Veri Yetmez
Birkaç gün önceki yazıda, kredi kartı kullanımı fazla olan bankaların “hangi caddede, hangi işin kârlı olacağı konusunda en doğru tahmini yapabileceğini” aktarmaya çalışmıştım. Yazıyı sosyal mecralarda duyururken “Bankalararası Kart Merkezi veya kredi kartında iddialı bankalar, hangi perakende işin hangi caddede ne kadar başarılı olacağını gerçeğe çok yakın tahmin edebilirler. Yeter ki veri bilimciler bu konuda çalışsın.” demiştim.
Bankaların ürün ve hizmet tekliflerindeki isabet azlığı ve işimize hiç yaramayan mesajları sürekli olarak göndermeleri birçok kişiyi bezdirdiğinden, sosyal mecralarda farklı yorumlar geldi. Bunlardan biri “5 yıl önce borcumdan ötürü icraya verdikleri ve ödeyemediğim için dosyası hala açık olan bana, SMS atıp değişik miktarlar için faiz oranı gönderen bankalar…” şeklindeydi.
Ben de benzer sorunları sıkça yaşıyorum. “Bu teklifi yapmadan önce bankadaki hesaplarımı, kredi kartı ve diğer aboneliklerde ödeme davranışımı, geçmiş işlemlerimi hiç mi incelemiyorlar?” diye şaşırıyorum. Bankanın CRM yöneticisine “şu koltuktan bir hafta kalkar mısın, bir şey deneyeceğim” diyesim geliyor. 😀
Bu nedenle yoruma yanıtım, bankaları koruyan tarzda olamadı.
5 sene önce Twitter’da yayınlanan mesajı da eklemiştim.
Bankaların elinde temiz ve tekilleştirilmiş veriler var. Süpermarket zincirleri TCKN almakta zorlanıyorlar ama bankalarda zorunlu. Bu nedenle doğal olarak tekilleştirilmiş veri geliyor. Hasbelkader bankada veri bilimcisi olduğunu iddia eden birileri varsa, zaten tekil veriden yola çıkarak bir zahmet kişiselleştirsinler.
Daha önce defalarca yazdım, yüzlerce kez eğitimlerde, sohbetlerde, röportajlarda ve podcast’lerde söyledim “Elinizde veri olması yeterli değil, veriyi kullanmayı bilmeniz önemli” diye…
🙁
Bilgi Üniversitesi MBA programındaki CRM dersimde mesleği veri bilimi olmayan bir katılımcı, Paro kart verilerini inceleyip nokta atışı yaparak bir müşteriyi 360 derece anlayabiliyorken telekom operatörlerinin, süpermarket zincirlerinin ve kredi kartı kullanan bankaların sürekli anlamsız teklifler yapmalarını ben de anlayamıyorum.
Yarın, bankaların sosyal medya verilerinden yola çıkarak proaktif risk değerlendirmesini nasıl yapabileceğini aktaracağım. İzlemede kalın.
😉
Etiketler: PARO, perakende bankacılık, veri anlamlandırma, veri bilimi, veri yönetimi
Kategori: CRM