Eğitim şart
Daha önce, Kariyer Yolculuğu’nda Değişime Uyum Eğitimi’nden söz etmiştim. Bu gün de Etkin Dinleme Teknikleri eğitiminden söz edeceğim.
Bu eğitim insanların ne dediği değil, ne demek istediğini anlamaya yönlendirir. Bu konuda ilginç bir olay yaşadım.
😉
Bankalarda çalıştığım yıllar boyunca üst yönetimin talebi olmasa da, her sene sonunda yönettiğim birimin performansını bir rapor halinde sunmayı adet haline getirmiştim. Hangi proje sayesinde ne kadar pazar payı kazandık, ne kadar adam/gün tasarruf ettik, diğer bölüm ve birimlere ne kadar verim sağladık şeklinde bir analiz yaptım. Sonra da bunu kuruşlandırarak, parasal değer olarak kuruma katkımızı vurguladım.
Bu raporu hazırlamadan önce ekipteki her arkadaşın, benzer bir çalışma yapmasını rica ederdim. Bu sayede ekipteki herkes, bitirmek üzere olduğumuz bir sene boyunca çalıştığı kurum için yaptıklarını kayda geçirirdi. Ben de bunları bir araya getirir, kendi eklemelerimi yapar ve üst yönetime verirdim.
Bu raporlar, yeni yılın ilk aylarında ekiptekiler ile yaptığımız performans değerlendirme görüşmeleri sırasında bana yardımcı da olurlardı.
🙂
Aldığım “Performans Değerlendirme Eğitimleri” doğrultusunda davranmaya çalıştım. (Belki bir başka yazıda da Performans Değerlendirme eğitimlerinden söz ederiz). Performans değerlendirme eğitimleri sayesinde öğrendiğim ve deneyip de çok faydalı olduğunu gördüğüm yöntem şudur:
- Kimin değerlendirmesini yapacaksam, evde sadece o kişiyi hatırlamak, onu gözümün önüne getirmek için süre ayırmak, (her bir kişi için birkaç saat ayırmak gerekiyor);
- Bu süre içinde o kişi ile aramızdaki tüm yazışmalara, gelen ve giden mesajlara tekrar göz atmak;
- Bir kişinin performans değerlendirmesi konusunda yazacaklarım bitince, hemen ikinci bir kişiye geçmemek. Etkilenmeyi ve karşılaştırmayı azaltmak ve bağımsız değerlendirme yapmak için araya birkaç saat koymak;
- Ekip elemanlarına da hazırlanmaları için birkaç gün önceden haber vermek (buna rağmen genelde önceden hazırlanan çok kişi olmaz)
- Performans değerlendirmesini iş dışında bir yerde yapmak; (İş yerindeki bir toplantı odasında yapılacaksa, o saatte diğer işler ile ilgilenmemek. Cep telefonlarına yanıt vermemek, vb… )
🙂
Etkin dinleme eğitiminin faydasını gördüğümü zannettiğim olay bir performans değerlendirme görüşmesi sırasında gerçekleşti.
Görüşme sırasında bir elemanım “Ben, müşterilere SMS gönderilmesi ile ilgili olarak şu projeyi şu şekilde sonuçlandırdım. Bu sayede 200.000 dolar tasarruf edildi. Eşek değilsiniz ya, bunu değerlendirmeye katacağınızı düşünmüştüm” dedi.
İlk aklıma gelen hareket “bana eşek diyen bu adamı kovmalıyım” oldu. O an, etkin dinleme teknikleri eğitimini veren kişinin kulaklarını çınlattım. Ne var ki, bu eğitimi almış biri olarak, “ne dediğine değil, ne demek istediğine bak” diye kendime tekrarladım.
Soğukkanlı olmaya çalışarak sordum:
– Sen bu katkını, yıl sonunda üst yönetime verdiğimiz rapora yazmış mıydın?
– Hayır… Unutmuşum.
– Umarım, benim ünvanıma sahip olduğunda –ki muhtemelen çok daha genç yaşlarda bu ünvana ulaşırsın , aynı eşekliği yapmazsın. Elemanının kendisinin bile hatırlamadığı konuları hatırlayarak benden çok daha doğru değerlendirirsin.
😛
Sonraki yıllarda, bu arkadaş ile çok verimli çalıştık. Ekibin en yaratıcısı oldu. Birçok fikrinden hem ben, hem de banka yararlandık.
Özetle etkin dinleme teknikleri eğitimi, üst yönetici olunca “siz beni dinleyin, yeter” tavrında olup başkasının sözlerine kulak vermeyenlarin hata yaptıklarını anlamalarını sağlar.
😀
Etiketler: etkin dinleme, performans değerlendirme, üst yönetim, yaratıcılık
Kategori: İş hayatı
22 Temmuz 2008
9:16 am
Etkin dinleme konusunu hemen hemen her profesyonel bilir ama uygulama genelde zayif kalıyor nedense. Profesyonellerin çoğu iyi bir dinleyici olduğunu da düşünüyor ama etraflarındakiler aynı fikirde olmuyor. Etkin dinlemek sizin için önemliyse ve etkin bir dinleyici olmadığınızı düşünüyorsanız öncelikle karşınızdakinin neden bu fikre kapıldığını öğrenin. Daha sonra kendinizi nasıl geliştireceğinizin yolunu çok rahat bulacaksınız.
23 Temmuz 2008
7:58 am
Sevgili Uğur Özmen abimizden nefis bir yazı!
2 Şubat 2009
7:50 pm
Bazı bakış açıları, bir “dinleme engeli” oluşturur. Ön yargılı dinlediğin sürece, ne denilmek istendiğini kaçırırsın. Bu sefer yanılırsın…
4 Aralık 2009
6:58 am
Bu yazı ile birlikte okunmalı…
30 Aralık 2013
6:17 pm
Öğrencinin niyeti ile uslubu aynı olmayabilir. Bir yanlışa düşmemek için epey düşğündüğüm oluyor.
9 Ekim 2015
5:56 am
Müşteriler çözümü, kendi bildikleri çerçevede tanımlıyorlar. Kelimelere takılmak yerine müşterileri dinlemeyi bilirsen gerçekten ne istediklerini anlar ve çözüm üretebilirsin.