Gerçeği, sadece gerçeği…
İşe ilk girdiği yıllarda da insan, 18’i geçse de bir miktar… Nazım Hikmet’in “18 yaş” şiirinde söylediği gibidir.
“Habbeler kubbedir, pireler deve
bire bin katılır
On sekiz yaşında hatıralar düşünülmez
anlatılır.”
Oysa iş dünyası ne zaman gerçekleri, ne zaman hayalleri konuştuğunuzu bilmek ister. Beklentileri gerçek gibi anlatınca, insanın sıfatı vizyoner olmaz, hayalci olur.
İş yaşamında öğrenilmesi gereken önemli becerilerden biri, duyguları ve düşünceleri aralara eklemeden olayları anlatmayı öğrenmektir.
Hani bazı filmlerde “gerçeği, sadece gerçeği…” dedikleri gibi.
😉
Hatta fazlası var… Zamanla sadece gerçekleri anlatmayı olduğu kadar anlamayı da öğrenir insan… Bir de, her seferinde duygu ve düşünceleri ile hareket edilmeyeceğini… Ama onun da yeri ve zamanı olduğunu…
😀
Etiketler: çalışan, iş adamı, mükemmel eleman, Nazım Hikmet, profesyonellik, vizyon
Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden
27 Mayıs 2009
7:59 am
İnsan zaman içinde çok şey öğreniyor ama 18’inde olmayı da hep istiyor.
29 Mayıs 2009
11:29 pm
Gerçek Lider ve yönetici konumunda olan kişi,
Liderliğini: O kişiye hep 18 inde olduğunu hissettiren, aynı zamanda da gerçekçiliğide sürekli kılan yönetim anlayışını da benimseten olsa gerek …
5 Haziran 2009
12:34 pm
Friendfeed’deki yorumlar için http://friendfeed.com/ugurabi/2bd0657b/ger-e-i-sadece
21 Haziran 2009
8:48 am
“gerçeği, sadece gerçeği” söylemeyi adet edinirseniz, şirkette dedikoduyu da engellersiniz. En azından siz yapmamış olursunuz.
6 Temmuz 2010
6:03 am
“Gerçeği, sadece gerçeği” anlamanın ne kadar önemli olduğuna dair…
13 Temmuz 2010
3:28 pm
Bir de şu vardır, “Sonucu, sadece sonucu”. Siz anlatırken işin içine bir sürü duygular düşünceler katıştırırsınız. Ancak karşınızdaki “Sonucu, sadece sonucu” duymak ister. Tabi Hocam sizin gibiyse karşımızdaki, biz her ne kadar duygular düşünceler katıştırsak da O anlattıklarımızdan “Sonucu, sadece sonucu” çıkarabilir hiç sabırsızlanmadan. Basit bir örnekle. Bir projenizi yetiştiremediniz. Bunu proje yöneticinize bildireceksiniz. İlkin sebepleri (aslında bahaneleri) sıralamaya başlarsınız, kah üzülerek kah suçlulukla. (http://ugurozmen.com/is-hayati/ne-olacak-bu-y-kusagi). Oysa proje yöneticiniz sadece şunu duymak ister, proje yetiştirildi mi yetiştirilemedi mi?
14 Temmuz 2010
3:42 am
Zeynep,
Aynen yazdığın gibi… Eğer ilk cümle “gerçeği” veya “sonucu” bildirirse, OLMADI durumunda gerekçesi merak ediliyor. Ama ilk anda “kırk dereden su…” diye başlanırsa, inandırıcı olunmuyor.
14 Ekim 2010
7:26 am
Gerçekçi bakış açısından hoşlanmayanlar olabileceğini gösteren bir örnek.
11 Haziran 2011
10:31 am
Gerçeği söylemek üzerine bir yazı
11 Şubat 2015
10:55 am
Varsayımlar bile, GERÇEKLER ışığında tasarlanır. Gerçeklerle tutarlı değilse, varsayım değil HAYALdir.