz da sadakati konuşalım” dedik.
Teknolojinin giderek artan kullanımı, cep telefonunu veren müşteriler için her mağazada tanıma sistemlerinin geliştirilmesi, doğru teklif sunmak için kullanılan modeller konuşuldu. Bunların yanı sıra, insani unsurların önemi, duygulara seslenmenin ne kadar müşteri sadakati sağladığı, çalışanları dışlayan sistemlerin işe yaramayacağı da vurgulandı.
😀
Hepi topu 45 dakika olan, keyifli ve öğretici bir toplantı olduğu kanaatindeyim.
😀
Etiketler: alışveriş, çalışan, Dilek Çuhacı, Hilal Suerdem, Kadircan Erkıralp, marka kartı, müşteri sadakati, perakende, sadakat kartı, sadakat ortaklığı
30 Nisan 2010
9:53 pm
Müşteriyi tanımak için kullanılan kart uygulamalarında genelde müşteriye güle güle demeden önce tanıyorlar. Müşteri tanıma sistemlerinin mağazaya girmeden önce kullanılması sonucunda onlarla sadakat ortaklıkları kurulabileceğini inanıyorum.
3 Mayıs 2010
11:52 am
Uğur bey sizi zaten davet etmiştim. Umarım fırsat bulup katılırsınız. Konferansımızın 2 konuşmacısı bu konu ile ilgili Turkcel Ali SALCI ve Smartsoft Özgür ALTUNTAŞ mobil cüzdan ve mobil ödemeden bahsedecekler. Mobil ödeme diyince haklı olarak herkesin kafasında ödeme aracı olarak algı oluşuyor. Bu sebeple biz ödeme dışındaki yapılarıda buna dahil ettiğimizi vurgulamak için Mobil Cüzdan ismini kullanmayı tercih ediyoruz. Mobil cüzdan sahipleri GSM sim kartları üzerinde arzu ettikleri markaların puan veya diğer sadakat bilgilerini tutacaklar. Ayrıca GSM telefonlarındaki özel sadakat menüsünden girip hem puanlarını hemde kampanyaları takip edebilecekler. Diğer bir deyişle mobil cüzdanları hem kartlarının hemde kişsel POS’larının yerini alacak.
25 Mayıs 2010
9:03 pm
[…] Kitap almadan çıkmamam için sağolsun beyefendi yardımcı oldu, kart almadan da olsa indirimi yaptırdı ancak mesele şu: Mağazalar beni sadakatimi bu kartlarla rehin alabilirler mi? (Uğur Hoca yakın dönemde bu konuda yine yazmıştı.) […]
8 Haziran 2010
6:25 am
Mağaza kartı piyasasında olası gelişmeler
9 Haziran 2010
4:53 pm
Bu yazıda bahsettiğim “birinci film” ve “ikinci film” konusunda geniş özet için linke tıklayın.
4 Aralık 2013
8:13 am
Ciro artarken nasıl batıldığına bir örnek