Kişisel değil
CRM deyince bazılarının aklında, müşterinin adı soyadı yazılmış olan mesajlar geliyor.
2000 yılından hemen önce, (şimdi ticari hayatta olmayan) bir bankanın reklamında Şener Şen oynardı.
“Bankam teknolojiyi benim için kullanıyor. Doğum günümü kutlamayı unutmuyor” gibi bir cümle söylerdi.
O dönemde müşterinin doğum gününü kutlarsanız, müşteri odaklı oluveriyordunuz.
😉
Bugünlerde, bir mağaza zinciri veya banka SMS gönderip doğum gününü kutladığında sevinen birileri var mıdır acaba?…
Eğer buna seviniyorsanız… Size bir öykü anlatacağım…
😀
30 yıl önce ODTÜ’de, her sabah okula girerken üstümüz aranırdı. Silah saklanabilecek yerler, koltukaltı, omuz ve apış arası olduğundan o noktalar iyi kontrol edilirdi. Jandarma eri, önce ellerini koltuk altından sokar ve sırttan başlayıp aşağı kadar inerdi. Sonra da bacak arasını, ayak bileğine kadar kontrol ederdi.
O dönemlerde, iki erkek arkadaş konuşuyorlar. O genç yaşlarda konu malum… Biri “nasıl gidiyor?” diye soruyor. Diğerinin yanıtı: “Her sabah jandarma üzerimi aramasa, seks hayatım sıfır”
🙂
Doğum günü kutlama SMS’lerine sevinenleri de bu arkadaşa benzetiyorum.
Aslında ne mesajlar, ne de üst araması “kişisel bir şey değil”… Sakın alınmayın…
😀
Etiketler: CRM, kişiselleştirme, ODTÜ, teknoloji
Kategori: CRM
16 Kasım 2009
8:58 am
Bu yazinin girisini dun dinlemistim ama devami daha da guzelmis 🙂
16 Kasım 2009
12:30 pm
🙂 son derece espritüel bir arkadaşmış.
16 Kasım 2009
2:10 pm
Aklıma takıldı hocam.. Evet su anda durum boyle. Peki “gercekten” kişisel olanlar neler yapıyorlar su an sizce? Yani bu işi hakkıyla yapanlar? Kişisel algılamamamız gereken firmaların başka çareleri mi yok, yoksa vizyonları mı? Ben ikincisinin olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da birkaç düşüncem var ama açıkçası “tam olarak” kişisel algılamamız gereken markalar hangileri bilemiyorum.. Zappos geliyor aklıma..