Kurumsal sorunsalı
Genç girişimciler, eğer başarılı olmuşlarsa kurumsal kavramlara saldırıveriyorlar. Özellikle kurumsal ortamda hiç çalışmamışlarsa bunu daha rahat yapıyorlar.
🙂
Yapmadığın bir işi eleştirebilirsin. Evin tasarımını eleştirmek için mimar olman gerekmez. Aynı alanı iyi kullanan mimarlar varken oturduğun evde bir türlü rahat edemiyorsan, 3 – 5 cümle söylersin. Minibüsten inerken senin hayatını tehlikeye sokarak aradan geçen motosikletliyi eleştirmek için, motor kullanman da gerekmez.
Benzer biçimde boyacıyı, ayakkabıcıyı, marangozu, taksi şoförünü, hatta reklamcıyı eleştirmek için boyacı, ayakkabıcı, marangoz, şoför, reklamcı olman şart değildir.
Ama kurumsal yaşamda bir gün bile geçirmeden eleştirdiğinde, sonuçlarını gördüğün bir işi veya eylemi değil, bilmediğin bir tecrübeyi eleştiriyorsundur.
Yaşamadığı bir tecrübe hakkında veriştiren gençlerin birkaç tanesine Pilotaj hatası yazısını öğütlemiştim. (Çok alınanlar oldu.) Oysa eski bir İran öyküsünü anlatmalıydım. Ne de olsa bilmemek söylemi kolaylaştırır.
😉
Başarılı olmuş, internet girişimleri ve kendi teknik becerileri sayesinde genç yaşta iyi para kazanmış (şu anda 30’larına yaklaşmış) arkadaşlarla sohbet ediyorum.
Bir dönemler, onlar da benzer düşüncedeymişler. Şimdi “kurumsal tarafta edinilecek bazı bilgilerinin olmamasının birkaç yüzbin dolar zarara neden olduğunu” söylüyorlar.
Sonradan da edinilemiyor. O parayı danışmanlara ödüyorlar veya ödeyecekler. Sağ olsunlar.
😛
Kurumsallık üzerinde birkaç gün duracağım. Önce şu 2 maddeyi hatırlatayım.
- Bürokratik ≠ Kurumsal
- Ücretli ≠ Profesyonel
😀
Devamı… Çoook sürecek… İzleyin.
😀
Etiketler: başarı, etkin tecrübe, girişim, girişimci, kurumsallaşma, reklamcı, tecrübe, webgirisim
Kategori: İş hayatı
2 Şubat 2011
11:38 pm
Ah hocam ah, şu “Evin tasarımını eleştirmek için mimar olmak gerekmez” düşüncesini bazen insanlara anlatmak için ne taklalar atıyoruz. Ben de “Armudun iyisinden anlamak için armut çiftçisi olmak gerekmez” gibi bir metafora başvuruyorum, istemeye istemeye.
Bir de “isimler” konusu var, “sen kimsin ki ondan iyi bileceksin?”e uzanan…
3 Şubat 2011
8:46 am
Kurumsal sorunsalı dizisinin ilk yazısında Bürokratik ≠ Kurumsal demiştik. Devamı bu link’te
3 Şubat 2011
9:37 pm
kurumsal iş yaşamı gerçektende neleri yapmaman gerektiğini çok güzel öğretiyor… üstelik bu yapılmaması gerekenler tecrübesinin zararını bizim için ödeyenler var …
bugüne kadar çalıştığım yerlerden neleri yapmam gerektiğini de öğrendim ama neleri yapmamam gerektiğini daha çok öğrendim. (%25’e 75 lik bir oran verebillirim.)
yanlız içimden de şu geçti;
kendi ekibimi kurabilecek koşulları oluşturabileseydim de kendi süreçlerimden öğrenseydim şimdi arkama yaslandığımda daha mutlu olurdum gibi geliyor 🙂
4 Şubat 2011
9:56 pm
Merhabalar Ugur,
Bu yazıyı yeni farkettim. Benim Kurumsal Girişımcilik ile ilgili yazımı görmüş müydün? http://kariyeryolculugu.com/blog/2011/02/01/gelecek-kurumsal-girisimcilik-ve-girisimci-yoneticilikte/
5 Şubat 2011
6:38 am
Fatmanur,
Yazıyı okumuştum. Ukalalık edeceğim (ama kimsenin yadırgamayacağına eminim) benden bahsetmişsin.
🙂
“Cesaret: Tüm girişimciler, işlerini içselleştirmiş ve işten çıkarılmaktan kesinlikle korkmadıklarını belirtmişler. Diğer yöneticilerle girişimci yöneticileri ayıran en temel faktörlerden biri bu.
Insiyatif Alma: Girişimci yöneticiler her daim onay almakla ilgilenmiyorlar, bazen, özellikle onaylatamadıkları ya da ikna edemeyeceklerine inandıkları durumlarda, işi yapıp arkasından “ben bunu yaptım, sonuç bu oldu” demeyi tercih ediyorlar. Bu davranışlarının sonuçlarını da kabulleniyorlar.” deyince… Kendimi gördüm.
Turkcell’e “Pazarlama’yı Hukuk’a kurban veriyorlar” diye kızdığım yazıları da hatırladım. Hukuk, hatta Teftiş Kurulu’nun “dikkat” dediği işleri yaptım. Gerekirse hesap vereceğime inanarak.
😉
Bir de üzerine:
– Kontrolden kaçınma: mikro yönetimden hoşlanmıyorlar, geliştirmeleri ve değiştirmeleri için özgür düşünce ve harekete ihtiyaç duyuyorlar.
– Öz etkinlik: Kişinin kendi yeteneğine, gücüne ve becerilerine ilişkin düşüncelerinin kuvveti olması ve bu yeteneklerini kullanabilecek ortamın olması/verilmesi
– Başarma ihtiyacı: Tip ve düz bir başarı değil, zoru başarmaktan hoşlanıyorlar ve buna ihtiyaç duyuyorlar.
diye okuyunca… 2000 > 3800 diye yazmıştım. İşte o nedenle bu tanımlamalar da bana uyuyor.
😉
Belki de çalıştığım kurumların çoğunluğunda bana tolerans gösterilmesi, kurumlara çok da olumsuz bakmamı engelliyor. Türkiye’de de kurumsal girişimci’leri destekleyen yapılar olduğunu da ispatlıyor.
7 Şubat 2011
9:13 am
Bu yazı dizisinin devamı:
– Kurumsal mı / girişim mi?
– Kurumsal mı / girişim mi – 2
– Kurumsal mı / girişim mi (Yanıtlar 1)
– Kurumsal’ı isterken
😉
Yenileri de ekleyeceğim.
28 Ocak 2013
8:17 am
Girişimci tayfasında kurumsal şirketleri eleştirmek kaçınılmaz bir modadır. Bir çoğu, gerçek bir kurumda tek bir gün bile çalışmamış olanlar, bilmeden konuşurlar.
12 Mart 2013
9:17 pm
Kurumsal ≠ Bürokrasi üzerine bir başka yazı