2 Ağustos 2011 Salı

Motivasyon

Osman Ataç ile sohbet dizisi [1][2] ve [3] devam ediyor.

🙂

Bazen sonuç değil, sürecin kendisi motive edicidir.

Patronun çalışanıyla ilgilenmesi, onu nasıl motive edeceğine zaman harcaması zaten yeterince motive eder.

😛

Etiketler: ,

Kategori: İş hayatı

“Motivasyon” yazısına şu ana kadar 15 yorum yapılmış:

  1. Motivasyon = Maaş + Sağlık + Aşk + Çalışma arkadaşları + Patronu az görme ve onunla az muhabbet etme.

    Bu denklem o kadar zor mu gerçekten 🙂 ÖZellikle Türkiye’de patronlar motive edecem diye her şeyi bok etmeye meyilliler. Gereksiz vaatler, kendini motive etmeye dönüşen konuşmalar…

  2. Ne kadar güzel tanımlanmış yarabbim 🙂

    –>”Bazen sonuç değil, sürecin kendisi motive edicidir.”

    Bence Patron yerine ilgilenmesi gerekenler asıl kişiler Yöneticiler… Patron ilgisi riskli olabilir. Bir söz verir, sonra gel ayıkla pirincin taşını 🙂 Yöneticiler kendileri nasıl motive oluyorlarsa (resmin bütününü görerek, şirket üst yönetimi tarafından övülerek, önemli eğitimlere katılarak, egosu okşanarak…), çalışanları da benzer yöntemlerle motive etmeyi atlamamalılar.

  3. Altan,

    Yaptığın sıralama bence tümden yanlış.

    🙁

    Maaş ile başlamışsın. Para ile motivasyonun çok geçici olduğuna dair binlerce araştırma var. Üstelik, parayla motive olanlar, çabucak köle olmaya mahkumdurlar. Oysa, onlarca kere yazdım. Sizi köleleştiren patronun değil kendi bakış açınızdır. (Şurada son paragrafta linklerin çoğu var http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ekipte-calismak bir de şu var http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/imza-yetkisi )

    😉

    Sağlık sana işyerinin vereceği birşey değil. Özellikle mavi yaka olarak ter fabrikasında değil de yazılımcı olarak bir işyerinde çalışıyorsan.

    😛

    Aşk… Bunu da mı patron / yönetici versin. Eros ile karıştırılıyor galiba. Tutup da ilgili yere görürsün mü bari?

    😛

    Çalışma arkadaşları ile, iş kuralları çerçevesinde bir şeyler üretilir. Birlikte halaya durmayacaksak, kim oldukları pek de önemli değil. Günün 8 saatini belli koşullarda geçirebiliriz. Samimi olmamız, birbirimizin evlerini ziyaret etmemiz gerekmiyor. İş ahlakı çerçevesinde davranmıyorlarsa, benden çok patronun sorunudur. Ben yine elimden gelenin en iyisini yaparım. Başkasını bahane etmem.

    😉

    Patronu az görmeye gelince. Bir çalışanın neden böyle bir talepte bulunduğunu anlayamam bile. Daha yukarıdan bakış açısını öğrenmek, hangi koşulda o kararların verildiğini sormak… Sadece bana özgü olmadığını da biliyorum. Yıllarca aldığım çömezleri şahsen yetiştirdim. Daha sonra bağlı oldukları direktörlere devrettiğimde, benimle aynı şekilde birlikte olmak istediklerini söylediler.

    Bir çalışanın patronu az görmek ve muhabbet etmemek istemesini yorumlamaya çalıştığımda, sağlam bir dayanak bulamıyorum.

    😉

    Bu denklem bana çoook eski bir anımı http://ugurozmen.com/is-hayati/niyet-farkli-olunca hatırlattı. Herkes bir olumlu motivasyon http://ugurozmen.com/is-hayati/olumlu-motivasyon peşinde.

    30 yılı aşkın profesyonel yaşamım, başkasını motive edemeyeceğini öğretti. Öğrenmek isterse, patrona yakın durur; işini iyi yapmak için diğer çalışanlarla güzel geçinir; sağlığına dikkat eder; işi ile aşkını karıştırmaz; bunları yapınca zaten para kazanır. Ama hep kendisini motive eder. Patronun / amirin çabası, ancak yardımcı olabilir.

  4. Deniz Kılınç,

    Bu yazıda patron = amir = yönetici. Mutlaka büyük patron, holding sahibi, vb. olması gerekmiyor. Osman Ataç hocamla konuşurken, patron = amir anlamına kullanmıştık.

    😉

    “Resmin bütününü görmemenin motive edici” olduğunu söylemişsin. Çok doğru. Yöneticilerle daha fazla birlikte olunması, önemli toplantılarda (belki sadece) not tutmak için çağırılması bile kuş bakışı görmeyi kolaylaştırıyor. Diğer yorumu yapan Altan Tanrıverdi’ye uzun yanıt verdim. Özellikle bu konunun üzerinde durdum.

    🙂

    Kişinin kendisini geliştirmesi için olanaklar sağlamanın (eğitimler, vb.) en motive edici faktör olduğuna inanırım.

    😀

    Özetle, başkasını motive edemezsin, onun kendisini motive edeceği fırsatlar yaratabilirsin. Eğer önceliği paraysa… Mutlaka ondan daha az para alıp daha çok çalışacak birisi vardır.

  5. Motivasyon; yarattigin degerin salt kendince degil, yonetici tarafindan da farkedilmesi, bu degerin odullendirilmesi (tesekkur,maas,prim,terfi vb) ve bunun surdurulebilir kilinmasi..

    Liderin cizdigi ya da yansitmaya calistigi profile uygun davranmasi da bu surecin olmazsa olmazi, yalan soyledigini farkettiginiz bir liderin liderligine inanmaniz ve kendinizi motive etmeniz zor. Ayni yoldan giderseniz kisa vadede guclu ama orta vadede yikilmasi cok kolay bir iliski de mumkun..

  6. İşin uzmanına laf atmak gibi olmasın ama ben de kendi bakış açımdan değerlendiriyorum olayları. “Tamamen yanlış” gibi kalıplardan kaçındığım gibi fikirlerimin “tamamen doğru” olduklarını da düşünmek gibi bir kendinden geçmişliğe sahip değilim elbette.

    “Para ile motivasyonun çok geçici olduğuna dair binlerce araştırma var.”
    Bu binlerce araştırmanın kimler tarafından ne zaman yapıldıklarını bilmiyorum ama ben buradaki “geçici” olayını algılayamadım. Geçici olan nedir? Yani parası iyi bir işte diğer koşullar değişmediği halde zamanla motivasyonun düşeceği mi (ki böyle bir önerme baya komik olurdu) yoksa iyi bir maaş olsa bile diğer etkenler yüzünden motivasyonun düşebileceği mi söz konusu olan? (Bunun aksini iddia eden önermem olmadı zaten) Maaş/gelir motivasyonu sağlayan tüm etkenlerin 9/10’udur aksini iddia eden ya hayal dünyasında yaşıyor ya da hayal dünyasında yaşatılıyor bana göre.

    Sağlık ve Aşk konusunda “bunlarda mı patronun görevi” gibi bir yaklaşım zaten olaya yukarıdan değil, camekan arkasından bakan bir bakış açısı olmuş. Ben böyle bir şey iddia etmedim. Sağlık ve Aşk problemi olan insanların motivasyonu eksik olur demeye getirdim.

    “Üstelik, parayla motive olanlar, çabucak köle olmaya mahkumdurlar. Oysa, onlarca kere yazdım. Sizi köleleştiren patronun değil kendi bakış açınızdır.”
    Para dışında bir şeylerle motive olanların da çalacakları kapı yine kölelik. Kapitalizm koşullarında maaşlı çalışmanın çıktığı başka bir kavşak mı var? “Bu iş yerinde maaşım düşük ama özgürüm ben?” diyenler bize de bir el atsın öğrenelim bunun yolunu.

    Çalışma arkadaşları konusuna gelince, şirketin çalıştığı sektöre bağlı biraz. Sizi anlayan, taşıyan, karşılıklı etkileşim içinde olmaya çabalayan (takım ruhu vb konulardan bahsetmiyorum daha çok yetkinlik düzeyi diyelim) çalışma arkadaşlarınız yok ise bu patronun sorunu olmaktan çıkar. Kendi uzmanlık alanınızın dışına kayar, daha verimsiz olmaya başlar ve motivasyonunuzu kaybedersiniz.

    Niyet ve patronu az görmek konuları ise apayrı bir çalışma sahası. Patronu çok görüp onunla daha çok vakit geçirmekten hoşlanan insanların niyeti biraz daha sorgulanabilir bana göre…

    Sürç-i lisan eylediysem affola.

  7. Sadace para ya da maddi faydayla calisan motivasyonunu yuksekte tutamazsiniz, 3 sene sonra x pozisyonda calisana CEO maasi vermeniz gerekir.

    Parayi bir kaldirac olarak kullanabilirsiniz, ama tek basina bir unsur olarak degil. Diger unsurlari goz ardi ederseniz kaldirac olarak yaptigi pozitif etkiden daha cok, negatif yonde etki yapmasi olasidir.
    Ornegin; gelistirdiginiz bir projenin yonetim tarafindan desteklenmesini ve buradan cikan basari hikayenizin her yerde konusulmasini mi tercih edersiniz yoksa maasinizin misal 500 tl artirilmasini mi?

    Bence once 1 sonra 2

    2 sabit kalmak uzere 1 ler degisebilir

  8. aslinda maas olayi gelir seviyesine gore onemini kaybediyor yani maslow piramidinde guvenlik ve yasam asamasindan sonra para degerini kaybetmeye basliyor.

    kaybetmekten kastim hala cogunluk icin ana etken ama bir cok insan cumartesi calismamak karsiliginda daha az maasa razi olabiliyor veya calisma ortami daha rahat bir yeri secebiliyor.

    Patron iliskisine gelince bu isin sanirim azi kari cogu zarar ama dediginiz gibi hic olmamasi ise kisi icin kayip. patronla iliski sadece cikar amacli degil fikir tecrube amacli da dusunulmeli, bircok konuda ilk elden bilgi alma imkani bir cok universitede verilen derslerden daha onemli.
    Ama gereginden fazla yakin temas hem iliskiyi zedeler hem de kisinin yapmasi gereken isi yapmasini engelleyebilir.

  9. @Eryab @Ilyas İfade ettiklerinizin aksi yönde iddialara başvurmuyorum, doğru olmaz çünkü ama şunun tekrar tekrar altını çizeyim: Maaş konusunda “tatmin” olmayan, kira, fatura derdine düşen bir çalışanı, gelir düzeyini arttırmadan uzun süre motive etmenin bir yolu keşfedildi mi?

    Belirli bir gelir/yaşam standartına sahip olan insan elbette daha az çalışmayı, o standarttan çok fedakarlık yapmadan kazanmak ister ama bunu tutturan sayısının çok az olduğunu düşünürsek, hele ülkemizde yerlerde süründüğü gerçeğini kabul edersek, diğer hiçbir şey maaşın etkisinin yanından bile geçemez.

  10. Uğur Abi para motivasyon kaynağı olmasa herkes hayır işlerinde çalışıyor olurdu!
    Uzmanların yaptığı bir başka çalışmada, paranın fazlasının insanı daha fazla mutlu etmediği fakat paranın azlığının insanları mutsuz ettiği bulunmuş.
    Kısaca belli bir seviyenin altı insanın motivasyonunu bozar, bu seviyenin üstü için süreçler devreye girer.

  11. Bütün yorumlara uzun bir yanıt yazayım.

    Altan Tanrıverdi “parası iyi bir işte diğer koşullar değişmediği halde zamanla motivasyonun düşeceği mi (ki böyle bir önerme baya komik olurdu)” demiş. Oysa araştırmalar “AYNEN ÖYLE” diyor. Yani “parası iyi bir işte diğer koşullar değişmediği halde zamanla motivasyon düşüyor” Bu konudaki iddiaların en büyük dayanağı da bu olgudur zaten.

    😉

    Bu denklem o kadar zor mu gerçekten 🙂 ÖZellikle Türkiye’de patronlar motive edecem diye… ” cümlesiyle başlayınca, sağlık ve aşk’ın da patrondan beklendiğni zannettim. Eğer ondan bekleniyorsa, O KADAR ZOR GERÇEKTEN. Yanılmışsam, kusura bakılmasın. Kolay yolunu bilmiyorum.

    😉

    Para dışında bir şeylerle motive olanların da çalacakları kapı” konusunda diğer yorumlarda çok sayıda açıklama var. Benim yanıtım (ki zaten yazdım) kölelik kişisel tercihtir. Motive olma biçimine de doğrudan bağlıdır. Maslow doğru söylemiş.

    Diğerleri için yorumlarda örnekler var. Bir de kendi payıma düşen onlarca örnekten birini vereyim http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ezberbozmak-4 Erayb’nin yazdığı gibi, “geliştirdiğim projelerin yönetim tarafindan desteklenmesi ve buradan çikan başarı hikayesinin her yerde konuşulması” beni motive etti. Köle olmadığım için, çalışacağım şirketi ben seçtim. Orada yenilik yapamayacaksam da çıkıp gittim. Yani “hayal dünyasında” yaşadım. Şimdi de öyle yaşıyorum. Para benim motivasyonumum 9/10’unu vermiyor.

    😉

    Patron ilişkisi konusunda İlyas’a tamamen katılıyorum. “birçok konuda ilk elden bilgi alma imkanı bir çok üniversitede verilen derslerden daha önemli“. Ve evet, “gereğinden fazla yakın temas hem ilişkiyi zedeler hem de kişinin yapması gereken işi yapmasini engelleyebilir“. Hiç ilişki olmaması kesinlikle bir zarar.

    😉

    Fortune listesinde yer alan üst yöneticilerle yapılan araştırmalar, sıralamanın güç / başarı / aidiyet / para olduğunu göstermiş. Bende sadece 2 tanesi var. Başarı ve güç. Para sıralamaya girmiyor (yukarıda link verdim), aidiyeti ise değişime karşı koyuş sayarım.

    Ama bu sadece bana özgü bir sıralama. Başkasına uygun olmamasına şaşırmam.

  12. Başar,

    Çok az para mutsuz eder. Ama önce maaş vurgulandığında, açlık düzeyi değil de “parası iyi bir işte diğer koşullar değişmediği halde zamanla motivasyonun düşeceği önermesi komik olurdu” denildiğinde, tam da itiraz ettiğim noktaya dokunulmuş olur.

    Açlık ve sömürü düzeyini tartışmıyorum. (Onlara kesinlikle karşıyım.) Paranın motivasyon rolünü tartışıyorum.

    🙁

    Nasuh Mahruki’ye soruldu “Ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz?”

    “Hayat kurtarmaktan daha büyük motivasyon var mı?” yanıtını anlamayıp ısrar ettiler. “Hani… ödül, filan…” Bu konuşma birkaç kez tekrarlandı. Mahruki hayretle “Hayat kurtarmaktan daha büyük motivasyon olu mu?” diye söylüyor, arkadaş ise “para, ödül, vb…” diye tekrarlıyordu.

    Ben şöyle bir çıkarım yaptım. O arkadaş için tek motivasyon unsuru para.

    😉

    Ne düşündüğümü anlatabildim değil mi?

  13. Bir an için hayatın bu kadar idealize edilebilir olduğunu kabul edelim. Yine de ortada bir ikiyüzlülük yok mu? Tamam daha yüksek maaş yerine projemizin yönetim kademesinde desteklenmesini tercih ediyoruz, buraya kadar güzel.

    Peki bu insanlar bizim kara kaşımıza kara gözümüze hayran kaldıkları için mi destek veriyorlar? Bu desteğin dürtüsü kar yapma, para kazanma ve bu potansiyeli görmeleri değil mi?

    Kısacası yönetimin/patronun motivasyon kaynağı para kazanma olacak ama çalışan idealist takılıp “köle olmamak” için başka motivasyon kaynaklarını ön plana alacak 🙂

    Haydi çalışan açısından yine projeyi motivasyon kaynağı olarak ön plana alalım. Projenin desteklenmesini egosunu tatmin etmek için mi tercih ediyor bu çalışan yoksa daha fazla maddi olanaklara ve kazançlara sahip olacağını düşündüğü için mi mevcut olanaklara tercih ediyor?

    Sonuç itibariyle gelip dayanacağımız yer yine kapitaldir. Nasuh Mahruki patron olduğu zaman ayrıca o söylemleri tartışılır 🙂

  14. selam iyi akşamlar, Uğur hocam ilk defa yazılarınızı okudum ve araştırma kapsamında okumaya devam ediyorum. Ben Dokuz Eylül Ü. 4. sınıf İşletme öğrencisiyim, hocamız bir ödev konusu verdi bulmak imkansız sanki, ” PARA KAZANMA MOTİVASYONLARI? ” adı altında. Çok basit görünüyor ama literatür taramasında olumlu sonuca varamıyorum, yardımcı olabilir misiniz veya kaynak referansı verebilir misiniz ? Şimdiden teşekkür ederim

  15. Atalay,

    Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine bak. Oradakilerin hangileri para ile elde edilebiliyorsa, onları yazabilirsin.

Yorum Yazın