Geleceğin Mesleği
Az önce İsmail Hakkı Polat’ın facebook’a yazdığı bir önermeyi okudum.
Bu önermenin altında ciddi bir tartışma yaşandı.
“Bu gibi cümlelere kanmayın. Sevdiğiniz işi yapın” diyenler, “Geleceğin mesleği hep ileride kalıyor. Gençlik bir kez yaşanıyor” diyenler… Ayrıca, “Gençler şimdi bir işi sevdiklerini sanıp, sonra pişman olabiliyor” diyenler, “Gece yatarken hep o ‘düşle’ yatıp sabah gerçeğe uyanıyoruz” diyenler…
😉
Bu blogdaki bindörtyüz küsür yazıdan en çok okunan ve en fazla yorum yazılanı “30’dan Sonra Meslek Değiştirmek” başlıklı yazıdır.
Aile zoruyla meslek seçenler kadar olmasa bile, gençken hayalini kurduğu mesleği seçenlerin hayal kırıklıkları da yorumlarda yer alıyor. Yani biri veya diğeri çözüm olmayabilir.
🙁
İsterseniz, LinkedIn’de hangi mesleklerin daha çok aranılır olduğuna bakalım. Bilgi yönetimi ağırlıklı işlerin cazibesini arttığını göreceksiniz. Mc Kinsey de aynı fikirde…
Bence… Geleceğin mesleği deyince, şunu atlamamak gerek. Bugünkü mesleklerin bir çoğu devam edecek. Üzerine bilgi yönetimi eklenecek. Örneğin Pazarlama mesleği (strateji’den iletişim’e kadar tümü) “çığırtkanlık”tan tümden uzaklaşacak, müşteri verilerinin analiz edildiği ve karar vermekte kullanıldığı bir disiplin haline gelecek.
Tüm mühendislik branşları, veri modelleri ile uğraşacak.
Yani mesleğin ne olduğundan çok, bakış açınızın ne olduğu ve öğrenmeye ne kadar istekli olduğunuz önemli.
Bir big data konferansında söylediklerimi tekrarlıyorum: Okuldan mezun olduğu zaman beyaz yakalı olabilir. Ama bilgiyle yıkanmayan her yaka mavileşecek.
😀
Etiketler: beyaz yaka, bilgi yönetimi, eğitim, mavi yaka, meslek değiştirmek, meslek seçimi, üniversite
Kategori: İş hayatı
6 Temmuz 2015
6:27 pm
Sizce hocam gelecekte, birçok disiplinden beslenen “hibrit meslekler” mi yoksa derinlik içeren “uzmanlık”lar mı önemli olacak?
https://medium.com/@scguven/t%C3%BCrkiye-de-temel-bilimlerin-%C3%A7%C3%B6k%C3%BC%C5%9F%C3%BC-bcc1adda62c2
17 Temmuz 2015
8:44 pm
Uğur Fidan,
Referans verdiğin yazıdaki “tıbbi görüntüleme yöntemleri üzerine çalışan fizikçi” veya “finans dünyasına ve büyük veri analizini temel alan işlere yönelen matematikçi” benim açımdan hibrid meslek değil. Daha birkaç gün önce “oyun teorisi aslında istatistikçilerin alanı olması gerekirken ekonomistlere kaptırdılar” ve “Sigortacılık tam istatistikçilerin işi olması gerekirken, onu da başarısız bankacıların nekahat alanı durumuna getirdiler” diye yazdım.
Tıp dünyası, big data analitikçileriyle çalışmak istiyor. Bir kişinin beynindeki nöron sayısı, dünyadaki insanların sayısından fazla. Bu nedenle konuyu ancak bigdatacılarla birlikte çözebileceklerini biliyorlar. Bu veri analistlerinin tıp öğrenmesi de gerekmiyor. Sadece sırça köşkten kurtulup, diğer disiplinlerle çalışma becerisini geliştirmesi gerekir.
Yazıdaki “KPSS’den 90 almak için göstereceğin çabanın yarısını farklı alanlarda kendini geliştirmek için göstersen zaten iş bulacaksın!” cümlesine çok katılıyorum.
Bu gibi örnekler giderek artıyor. Yazıdan farklı tek görüşüm şu: Bu bir paradigma kayması değil, olması gereken… Diğer disiplinler ile ilişkisi olmasa, birçok branş zaten sadece lise hocası yetiştirir.
Özetle, işini çok iyi bilen her meslek erbabı zaten diğer disiplinlerle çalışacak.
26 Temmuz 2015
5:09 pm
Şu linki buraya koyayım.
Adaşım Uğur Fidan ile tartışmamızda U.Fidan’ı destekleyen bakış açısı:
http://www.medikalteknik.com.tr/bilim-dunyasini-ayaga-kaldiran-turk/
20 Ağustos 2015
7:53 am
Sıkça vurguladığım ve her iki blogumda da defalarca yazdığım cümle: Bilgiyle yıkanmayan beyaz yaka, hızla mavileşir.