Bir Eğitimci Olarak
Yakın geçmişte, İK’nın (özellikle Eğitim Departmanı’nın) bazı yaklaşımlarından bahsetmiştim. O yazıda “Bende çoook İK – Eğitim Bölümü öyküsü var” demiştim. Şimdi onlardan biri…
🙂
Bir şirkete eğitim teklifi verilmiş. Ders programları tartışılmış. Son aşamada, şirketin yöneticileri farklı konulardaki eğitmenlerle tanışmak istemişler.
Benim de aralarında olduğum eğitmenler masanın bir tarafına sıralandık. Diğer tarafa şirketin yöneticileri dizildi.
Biz kendimizi tanıttık. Bazı derslerin nasıl sunulacağı konusunda şirketin ilgili iş biriminin yöneticileri görüş ve önerilerini bildirdi, bizler notlarımızı aldık. Önerilerimizi söyledik, tartıştık.
Bu sırada, İK’nın Eğitim departmanından henüz 30 yaşını yeni aşmış olan “uzman” konuşmaya başladı:
“Ben bir eğitimci olarak…”
Söyledikleri pek anlamlı değildi. Orası ayrı.
Onu dinlemeye çalışırken, masanın etrafındaki eğitmenlere sırayla baktım.
- eğitim hayatı 1983’de ABD’ye gittiği zaman üniversitede asistanlık yaparak başlayan, Birleşmiş Milletler’den uluslararası eğitimen sertifikalı bir arkadaş,
- 27 seneden beri çeşitli şirketlerin eğitim departmanlarında çalışan bir başkası (ki onun bir kere bile “eğitimci” olduğunu söylediğini duymadım),
- hem iş hayatında şirket yönetmiş, hem de şu anda okulda çalışan eski bölüm başkanı, doçent bir eğitmen,
- yirmi küsür yıldan beri konusunda eğitimci olarak ün salmış bir eğitmen,
- ve naçizane bendeniz
masanın etrafındayız. Hiç birimiz daha önce “Bir eğitimci olarak…” diye başlayan cümle kurmamışız.
Sormadım “Şu ana kadar kimleri, hangi konularda eğittiniz?” diye…
Hayatında şirket içi eğitimlerde – uzmanlık gerektiren ana faaliyet konuları dışında – belki eğitim vermiş birinden 2 dakikada eğitimci eğitimi aldık. Öğrendik. Aydınlandık.
😉
Etiketler: değişimi yönetmek, eğitim, insan kaynakları, öğretim
Kategori: İş hayatı