LinkedIn ve ben
Bugün birkaç arkadaş ile LinkedIn’i tartıştık. Ben neden LinkedIn’den bezdiğimi anlattım.
a – İlk başlarda “iş dünyasının sosyal ağı” olma iddiasındaydı. Şimdi sosyal ağ özelliği arttı ama iş dünyası ile ilgisi kalmadı. Herkesin Tweet’lerini, Facebook paylaşımlarını, iç dökmelerini yayınladığı yeni bir kanal oldu. (İş paylaşımlarını diğerlerinden ayırmadıkları için, bunları LinkedIn’de yayınlayanlar da yakın gelecekte pişman olacaklar)
b – Birileri “Sizi profesyonel iletişim ağıma eklemek istiyorum” veya “I’d like to add you to my professional network on LinkedIn” mesajı gönderiyor. Hatta “Since you are a person I trust, I wanted to invite you to join my network on LinkedIn” diye “bana güvendiğini” bile iddia eden oluyor. (Hepi topu tek tıklamayla teklif olduğu için). Ne var ki, bu kolaylık bende aksi yönde tepki yaratıyor. Tanımadığım bir kişiyi neden “iş ağı”na ekleyeyim ki. Nereden tanıştığımızı veya neden beni eklemek istediğini yazsa, daha faydalı olacak.
c – Bir kişiyi kabul ettiğim anda etiketlemek istiyorum. Potansiyel müşteri mi, öğrencim mi, mevcut müşterimde çalışan biri mi, CRM ile ilgilenen biri mi, eski iş arkadaşım mı, seminer veya konferansda tanıştığım biri mi, sosyal mecralarda tanıştığım bir arkadaş mı, her ne ise?… Hafızam zayıf olduğu için o anda etiketlemezsem, daha sonra “nereden tanışıyorduk” diye düşünmek istemiyorum. (Hani konferanslarda kart değişimi yapılır da, sonra “kimdi bu?” endişesi yaşanır ya… Aynı duygu.) LinkedIn bu etiketleme fırsatını da vermiyor.
d – Hatırlamadığım veya artık birlikte anılmak istemediğim birini listemden çıkarmak ise tam bir eziyet. İş hayatının dinamizmine hiç uygun değil.
Sonuçta LinkedIn’i öylesine bıraktım. Haftada bir bakıyorum. Tanıdıklarımı ekliyorum. Hepsi o kadar.
Diğer yandan merak da ediyorum. Ben mi kötü kullanıcıyım, LinkedIn’de bilmediğim bir özellik mi var?
🙁
Etiketler: içerik, LinkedIn, sosyal mecralar
Kategori: İş hayatı
7 Kasım 2012
12:12 am
a- Is dunyasi ile ilgisi kalmadi demek bence tam olarak gercegi yansitmiyor. Hala profesyonel bir network oldugu ortada. Sahsen is dunyasindan nemalandigi kadar is dunyasina da katkisi oldugunu da saniyorum. Her ne kadar Turkiye’de head-hunterlik olaylari buradan degil de kariyer.net gibi yerlerden yapilmaya hizla devam ediliyor olsa dahi.
b- Kapatilabilir, bunun ayari olmali bir yerde kullanmadigimdan bilemiyorum cunku Facebook kadar convenient degil, bakmaya ihtiyacim da olmadi. Bir secenekte sadece is mail adresini bilenler ekleyebiliyor mesela yanilmiyorsam.
c- Etiketleme var ama sanirim sadece parali uyeler icin.
d- Bu butun sosyal aglar icin gecerli degil mi?
Kotu kullanici yoktur, kotu urun vardir 🙂
7 Kasım 2012
8:32 am
Siz kötü kullanıcı değilsiniz. Bu saydıklarınızdan hepimiz muzdaribiz. LinkedIn iş dünyasına hitap ettiğini söyleyen ama bundan çok uzakta olan bir site. Bir web uygulamasından beklemediğim kadar yavaş gelişiyor. Sürekli yeni özellikler ekliyor olmaları gerekirken, çok uzun zamandır yerinde sayıyor. Ben artık beni iş ağına eklemek isteyen biri olduğuna dair eposta gelmezse siteye girmiyorum bile. Sosyal ağ desem değil, iş dünyasının sosyal ağı desem hiç alakası kalmadı. Yerinde sayan bir site oldu. Artık kullanılmadığı için ölen / forsu kalmayan sitelerden biri olma yolunda son hız ilerliyor.
7 Kasım 2012
2:19 pm
Avrupa’da kurulma amacı doğrultusunda çok yaygın bir şekilde kullanılan bir site fakat biz de tutmadı nedense.Umarım ileride amacına ulaşır diye ümitle bekliyorum.
8 Kasım 2012
11:11 am
LinkedIn bildiğim kadarıyla zararda olan bir şirketti, Ceo’su değişti, yeni Ceo son 2 yıldır kar oranlarını ciddi ölçüde arttırdı. Şirketin kullanıcıya odaklanmak yerine karlılığa odaklanmayı tercih etmesi belki de kullanıcıları ortamdan uzaklaştırmaya başladı. Bu da bir etken olabilir. Konuyu merak edenler için ilgili yazı: http://ufalt.net/aqwF .
13 Kasım 2012
7:54 pm
LinkedIn’in odağını kaybetmesi konusunda bir blog yazısı
9 Aralık 2012
8:19 pm
Ugur abi,
LinkedIn aslinda cok guzel-dogru bir yer olarak baslamisti. Birisini eklemek icin ya daha once ayni sirkette calismis olmak ya da “arkadasim” diyorsaniz e-posta adresini bilmek durumundaydiniz; su anda bu zorunluluklar ortadan kalkti sanirim.
Bir de recommendation olayi var ki kisinin hem is sebebiyle irtibatta oldugu kisilerin ona refere olmasini sagliyor, birisini ise almadan once arastirirken/insanlar is ararken bu da oldukca guzel bir arac oluyordu.
Lakin son donemde geldigi durumun ozeti :
1. “cok guzelsiniz tanisabilir miyiz” diye mesajlarin atildigi,
2. Alakam dahi olmayan bir sektorun uzaktan yakidan tanimadigim satiscisinin ekleme talebi yaptigi,
3. Startup’larin title hevesini giderdikleri (CTO, COO, C**) dolu gibi duran bos cv olusturma araci.
10 Aralık 2012
2:26 pm
Burak,
Tamamen aynı fikirdeyim. LinkedIn doğru başlamıştı.
Şimdi ben de
– Bebek ve kedi okumaktan,
– İş dışı faaliyetleri görmekten
bıkmış durumdayım.
Daha okul sıralarındaki iş hayatı olmayan çocuklardan talep geliyor.
23 Aralık 2012
10:15 am
Bütün sosyal mecralar birbirleriyle bağlanmaya başlayınca LinkedIn’i bile kedi – bebek – güneş batışı resimleriyle donattılar. Her bir mecranın kendisine özgü özellikleri kayboldu.
5 Şubat 2013
6:46 pm
LinkedIn’deki odak kayması konusunda bir blog yazısı
23 Mart 2013
10:54 pm
LinkedIn grupları da içini dökme veya kendini gösterme heveslilerinden nasibini alıyor.
17 Ocak 2017
4:48 am
linkedin insanlar icin degil direk kar amaci guden bir site durumunda
28 Şubat 2020
8:01 am
Linkedin, aslında iş dünyası ve benzeri bilgi paylaşımı için kurulmuş olsada, bizim milletimiz tarafından yediği içtiği şeyleri paylaşıp, orasını burasını birilerine beğendirmeye çalışan bir yer haline geldi