23 Mart 2009 Pazartesi

Akıl fıtığı

Aşağıdan bakınca… yazısına yorum yapan Melih Cılga “organize rehavet” dayanışması kavramını ortaya koymuş. Mutlaka okuyun…

Yorumlarda da belirttim. Patron “iyi insan” ise, bu rehavet çöküveriyor.

Dahası var. İşler “bir şekilde” yürürken yeni öneri getirenleri, patron değil de (ne de olsa iyi insan) diğer çalışanlar sert karşılar. Yani, Melih Cılga’nın dediği gibi:

  • “Gerektiğinde patronu erkenden uyarmak ya da yönetim sorumluluğunun bir kısmına aday olarak taşın altına elini koymak gibi davranışlar …  işleri oluruna bırakarak rehavet duygusunu rekabetin belirsizliğine tercih edenler” tarafından engellenir.

Sonra da patronu suçlarlar… (Bu konuda başka örnekler konuşacağız zamanla…)

Ben, diğer uçtan bir örneği de masaya koymak istedim. Yönetimdeki belirsizliğin yarattığı hastalıklar…

Aslında eski bir yazı… Ama benim internet sitemin blog tarafında değil de SANDIKTAKİLER tarafında…

Akıl fıtığı…  Daha önce okumamışsanız bir göz atıverin… Tecrübeliler, çoook ortak nokta bulacaklardır.

😉

Etiketler: , , , , ,

Kategori: İş hayatı

“Akıl fıtığı” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Mehmet ALP :
    25 Mart 2009
    12:31 am

    Uğur bey,patrona nankörlük eden o çalışanların gözüyle bakmadığım halde yinede patronu suçlu buldum.Çünkü devir iyilik yap iyilik bul devri değil.Hele ki iş dünyasında bu tür bir yaklaşım genellikle başarı getirmez. Suç patron’da çünkü,profesyonel davranmamış.Eğer patron profesyonel olsaydı,işleri sıkı tutsaydı, o zaman eminim o şirket batmazdı.Ancak saldım çayıra mevlam gayıra tarzı,bir yaklaşım ile koca şirket yönetmeye çalışırsa sonu burdaki örnekteki gibi hüsran olur.Patron,yazıldığı ve okunduğu gibi biraz haşim olacak,ipleri elinde tutacak,Patron(Lider) Doğru işleri yapacak,Yöneticiler ise işleri doğru yapacak
    Patron’un hatalarınıda gözden geçirmek gerek, bu yöndende bakın lütfen:)
    Tabi nadir’en bu şekilde bir çalışma sistemi başarı getirebilir.Ancak o zaman yazınızda belirttiğiniz gibi işleri oluruna bırakacak çalışanlar birbir temizlenmeliki,elini taşın altına koyan kişiler engellenmesin..Tıpkı demokrasi gibi:)

  2. Mehmet,

    Her şeyden önce, bu yorumun yeri “Aşağıdan bakınca” yazısı… Burası değil.

    (Hani o keskin görüşlerin var ya…) Bir yönetici olarak, yorumunu doğru yere bile yazmayan birinin görüşlerinin sağlığı konusunda, sen olsan ne düşünürdün.

    Ben de öyle düşünüyorum. 🙂

  3. Mehmet ALP :
    25 Mart 2009
    8:23 pm

    🙂 aslında benim profesyonel bir iş hayatım hiç olmadı,olacağada pek benzemiyor(amatörlüğü seviyorum:P) Lakin , ben hala bu konu’nun daha uygun olduğunu düşünüyorum,ama siz bura değil diyorsanız değildir,daha dikkatli olacaz artık):

  4. Mehmet Alp’in yorumuna yanıt

  5. Mehmet,
    Yorumun yeri burası değil demiştim. Yazdığın konu, Aşağıdan bakınca yazısına dokunuyor.
    Ben de burada yanıtlayayım. Patronu suçlamak çok kolay. Sorumlulukları ona atalım, “gelişmeleri gözlemedi” diyelim. Çözüm olmaz ama rahatlarız.
    “Acaba globalleşme nedeniyle, onun yapacağı bir çey olmayabilir miydi?” diye karmaşık bir soruyu düşünmezsek, daha da rahat ederiz.
    Patron ile profesyonellik kavramlarının çelişik olduğunu diğer yazılarda belirttim.
    “İyilik yap, iyilik bul devri değil” diyorsun. “Kötü patron olsa daha iyi olur” gibi bir yaklaşım çıkıyor. Bir de “patron haşin olacak” deyince… “nadir’en bu şekilde bir çalışma sistemi başarı getirebilir” diye yazınca… Profesyonellik ile de eşleştirdin. “Ben profesyonel olamam” dedin. Bunlardan çıkardığım yorum şu: Mehmet patron olursa, milleti sömürecek, onların canına okuyacak, köle gibi çalıştıracak… Sakın ha! diye uyarımı yapayım.
    .
    Yaşın 75’i geçse, zaten yeterince varlığın olsa, yıllardır seninle çalışanları kollamış ve gözetmiş olsan, globalleşmeye karşı birşeyler yapıp da şirketi sürdürmeye mi çalışırsın, “artık yeter, ben görevimi yaptım” mı dersin.

Yorum Yazın