13 Mart 2009 Cuma

Emirsiz çalışmak

İş hayatım boyunca kendisine çok şey borçlu olduğum kişilerden biri de İsmail Yalçınkaya’dır.

İsmail bey ile, 12 yıl (fasılalarla) çalıştık. Hiç emir vermezdi. “Bence bu şekilde yaparsak daha iyi olur” derse, bu zaten hem bir bir yol gösterme hem de emir özelliği taşırdı.

Hatta, daha çok “Bu konuda ne yapmalıyız?” diye sorardı. Doğru yoldan ilerlerseniz, “çok güzel bir fikir, bravo” diye destekler; yanlış yola saparsanız “bu durumda şöyle bir şey ile karşılaşırsan ne yaparsın” diyerek sorgulardı. Elbette doğruyu bulurdunuz.

Sonunda toplantıdan çıkarken (hemen her seferinde) “benim fikrimi kabul etti” diyebilirdiniz.

İş yaşamında belli bir tecrübeye ulaşana kadar İsmail beyin muhteşem yönetim tarzını ve olgunluğunu anlamamıştım bile…

🙂

Etiketler: ,

Kategori: İş hayatı

“Emirsiz çalışmak” yazısına şu ana kadar 7 yorum yapılmış:

  1. Son zamanlarda patronlarından şikayet eden o kadar çok arkadaşım var ki krizin etkisi mi yoksa hala biz bazı nitelikleri kazanamadık mı diye korkuyorum.

  2. şahsım adına çok önemli bir yazı oldu bu …

    teşekkürler…

  3. Ben de aksi söz, davranis ve hareketlerin tamamen ego tatmini ve zihinlerimizdeki kaliplasmis yönetici kavramiyla ilgili oldugunu dusunuyorum. Düzen degisiyor, sistemler degisiyor, pazar ve nesiller degisiyor ama hala ne yazik ki eski kafa yöneticiler, hantal sirketler, at gozlükleri ve bürokrasiye tapinma cok daha yavas degisiyor.

  4. Şöyle bir durum da var tabi..Nasıl olması gerektiğine karar veremese de insan,bu örneğin tam tersini yaşadığında,nasıl olunmaması gerektiğini çok iyi anlıyor.İş yerimde ‘bence…’diye başladığım her cümleyi ‘Amire karşı mı geliyorsun??’ diye kestirip atan bir yöneticiyle çalışıyorum…Makam olgunluğuna henüz erişememiş bu insan sayesinde -iş hayatında yeni olmama rağmen- öğreniyorum,’sence..’demeyi:)

  5. Bu yazının bir devamı olarak http://ugurozmen.com/is-hayati/tek-bahane-yeterli de okunmalı. Aslında hiç de “oluruna bırakılmış” olmadığını, ama yaklaşımın farklılığını görmek için…
    Patronun olgunluğu ve zekası iyi olunca, bu şekilde bakabiliyor. Senin söylediklerinden feed-back de alıyor. Ne de olsa, onun da amacı başarılı olmak. Cephede savaşan kişiyi göz ardı ederek başarılı olunmayacağını biliyor.

    Ama karar veren kişinin (kendisi) tüm sorumluluğu aldığının da farkında…

  6. İsmail Yalçınkaya’dan bir başka hayat dersi…

  7. Bir başka İsmail Yalçınkaya anısı

Yorum Yazın