9 Haziran 2010 Çarşamba

"Küresel" olurken…

Bir devirler şu 3 kavram benim için pek farklı değildi.Benelux.svg

  • Küresel (global)
  • Uluslararası (international)
  • Sınır ötesi (cross border)

Okullarda bu kavramların nasıl öğretildiğini Cenk Medeni friendfeed’de, Küresel olmak isimli yazımın yorumlarında yazmış.

😛

Bir dönemler, çalıştığım banka bir BeNeLux bankası tarafından satın alındı. Artık “biz de uluslararası olduk” diye konuşmaya başladık.

Sonra bu bankanın bazı uygulamalarını öğrendik.

  • Her hafta Çarşamba günleri Perakende Pazarlama toplantısı yapılıyordu Brüksel’de… Avrupa’daki bankaların Perakende Pazarlama Yöneticileri orada buluşuyordu. BeNeLux ülkeleri için önemli bir sorun değil. Fransa’daki yönetici sabah hızlı tren ile gelip, akşam dönüyor. Ama bizim için her hafta en az 1.5 gün kaybı anlamına geliyordu. Katılsanız dert, katılmasanız başka dert.

😛

  • BeNeLux’den Türkiye’ye gelecek olan kişiler için kurallar hazırlanmıştı. Ama Türkiye’den BeNeLux’deki ofislere tayin edilenler için hiçbir yöntem yoktu. “Aynı eğitimi almış birine BeNeLux’de ne ücret veriyorsanız, buradan gidenlere de o ücreti verin” diye söyledik. Prosedürleri hazırlamaları aylar sürdü. Defalarca yazıştık.  4 – 5 ay sonra çözüm buldular. Bize müjdelediler. Aynen dediğimiz gibi yapmışlardı…

Uluslararası değil, sadece sınır ötesi banka da çalıştığımızı gördük.  Bazı kavramları okulda değil yaşayarak öğrendim.

😉

Etiketler: ,

Kategori: İş hayatı

“"Küresel" olurken…” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Hocam bu küresel olma ve küresel olurken yazılarınıza bayıldım.

    Geçenlerde toplantı yaptığım bir yabancı ortaklı firmada da buna benzer bir hikaye dinledim. Bazı şeyleri kabul ettirmenin ne kadar zor olduğundan bahsediyordu. “Belçikalılar mı? Allah kimseyi onların eline düşürmesin” diye bir feryat vardı resmen 😀

    Bu konudaki tek deneyiminiz bu değildir diye düşünüyorum. Dahasını da okumak isterim.

  2. Betül,
    Bazı uluslararası şirketler konusunda anlatacak çok öykü var. Ancak, profesyonellik bunların büyük çoğunun anlatılmaMAsını gerektiriyor.
    😉
    Aslında, anlatılması gerekenlerin bazılarını anlattım. Bil bakalım hangi yazılar…
    😛
    Genellemeler yanlıştır. Ancak şunu iddia edebilirim. Kıta Avrupa’sı, 2008’e gelene kadar 60 yıldan beri önemli bir kriz yaşamadı. Bu nedenle çabuk değişen ortamları anlamakta güçlük çekerler.
    Bu nedenle Türk yöneticiler için (iyi yetişmişlerse) dünyada çok fazla iş olanağı olduğuna inanıyorum.

Yorum Yazın