18 Mart 2023 Cumartesi

IK’cının elinde çekiç…

Geçen hafta bana Linkedin DM’den şöyle bir mesaj geldi.

Bir bankanın İnsan Kaynakları Müdürü‘nden bu mesajı alınca ne diyeceğimi (hatta ne düşüneceğimi) bilemedim. Hem kamu, hem de özel bankalara danışmanlık veya eğitim hizmeti vermiş, bankaların çeşitli bilgi yönetimi ve müşteri deneyimi etkinliklerde yer almış biri olarak “Muhtemelen benzer bir talebi var ama… elinde sadece çekiç olan bir İK’cı olarak, aklına yalnızca tek bir çivi (kurumun işe alım e-posta adresi) geliyor” diye düşündüm.

Güncel iletişim bilgilerime gelince… Zaten Linkedin’den mesaj gönderiyorsunuz, talebinizi de yazsanıza…

Benimki bir EGO sorunu değil. Çok daha çömez pozisyonlarda olanlar Linkedin’den veya Twitter’dan DM mesaj gönderir ve görüşmek ister. Gelen mesajın nezaketine göre yanıt veririm. E-posta adresim web sitemde duruyor. Doğrudan mesaj gönderip taleplerini söylerler ve iletişim kurarız.

Bana ulaşmak ve kişisel/kurumsal iletişim kurmak hiç de zor değil. Hatta -maalesef- çok sayıda spam mesaj gelmesini de sağlıyor.

Arkadaşlarıma yukarıdaki ekran görüntüsünü gönderip “Siz olsanız ne yapardınız?” diye sordum. “Ölü taklidi yap” ile “CV’ni gönder. Devamındaki saçmalıkları da görelim eğleniriz😜 ” arasındaki yelpazede çeşitli yanıtlar aldım.

İçimdeki eğitmen baskın çıktı. Arkadaşa bir şans daha vermek istedim. Kendisine nazikçe sordum.

Bu kadar anlamsız bir yanıt beklemiyordum. Moda deyimle “şok oldum”.

Eğitimlerde, özellikle veriye dayalı düşünmeyi anlatırken “sebep-sonuç ilişkisi” ve “etki-tepki ilişkisi” arasındaki farkları tartıştığımız olur. Eğer bu ikisinin çok farklı olduğu anlaşılmıyorsa, bir müşteri davranışının kök nedenini bulmak olanaksızlaşır. [Kavramlara düşkünlüğüm, gerek eğitimlerime katılanlar, gerekse bu blogu okuyanlar tarafından bilinir.]

Aklıma ilk gelen, bu arkadaşın her ikisinden de habersiz olduğu idi. Ve evet… “Elindeki tek aleti çekiç olan, her gördüğünü çivi zanneder” sözünü doğruladığını düşündüm. Aramızda ciddi bir nesil farkı olduğu için sorumu anlamadığını varsaydım. [Ne de olsa, “Uğurca’dan Türkçeye tercüme” konusunda giderek daha başarısız oluyorum.] IK branşının bu kadar beyin yıkamasını (çekiç – çivi olgusunu) anlamaya çalıştım. Anlayamadım.

Kendimi tutamadım.

Mesajı gönderdim. 3 günden fazla oldu, geri dönüş alamadım.

🙁

Bir Nasreddin Hoca fıkrası vardır. “Hocam, eski ayları ne yapıyorlar?” diye sormuşlar. “Kırpıp kırpıp yıldız yapıyorlar!” diye yanıtlamış.
Samimiyetle soruyorum. Bankaya alıp, “bundan bankacı olmaz” dediklerinizi, kırpıp kırpıp İK’cı mı yapıyorsunuz?

Bana kızmak isteyen İK’cılara not: Dışbank – Fortis döneminde şahane İK’cılarla çalıştım. Diğerleri için anılarımı Kara İK altında derliyorum. Bu gibi örneklerle, dizinin ikincisi de kısa zaman sonra yayında olacak.

.

 

 

Etiketler: , , ,

Kategori: İş hayatı

“IK’cının elinde çekiç…” yazısına şu ana kadar bir yorum yapılmış:

  1. Mustafa ŞENHELVACILARComet Mühendislik şirketinde Executive Director
    Uğur hocam,
    en yalın şekli ile anlatmaya çalışırsam; “vasat” eğer “yeter” şart olursa “hedef” artık “gün” olur, “karavana atmamak” olur, “ayağımızı yerden kessin yeter” olur…
    Bırakın IK’nın personel yönetimi olmasını, patronların gözündeki yeri halen -ve maalesef- çok değişmiş değil. Ama bunun sebebini personeline yatırım yapmayan patronda mı, kendine yatırım yapamayan IK’da mı aramak lazım?

    Ugur Ozmen
    Çok güzel bir soru: “bunun sebebini personeline yatırım yapmayan patronda mı, kendine yatırım yapamayan IK’da mı aramak lazım?
    Benim yanıtım şöyle: “Patron değişimi anlamıyor da, sen (IK’cı) de mi anlamıyorsun? Böyle devam ettiğinde https://ugurozmen.com/is-hayati/ik-ai örneğindeki gibi işsiz kalacağını, aslında beyaz yaka gibi görünse de yakanın renginin hızla maviye dönüştüğünü görmüyor musun?”
    Bunları sormak istiyorum.
    Bir IK konferansında konuşma yapmayı çok istiyorum.

    Nur BenliCOO, Engineer, Catalyst, Generalist, Continuous Learner, Creative Mind ★ Helping teams to develop innovative products ★ Volunteer Mentor
    Yapmış olmak için yapanlar ve okuduğunu anlayamayanlar, ne yazık ki giderek artan bir yüzdeyi oluşturuyor iş yaşamında. Hızlı ve verimli işleyecek çözümleri uygulatmak da zor oluyor kendilerine yardımcı olmak için. Çoğu IK birimi kendileri de dahil olmak üzere doğru yeteneği bulabilmek adına zorlanıyor.

    Uğur Özmen
    Son cümleniz “Çoğu IK birimi kendileri de dahil olmak üzere doğru yeteneği bulabilmek adına zorlanıyor” oldukça önemli.
    Henüz (bırakın İnsan Kaynakları kavramını) daha personel yönetimi düzeyindeler ve çağın gereği olan yetenek yönetimi konularını düşünemiyorlar bile.

    Nur Benli COO, Engineer, Catalyst, Generalist, Continuous Learner, Creative Mind ★ Helping teams to develop innovative products ★ Volunteer Mentor
    Ugur hocam, evet bu konu önemli, mesleğin duayenleri eminim daha iyi analizler yaparlar. Kendimce kök nedene inmeye çalıştığımda, altyapı eksikliği ve genel kaynak yönetim/yaratma sıkıntısının buna yol açtığını düşünüyorum. Hem işveren hem de çalışan tarafında . İnsanlar sanki günü kurtarırken buluyor kendisini. En öze dönmeye kalkınca da, nitelikli eğitimin yaygınlaşması gerek demek de bir klişe olmasaydı keşke.

    Erinç AşıcıoğluMarketing
    Genç arkadaşın emir eri olduğunu varsayınca da durum trajik. Madem bir inceleme yaptın ki bence yapmamış. Profile girdiğin kişinin kim olduğunu 5 dk inceler öyle iletişim kurarsın. Biz geleneksel usulde cv’yi inceleyip , gayet açık olan cv tekrardan anlat demelerine alıştık da, bu size karşı çok ayıp olmuş.

    Bengü BilikKurucu Başkan, Beze Group
    Erinç Aşıcıoğlu bu topraklardan bu ortamdan bahsediyoruz. Herşey KÖFTE&EKMEK bağlamında.Hani file sormuşlar vs vs o da nerem doğru ki demiş.

    Tolga ÖzekCommunications Professional
    Türkiye’de “meram anlatma” kültüründe tutarsızlık devasa boyutta. Farklı bir örnek olarak LinkedIn’de ekleme isteği gönderirken mesajı iletilmemesi veya bir şekilde kabul edildikten sonra bir tanışma mesajı gönderilmemesini de benzer görüyorum. Ana konuya dönersek,
    Maalesef son dönemde yaşadığım ve duyduğum deneyimler, insan kaynakları alanında çalışanlarda ciddi düşüş olduğunu gösteriyordu, bu örnek buna büyük katkı yaptı hocam.

    Meriç Koraltürk PolatChief Content Officer – CHRO at Enocta
    Uğur sevgiyle andığın İK cılardan biri olduğumu düşünerek mutlu oldum İş hayatındaki pek çok fonksiyon gibi ne yazık ki IK pozisyonlarında da düşünmeden otomatiğe geçmiş yaklaşımlar söz konusu. Ancak ana odağı insan olması gereken bir işte bu durumlar iyice olumsuz sonuçlara neden oluyor. Yine de ümidimizi kaybetmiyoruz ☺️sevgiyle…

    Berfu Tekbaş – Health, Healthcare, Hotel Pre-Opening Operation, CRM, Loyalty, Call Center, Data Mining, Data Segmentation, Churn Analysis
    Harikasın

    Derya Aslan – Founder, CitiPR
    Hocam bazı insanlar düşünme ve mantık yürütme yetilerini adeta kaybettiler. Düşününce ve mantık yürütünce çok yoruluyorlar. Hatta kendilerinden eksildiğini düşünüyorlar. İş yaşamı “benim hiçbir şey yapmadan varlığım yeter bununla yetinin” diyen, sorumluluk almak istemeyen robotlaşmış kişilerle sürüyor. Kendini katmak istemiyor işin içine insanlar. İnsan faktörü çekilince de işte böyle ne dediğinizi anlamadan herkesle aynı yaklaşımla iletişim kuran, otomatik, hazır cevap fonksiyonu devreye giriyor. Kendisine yardımcı olmaya çalışmışsınız. Umarım uyanır.

    Canan OnatConsultant

    Hocam “Seriously?!” yazıp yollasaydınız keşke. Belki Türkçe okuduğunu anlamıyordur.

    Abdullah İNANPALOMA GRIDA RESORT & SPA şirketinde Human Resources Manager
    Hocam saygılar, yazınızı sonuna kadar okudum ve bir IK cı olarak eleştirinizden muhakkak bir ders aldığımı belirtmek isterim. Burada yazmamın sebebi, yazınızın içerisinde bana tebessüm ettiren ve kafamda mesleki espritüel düşünceler oluşturan çekiç, çivi ve bunlara ek olarak sizden istenilen CV ile ilgili mesleki esprilerin canlanmasına da sebep oldu. Teşekkür ederim.

    Seda Esen AkınHR Manager
    Hoca’m, müsaadenizle biraz daha farklı bir yöne taşımak isterim.
    İş hayatıma bankacılık sektöründe başladım ve istediğim IK biriminden uzaktım. 1,5 sene bu sektörde deneyim kazandım (asla bankacıyım diyemem, gerçek bankacılığın şubede deneyimlendiğini düşünüyorum. Ben GM tarafında çalışmıştım). Sonrasında ise hep olmak istediğim IK departmanında yer edindim.
    Yazınızı okumak için linki tıkladığımda “Bir bankanın İnsan Kaynakları Müdürü‘nden bu mesajı alınca ” diye belirtmişsiniz. Maalesef acı tebessüm oluştu. Genelleme yapmak doğru olur mu emin değilim: Bankaların genel müdürlük birimlerinde çalışanların, maalesef gerçek dünyaya oldukça uzak olduğunu düşünüyorum. IK departmanı özelinde örneklendirmem gerekirse; şube çalışanları hedeflerden yılmışken, üzerlerindeki mobbing her daim artarken, kendi deyimleri ile “artık canımız burnumuzda çalışıyoruz” derken, IK departmanından gelen “nefes eğitimleri” bildirimleri ile maalesef kendilerine güldürmekten başka durumda olmuyorlar 🙁

    Mete YurtseverValue Creation Facilitator Design Thinking Facilitator | Creative Drama Leader | Mentor | Podcaster – Captain of DER-YA
    Hocam benim de aklıma başka bir Nasrettin Hoca fıkrası geldi. Hoca damını aktarıyormuş, aşağıdan bir adam seslenmiş hocam bir iner misin diye? Hoca buradan söyle demiş, yok demiş ısrar etmiş. Hoca oflaya puflaya kan ter içinde inmiş. Adam Allah rızası için bir sadaka isteyince, gel benimle demiş. Binbir zahmet beraberce çatıya çıkmışlar. Hoca dönüp Allah versin demiş. Bence CVyi gönderip sonra yol verebilirdiniz. En çok insan ilişkisi, iletişim bilmesi gereken kişilerde bu aranmıyor. Varlık sebebi hizmet olan şirketlerde çalışanlar bir üstünlük cüppesi içinden konuşuyorlar.

    Oya KomarTargeted colour orchestration ▪ Personal & Architectural Colour Consultant ▪ 4000+ sessions ▪ Trainer ▪ 50+ trainees
    Sinirimi cidden geren yazınızın yönlendirdiği bağlantılar vesilesiyle 10 küsur blogunuzu daha okudum (kara İK, bahane, seçim, ekip vb) , sinirim daha da gerildi 🙂 Çok yaşayın, çok dile getirin 🙂

    Ugur Ozmen
    Bir dönemler daha sık (yılda 200+ yazı) yazıyordum. O zamanlar sosyal mecralarda “Uğur Özmen Labirentinde Kaybolmak” diye bir şaka türemişti. “Başladığım yeri unuttum“, “Yahu ben ne okuyordum, nereye gelmişim” gibi cümleler olurdu.
    Sanırım siz de labirentte biraz dolaşmışsınız. Okuduklarınız ve yorumunuz için teşekkür ederim.

    Can TalaylıProtel Holding şirketinde Digital Marketing Manager
    LinkedIn koca bir deli hapishanesine dönüştü. Bana gelen özel mesajlara “bu kadar da olmaz” diyordum ama kötünün de kötüsü varmış.

    Çetin BakacakHuman Resources Manager
    Uğur Bey, Doğru yerleştirmeleri bir kenara koyduğumuzda maalesef insan kaynaklarında yetiştirilen kişilerin birçoğu kendini yetiştiremeyen, araştırmayan, yeniliklere kapalı ve bazen de önemsiz bir birim olarak görüldüğünden ucuz iş gücü politikası ile seçiliyor. Bu tarz kişiler yıllar içerisinde kendini geliştiremese de deneyimli olarak görülüyor. Aslında içleri boş. Bazen de torpil ile “küçük insanların büyük yerlere gelmesi” olayı yaşanabiliyor. Belki de en tehlikelisi bunlar. Hatta bir keresinde “bu departmana en çok kızlar yakışıyor.” yorumunu duymuşluğum bile var. Artık akıllarında nasıl bir departman tanımı var siz düşünün.
    Mesleğinin inceliklerini bilmeyenler yüzünden insan kaynakları birimlerinin küçük düşürülmesini de istemem. Yine de değinmeden geçmek istemiyorum. Çay-Sigara molaları ile personelin nabzını yokladıklarını sananlar, çalışanlara karşı egoist davranıp bilgisizliklerini örtmeye çalışanlar, bilgi birikimini paylaşmaktan bir haber olup içi boş İK personelleri yetiştirmeye devam edenler, başka mesleklere yönelseler, İK birimleri belki bu kadar absürt durumlara konu olmayacak.

    Gökhan ŞahinCustomer Relationship Management
    valla hocam beklemediğim derecede sabırlı davranmışsınız. Tebrik ederim.

    Özge BSoftware Test Engineer
    Okuyunca sinir bozucu ama hepimiz bu tarz insan kaynaklarına denk geliyoruz. isini iyi yapanlar ve yapmayanlar her zaman belli oluyor. Son zamanlarda yaptığım en iyi İK görüşmesi ve deneyimi Nazlı Budak ve İshak Özkan ileydi kendilerine profesyonelliği için teşekkür ederim.
    En kötüyü de etiketlemek isterdim ama o da bana kalsın 🙂 şimdi buradan linç yemeyelim. İK profesyonelleri ve IK’imsi kişileri ayırıp genellemeden uzak durmakta fayda var.

Yorum Yazın