Kişiselsizleştirme
Teknoloji sayesinde değişen yönetim kavramlarına Komuta tekliği ile başlamıştım. Dünkü Örgütsel yapı türleri yazısındaki zor anlaşılır cümlelerden cesaret bulup, değişen bir kavramı daha anlatmak istiyorum.
Kişiselsizlik. İngilizce de (impersonality) diye geçen bir kavram bu. Değişimi anlamayan ama kendini kurumsallaşmış zanneden firmalarda masanın eni ve boyu, çekmecelerin sayısı, koltuğun şekli, telefon cihazının özellikleri kişisel beceri ve ihtiyaçlarınıza değil, ünvanınıza bağlıdır. (Geniş açıklama burada.)
😉
Değişen nedir diye soracak olursanız, yanıtım şöyle:
MBA diplomasını ne yapmalı yazısında vurguladığım gibi, yönetim prensipleri 1800′lerin sonu ve 1900′lerin başında ortaya çıkan sanayi devriminin sonunda, 1910 – 1920 yılları arasında “orta kapasiteli insanların yönetilmesine dayalı” kurallardan oluşmuştur.
Yüzyıl sonra başka bir devrim oldu. Teknoloji ve özellikle internet sayesinde, yenilikçilik yaygınlaştı. Şirketler, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için üstün kapasiteli ve becerikli insanları elde tutmak zorunda kaldılar. Büyük kurumlar, yenilikçiliği şirket içinde yeşertmek ve desteklemek için yeniden yapılanmaya başladılar.
Şirkete ait olan standart renk ve biçimdeki tel zımba, makas, lamba, PC’nin verimi artırmadığı ortaya çıktı. Bir kişi gittiği zaman hemen yerinin doldurulamayacağı noktaların sayısı arttı. Bu insanların rahat edecekleri ortamı yaratmak gerekti. Kişisel ihtiyaçlar, masanın eni boyu gibi şekil şartlarının önüne geçti.
- Toplu satın alım sayesinde elde edilen verimin, yenilikçilik sayesinde elde edilen verim ile kıyaslanamaz olduğu görüldü.
Masanızı istediğiniz gibi donatmanızla yetinmeyip, isterseniz dışarıda hatta evinizde çalışmanıza izin verilmeye başlandı.
Eski yönetim anlayışının bir uzantısı olan kişisizleştirme, tarihe gömülüyor. Yeter ki siz de yeni dönemin bir ferdi olun.
😀
Etiketler: bürokrasi, diploma, Max Weber, MBA, mükemmel eleman, organizasyon, organizasyon yapısı, yenilikçilik
Kategori: İş hayatı