Haksız rekabet
Birkaç ay önce bir akşam, Atatürk Hava Limanı’ ndan (AHL) Kozyatağı’na giden HAVAŞ otobüsüne baktım. “Seferden kaldırıldı” dediler. “Daha dün sabah Kozyatağı’ndan onunla geldim” diye üsteledim.
Anlattılar. Kozyatağı’ndan AHL’ye HAVAŞ otobüsü var, ama dönüşte yokmuş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) HAVAŞ’a yasaklamış ama kendisi Atatürk Hava Limanı’ndan Kozyatağı’na otobüs koymuş.
🙁
Osman Ata Ataç hocam, devletin ticaretteki görevini “kolay para kazanmayı zor, zor para kazanmayı kolay yapmak” diye tanımlar. Bu cümleyi “tekel durumunda olup kolay para kazananlara rakipler çıkmasına çalışmak ve zor para kazanan KOBİ’lere idari kolaylıkları sağlamak” diye de anlayabilirsiniz.
Belediyenin yeni sefer koymasına itirazım yok. HAVAŞ tekeli kırılsın, İBB de sefer düzenlesin. Hatta başka firmaların girmesi de sağlansın. Hangisini seçeceğine yolcular karar versin. Aynı işi yapan bir şirket kurup diğerine YASAK getirilmesini anlamam mümkün değil. “Benim seçme hakkımın elimden alınması” şeklinde yorumluyorum.
Çıkar çatışması yaratmama kuralı siyasi ve profesyonel ahlak için en önemli kuraldır. Yönetim gücünü elinde tutanların, kârlı iş alanlarına mevcut oyunculara YASAK getirerek girmesi, serbest rekabet değil zorbalıktır.
🙂
Meraklısına, Osman Ata ATAÇ’dan KOBİ – Devlet ilişkileri
- 11.05.2011 – Neden KOBİ’ler, neden Devlet
- 18.05.2011 – KOBİ KOBİ söyle bana derdini dinle de anla benim pendimi
😉
Etiketler: Belediye, pazarlama, rekabet
Kategori: İş hayatı
22 Ocak 2012
11:25 am
Hocam fikir olarak dediginiz dogru fakat Havas yillarca bu tekeli kullanarak havaalanina herkesi pahaliya tasiyan firma olmadi mi?
Ben hatirlarim 15 yil once Izmir’de taksi parasina yakin bir parayi Havas’a vermeye mecbur kaldigimiz gunleri cunku o zamanlara ihaleyi Havas alir fiyatlarini da abarttikca abartirdi.
o yuzden haksizligi yapanin sira kendisine geldiginde aglamasi bos bence.
22 Ocak 2012
1:12 pm
İlyas Bey,
Yapılmış bir yanlışı düzeltmek için başka yanlışların yapılması doğruya giden yolu ters yönde almaktır. Belediye bak bu pasta çok büyük, başkaları da yesin diye orada değil, pasta benim demek için orada…
22 Ocak 2012
4:16 pm
İlyas,
HAVAŞ’ın neden ağladığı hiç umurumda değil. Benim yukarıda yazdıklarım ihaleyi HAVAŞ’ın aldığı zamanlar için de geçerli. Yönetim gücünü elinde tutanlar, o zaman da tekel olunmasına izin vermemeliydiler. (“o zamanlar ihaleyi Havaş alır fiyatlarını da abarttıkca abartırdı” dediğine göre, tekel oluşmasına yine idari yönetim gücü yardımcı olmuş.)
Ancak, var olan bir tekeli kırmanın yolu başka bir tekel yaratmak değil; bunu yönetim gücünü kullanarak yapmak hiç değil. Yönetenin kendi yönettikleri ile kârlılık savaşına girmesi kesinlikle ahlak açısından sorgulanmalı.
Belediyeler, HAVAŞ’ın çok sayıda rakibinin ortaya çıkmasını sağlamalı. Bizzat kendileri (ihale, kota veya avans gibi) peşin çıkarlar elde etmek yerine rekabeti artıracak önlemler almalı.
Eğer kendimize “Neden en az 3 firma yok?” veya “Bu kârlı alana girmek neden serbest değil?” diye sormuyor ama “Onlar kazanmıştı, şimdi de bunlar kazansın” diyorsak, geleceğimizi ipotek altına veriyoruz demektir.
22 Ocak 2012
6:44 pm
havaş ın havaalanı içi taşımacılık hakkı var, şehir içi için yok, buna rağmen yıllardır bu sürdürüldü ve en sonunda mahkeme havaşın bu servisi durdurması için tebligatta bulundu. belediyenin havaalanı-şehir içi hatları için açtığı ihaleye de girmediler… keşke biraz araştırıp yazsaymışsınız…
22 Ocak 2012
8:03 pm
Hocam ben dediklarinize tamamiyle katiliyorum. Tek canimi sikan sey havas’in timsah gozyaslari. Hala bircok ilde tek tasima firmasi havas ve oralarda kazik fiyatlarla tasima yapiyorlar. Burda ise kendileri zavalli durumundalar ona kizdim. Yoksa tekel olusturularak iyi hizmet verilmedi bundan sonra da verilecegini sanmiyorum.
22 Ocak 2012
8:49 pm
Mert Meriç,
Yazdıklarımı anlamak çok mu zor. Ben HAVAŞ’ı savunmuyorum. Belediye’nin bizzat kendisinin yönetim alanında bulunanlara rakip olmasının ahlaki yönünü sorguluyorum. Gelişmiş ülkelerde “çıkar çatışmasının engellenmesi” kuralı var. Onu soruyorum.
.
“Neden tek bir firmayı kabul eden ihale açılıyor, neden en az 3 firmanın bu işi yapması özendirilmiyor” diye soruyorum. Gelenin elinde “Belediye’den onaylı TEKEL” olma hakkı olmasının garipliğini sorguluyorum. İhaleyi kazananların daha iyi hizmet vermesi için gerekli rekabetin belediye eliyle ortadan kaldırılmasının garipliğini sorguluyorum.
.
Şimdi daha iyi anlaşıldı mı?
23 Ocak 2012
3:19 am
Yukarıdaki yorumlar üzerine, mecburi bir devam yazısı
23 Ocak 2012
11:43 am
Aslında bu vesileyle sorgulanması gereken, Türkiye’nin bu en büyük havalimanına neden şimdiye kadar adam gibi bir demir ve deniz yolu bağlantısı sağlanmadığı olmalı.
Uyduruk bir tramvay hattından başka havalimanına ulaşan doğru dürüst hiç bir toplu taşıma bağlantısı bulunmuyor.
27 Ocak 2012
4:54 pm
Burada trajikomik olan şey de gelişe izin verilip dönüşe verilmemesi. Eğer böyleyse koca koca otobüsler havaalanından boş mu dönüyor?
Bir de yıllarca belediye neden havaalanlarına otobüs koymadı anlaşılır gibi değil. Dünyada havaalanına ana toplu taşıma yolu ile ulaşılamayan tek ülke Türkiye idi. Neden? Muhtemelen birileri Havaş bu işte tekel olsun biz de avantamızı alalım diye.
.
Şimdi Havaş kaldırılıyor yerine sadece belediye otobüsü konuyor. Neden? Muhtemelen taksi parası vermek istemeyen sadece otobüsleri kullansın ve de belediye tek para kazanan olsun diye. Oysa belediye sefer koyduğu için Havaş hem kendi servisini iyileştirmek hem de ucuzlatmak zorunda kalacaktı. Daha fazla ödeyip daha fazla konfor almak isteyen bir kitle varken buna müdahele neden (ki bunlar doğal olarak daha fazla vergi vermeye de hazır bir kitle, dolayısı ile buradaki kaynak toplu taşımanın iyileştirilmesine kaydırılabilirdi pekala)?
.
Aynı İspark’da olduğu gibi. New York gibi dünyanın en pahalı otopark ücreti olan şehirde bile 3-4 blokda bir ücretsiz park yeri bulanabilirken Türkiye’de nerdeyse evlerinin önüne park edenlerden bile ücret alınacak, üstelik inşaat ruhsatı alınırken otopark alanı ayırma zorunluluğu olmasına rağmen bunu ufak bir ceza ile göz ardı eden belediyenin kendisi iken. En azından 10 yıldır bu sorunun ne kadar önemli olduu ortada iken, otoparkı olmayan binalara ruhsat verilebilir mi? Bu durumda iyiniyetten söz edilebilir mi?
28 Ocak 2012
3:53 pm
Mert Meriç,
Haksız Rekabet isimli yazıya yorum yazan Özgür Acar da size bir yanıt vermiş oluyor.
http://ugurozmen.com/is-hayati/haksiz-rekabet#comment-8265
🙂
Belediye’den asıl almak istediğimiz hizmeti anlatabiliyor muyuz?
😉
6 Şubat 2012
10:19 pm
Hocam bir ihale sonucu HAVATAŞ bu hakkı kazanmış, ardından HAVAŞ hizmete devam etmiş ve davalık olmuşlar. Şimdi de dava sonuçlanmış ve sonuç bu olmuş. Bu konuda HAVAŞ tarafından gelen bir roportaj da şu;http://www.emlakkulisi.com/havatas-havasin-karsisindan-cekilmesini-istiyor/6176
13 Haziran 2012
4:08 pm
güzel bir çıkarımda bulunmuşsunuz..
10 Temmuz 2012
12:49 am
Cem Coşkun’dan HAVATAŞ ve İDO hakkında “rekabetin engellenmesi ve kartel yaratılması” hakkında yazı.