10 Haziran 2012 Pazar

Muhasebeci

Birçok şirkette ödemeler çeşitli bahanelerle geciktirilmeye çalışılıyor. Enflasyonun ayda %6 olduğu dönemlerde bu nedenlerle tedarikçisini batıran çok firma oldu. Bu tedarikçiler (çiftçiler, üreticiler, KOBİ’ler…) batarken vicdanı sızlamayıp, amirlerinden aldıkları aferinlerle mutlu olan muhasebeciler… Sözüm size…

Aradan yıllar geçti. Şimdilerde 1 ay geciktirmenin değeri %1 civarında. Bir günlük hizmetimin karşılığını 1 ay geciktirdiğinde, aslında hepi topu 4 – 5 dakikalık emeğimi yiyorsun. Çok bir zaman değil. Bu nedenle de batmam.

Ama şu noktaya dikkat et. Benden kumaş, meyve, yedek parça, kapı tokmağı, döşemelik kereste veya tencere değil; beyin emeği satın alıyorsun. Beyin emeği satın aldığın kişi / kurum tedarikçi değil, stratejik ortak‘tır.

Kumaş satın aldığında atkısına, çözgüsüne, sıklığına, ipliğine, rengine bakıp karar verebilirsin. Ama beyin ürünü söz konusu olduğunda nasıl ölçeceksin?

Stratejik ortak değil alelade tedarikçi gibi davranırsan, aynı şekilde davranılmayı hak edersin. O 4 -5 dakikayı geri almak istersek, fazlasıyla alırız.

Sen veya şirketin fevkalade hak ediyorsunuz, ama bana yakışmıyor. Peşinde koşmaktansa, hoşçakal deyiveriyorum. Şirketine hizmet vermeyince, daha huzurlu oluyorum.

😉

Neden hemen hepiniz böyle davranıyorsunuz anlamıyorum. Lakin, sayenizde bir içgörü geliştirdim.

Şirketlerde muhasebecilerin paranın zaman değerini bildiğini, ama zamanın parasal değerini bilmediğini düşünüyorum.

😛

 KOLLUKLU MUHASEBECİ resmi gittigidiyor.com‘dan alınmıştır.

 

 

Etiketler: , , , ,

Kategori: İş hayatı

“Muhasebeci” yazısına şu ana kadar 8 yorum yapılmış:

  1. Uğur hocam bu uygulama size bile reva görülüyorsa söz’ün bittiği yerdeyiz demektir.
    Esas önemsediğim; verdiğiniz tepki. Elbette her zaman sizin verdiğiniz tepkiyi vereme lüksümüz olmayabilir ama ideal olan’ı yapabilme lüksünü elimizde bulundurabilmek için işimizi daha iyi yapmak zorunda olduğumuzu biliyorum.
    İş ve özel hayatımızda sizin gibi değerli birisinin bakış açısını öğrenebildiğimiz bloğunuz iyi ki var, saygılar.

  2. Hocam bir çok şirkette muhasebecilere ödemelerin geciktirilmesi yönünde performans hedefi veriliyor. Daha evvel çalıştığım şirketlerden birinde bu muhasebe ekibinin performans hedefleri arasında net ve yazılı bir şekilde yer alırken, Satınalma ekibinin hedeflerinde de yapılan anlaşmalara uygun olarak zamanında tedarikçi ödemelerinin yapılması vardı. Davul ve tokmağın farklı kişilerde olması nedeniyle çıkan kavgalar neticesinde Satınalma ekibinin hedeflerini revize etmiştik.

    Bugün de yine ödemelerin gecikmesi nedeniyle bir müşteriye bundan sonraki işleri iptal ettiğimizi, kalan dört lokasyonda yapılması istenen işleri yapmak için artık işin bedelinin tamamının ödenmesini talep ettiğimizi bildirdim. Şubat ayında kesilen faturalarımız sözde 15 gün içerisinde ödenecekti.

    İş dünyamız medeni çalışma değerlerine sahip değil maalesef.

  3. Uğur Bey

    Açıkçası ödemeye karar veren kişinin muhasebeci olduğunu düşünmeniz ve sorumlu tutmanız beni şaşırttı.Sebebi ise yazılarınızı uzun zamandır takip ettiğim için daha önceki yazılarınızda patronların tutumlarını eleştirmenizden dolayı patronların düşünce tarzını bildiğinizi düşünmem.Sonuç olarak şirketin bir borcunun ödenip ödenmemesinin kararını muhasebeci değil patron verir.

    Kişisel görüşüm ödemelerinizi almamanız konusunda haklısınız fakat sorumlu şirketin muhasebecisi değil sahibidir.

  4. Ahmet,

    Daha geniş bir yazı ile yanıtlayacağım. Ama blogda şimdiye kadar onlarca kez yazdığım bir cümleyi yazmadan geçemedim.
    .
    İnsanı köleleştiren patronun değil, kendi bakış açısıdır.

  5. Ahmet,

    http://ugurozmen.com/is-hayati/muhasebeci-sozum-bitmedi yi yazmıştım. Yayınlamadan önce birkaç gün geçmesini bekliyordum. Bu sırada senin yorumun geldi.

    😉

    Patron’un dediklerini nereye kadar yapacağımız, bizim karakterimizi gösteriyor.
    .
    Sevgiler,

  6. Ahmet bey

    bir çok şirkette muhasebeciler iyi bir iş gibi ödemeleri öteleyerek patronun gözüne girmeye çalışıp, daha da ileriye giderek bedavaya üretim (hiç ödeme yapmadan ürettip satınca odeme) yaptırır hale getirdiler.

    Dayanma gücü olmayan firmalar malesef batmaktadırlar. 2 ay vade ile çalışırken 6 aya çıkarmaları bile alt yapımcı firmaları batırmaya yetmistir.

  7. Bu yazıyı 5 Eylül 2016‘da tekrar hatırlattım.

    Facebook ve Linkedin’den gelen yorumlar şöyle:
    .
    Fatmanur Erdogan

    Ağzına Sağlık!
    .

    Seçil Çetiner

    Hocam ne güzel anlatmışsınız, teşekkürler. Sadece muhasebeciler olsa keşke zamanın değerini bilmeyenler, iş sahipleri de olunca insan daha da ürküyor 🙂
    .

    Bulent Mertyurek

    Hocam deneyimlerim çoğu muhasebecinin ikisini de bilmedikleri yönündedir
    selamlar
    .

    Tanjan Ozbilgi

    Ben bu durumu hep merak etmişimdir. Şirketlerin aldığı mal ve hizmetler karşılığında vermeleri gereken bedeli ” time value of money “den faydalanıp bunu işletme sermayesi gibi kullanılması acaba sadece biz Ortadoğu ülkelerine mi ait yoksa. Bu kadarcık paraya tenezül edildiğinde düşen prestijlerini nasıl temizleyecekler ?

    Avrupa ülkelerinde de bunu yapanlar var mıdır ? Bu durumu danışmanlık dahil bir çok hizmet verenler yaşamakta. Genelde hammaddelerin parasını nakit ya da ön ödemeli yaparlar ama konu aldıkları hizmetlere gelince ödemekte nazlanırlar. “A bu haftaki ödeme listemize koyamamışız, gelecek haftaki listede olacaksınız” vb klişesi.

    Hizmet sözleşmelerine kesinlikle yüksek gecikme faizi penaltısının konulmasını öneriyorum…
    .

    Uğur Özmen

    Üzücü olan şu: Bu %1 – 2’ye tenezzül eden kurumların itibarı düşmüyor. Hemen hiç kimse “Böyle davranarak KOBİ’leri finansal krize sürüklüyorsun” diye o şirketlerden mal almaktan vazgeçmiyor. Aksine, domates % 2 ucuzlamış diye memnun oluyor.
    (Bkz: Tüm büyük perakende zincirleri)
    .
    Bazı şirketler, 3 – 6 ay sonra ödeme yapmayı kurumsal politika haline getirmişler. (Birkaç kere “faturanın ibrazından 90 gün sonra öderiz” sözünü duyunca masadan kalktım. Benim için “faturası cebinde geziyor” diye konuşulmaya başlandı.
    Uzun süre, peşin para iş yapmaya çalıştım. Ne var ki, bunu her zaman uygulamak mümkün olamıyor.
    .
    Gecikme faizi olsa keşke…
    .

    Tanjan Ozbilgi

    Haklısınız. Çözümsüz bir durum Türkiye için
    🙁

  8. Halim Subaşı :
    27 Kasım 2017
    7:24 pm

    Üstadım Muhasebeci başlıklı yazınızı görünce yıllar önce Bireysel Bankacılık kurulurken ve siz bizim satış ekibinin patronuydunuz hatırlarsınız maslak zamanları 🙂 işte taaaa o zamanlar Bireysel Bankacılık muhasebe birimi ile yaşadığınız bir sorunu sizi anlamadıkları için bir fıkra anlatmıştınız 🙂
    MUHASEBECİ
    Adamın bir balonla dünya turuna çıkmış,bir ara bir fırtına kasırga sürüklenmiş bizim adam neyse hava durulmuş güneş açmış etrafına bakmış nerede olduğunu anlamamış hemen haritası ve pusulası ancak nafile kaybolmuş. sonra aşağıya bakmış aaa ne görsün bir ada ve adanın sahilinde bir adam güneşleniyor. sesini duyurabilecek kadar alçalmış ve hey dostum selam ben kayboldumda neredeyim diye seslenmiş aşağıda ki hafif kel göbekli adam bir kç saniye düşünmüş ve başını kaldırıp balondaki adama Balon’dasın dostum demiş. bizim adam dostum sen muhasebecimisin diye seslenmiş bu kez 🙂 bu kez aşağıdaki adam aaaa dostum nasıl anladın muhasebeci olduğumu demiş . Bizim balondaki adam biraz sinirli şöyle seslenmiş SÖYLEDİĞİN ŞEY %100 DOĞRU ANCAK BİR İŞE YARAMIYOR … 🙂 Üstadım sevgi ve
    saygılarımla…

Yorum Yazın