Pes dedirten BES
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk ortaya çıktığı aylardan beri üyesiyim. Yasaların elverdiği oranda verimli bir şekilde ödemelerimi de yapıyorum. Daha doğrusu, yapıyordum.
Eylül ayında işten ayrıldım. Artık profesyonel olarak çalışmıyorum.
Aralık ayında Bireysel Emeklilik şirketinden bir kağıt geldi:
…
Sayın Hami Uğur Özmen,
Yukarıda belirtilen XXX no’lu sözleşmenin 2008-12-11 tarihi itibarı ile otomatik katkı payı artış değişikliği aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir. İş bu değişiklik Katılımcının / Katılımcı Nam ve Hesabına hareket eden kişinin değişiklik bildirim formundaki beyanı esas alınarak düzenlenmiştir.
Eski Hali : 500 YTL
Yeni Hali: 560 YTL
…
Kağıdın en alt satırında da 4 punto (görünmemek üzere yazılmış) ile
“Ara verme kesintisi 12 ay boyunca katkı payı yatırılmaması durumunda uygulanır”
diye de bir cümle var.
Telefon ile aradım. 6 dakika sonra insan sesine ulaştım. Bir hanım ile konuştum. Müşteri numaramı 3 kere söyledim (bu 1). Ekrandan baktı. “512 no’lu sözleşmeniz…” diye cümleye başladı. Hemen düzelttim. “215 no’lu sözleşme” (bu 2). Hangi isim ile hitap edeceğini sordu. “Uğur” diye belirttim. Arka arkaya birkaç kez Hami dedi (bu 3). Anlaşılan yorgun bir eleman idi.
Aralık ayında otomatik katkı payı artış değişikliği yapılmasının nedeni BES sözleşmesini 2003 yılında, Aralık ayında yapılmış olması imiş.
“Artırma yönünde bir talebim olmadı, olamaz” diye anlattım. Eylül ayından beri çalışmadığımı söyledim.
Emeklilik sistemine dahil olduğum zamanki sözleşmemde de, söz konusu kesintinin olmadığını söyledim.
Gelin CRM açısından bakalım.
BES’den “verimli” yararlanmanın yasal koşulları var. Bu koşullar, asgari memur maaşına endekslidir. Benim ödemelerim de yıllardır bu endeks çerçevesinde oluşur.
- BES’i bilen bir şirketin, artış yapmak için sözleşmenin yıldönümünü değil de verimlilik koşullarının değiştiği dönemi beklemesi gerekmez miydi?
BES ödemesi otomatik olarak maaş hesabımdan alınıyordu. Eylül ayında işten ayrıldım. Artık ödeme yapılmıyor. Yani, bırakın 500 YTL’yi 560 YTL’ye çıkarmayı, ödeme yapılmıyor.
- “Ödemeniz düzgün devam ederken bir sorun mu oldu?” diye bir yazı gönderilmesi, hatta belki telefon ile aranılması gerekmez miydi?…
Diyelim ki bu yazıyı aldım. Emeklilik şirketini aradım.
- Mevcut (emekli + danışman) koşullarım için, bana bir öneri sunarak ilişkiyi olumlu şekilde devam ettirmeye çalışması gerekmez miydi?
Bunları telefonda konuşurken belirttim. Bir de buraya yazmamın nedeni şu: Dünyada en çok CRM yapan kurumların başında sigortalar ve BES şirketleri geliyor. İlişki uzadıkca şirket açısından daha verimli olduğundan ötürü. (Buna müşterinin yaşam boyu değeri diyoruz). Şimdi ben, yukarıda belirttiğim hizmeti vermeye hazır bir şirkete aktarmayı düşünmekteyim. Üstelik, hiç aklımda yokken aldığım bir yazı nedeniyle.
Biliyor musunuz, daha önce bir başka Aralık ayında yine “enflasyon oranında artış” yapmaya kalkışmışlardı. Bunları yine anlatmıştım. Şirket ders almayınca, çağrı merkezindeki kızımız ne yapsın.
Karmaşık analitik yapılardan vaz geçtik. CRM’in en basit uygulamalarını nasıl öğretebiliriz. Acaba diğer kulaklarına tıkaç mı taksak?.. Uçup gitmesini engeller miyiz?
🙁
Etiketler: BES, bireysel emeklilik, çağrı merkezi, CRM, enflasyon, sigorta, verimlilik, yaşam boyu değer
17 Şubat 2009
4:24 pm
CRM’i kurumun tüm çalışanlarına etkin bir şekilde anlatamadığımız ve aktaramadığımız sürece bu tür sorunların ortaya çıkması doğaldır. Yöneticiler genelde CRM i bilmekle övünürler. Çalışanların bundan haberi yoksa, yöneticilerin bilmesi neye yarar.
17 Şubat 2009
10:54 pm
Kaan,
Genelde çalışana eğitim verilmesi konusunda seninle aynı fikirdeyim. Buna ilişkin yazılarım da var.
Eğlenceli bir öykü için http://ugurozmen.com/crm/crm-egitimi
Eğitim verirken gördüklerim için http://ugurozmen.com/crm/musteri-odakli-dusunme
Bu olayda maalesef çalışanda değil, yönetimde sorun var. “Sözleşmenin yıl dönümünde enflasyon oranında artırın ve bunu müşterilere bildirin” diyenler yöneticiler. Yani, işi bilmeyenler Üst Yönetim’dekiler.
Çağrı merkezindeki hanım kızımız beceriksiz. Ama şikayetim onun beceriksizliği konusunda değil. Ben, yılda 2 kere değişen asgari memur maaşına endekslemek yerine sözleşme tarihine endeksleyen, yani yaptığı işin özelliklerini bilmeyen ve anlamayan üst yönetim ve pazarlama kadrosunu sorguluyorum.
İmam böyle ise, cemaat elbette yanlış yapar.
17 Şubat 2009
11:16 pm
Bu yazıma gelen yorumlar nedeniyle aklıma geldi. Birinci sınıf adamların ikinci sınıf adam seçmeyeceğine ilişkin yazı için tıklayın
18 Şubat 2009
3:59 pm
Uğur Hocam firma ismi verin de bizde iyi kötü ayrımı yapalım…
13 Mart 2009
8:43 am
Sayın Hocam BES (ki hayatımın en belalı üç harfidir bu, hedeflerimden dolayı) Prim artışları kesinlikle müşterinin isteğinde olmalı bu bir.
yılda en az 3 kez müşteri aranmalı ve yatırımlarının değerlendirilmesinden tutunda prim artışına ve müşteri beklentilerine dair herşey hakkında müşterinin fikri alınmalı. Derslerde de bahsettiğimiz sadık müşteri oluşturma adına ne gerekiyorsa yapılmalı. yoksa yukarıdaki gibi sadece firmanın kazancı düşünülürse sonuç şekil a’da görülmektedir. Bu arada küçük bir not hocam umarım benim şirketimi seçersiniz memnuniyetiniz mutluluğumuz olur 🙂 🙂 🙂