Süreç ve performans
Dün SMAKHAS NEXT‘teki Sosyal CRM eğitiminden sonra birkaç katılımcıyla çeşitli konuları konuştuk.
Bunlardan biri de işini iyi yapmak konusundaydı.
Yıllardan beri Madonna‘nın sahne gösterilerini her izlediğimde şunu düşünürdüm. Madonna, ayağında 15 cm’lik topuklu papuçlarla arkasında dans edenler kadar performans gösteriyor. Hareketlerin birçoğunu onlarla birlikte yapıyor. Oradan oraya koşuyor. Ama nefes nefese kalmadan şarkısını sürdürüyor.
Eskiden Michael Jackson da öyleydi. Yılbaşında TV’de izlediğim Lady Gaga da aynı düşünceyi hatırlattı. İki parça arasında kıyafet değiştirecekse, uzun bir ara vermeden şıpşak değişiyor ve yine sahnede yerini alıyordu.
Neden bizim şarkıcılarımız bunu yapamıyor. Tıpkı futbolcularımız gibi, meşhur olduktan sonra… “Yan gel Osman, büyüsün bostan” mı oluyor.
- Not: Sürecin tamamından keyif alanlar ile sadece sonundan keyif alanlar arasındaki en büyük fark, sonuça odaklananların parayı tek geçerli ödül sanmasıdır. O da sürekliliğini kolay kaybeder.
😉
Etiketler: performans, performans değerlendirme
Kategori: İş hayatı
15 Ocak 2012
4:34 pm
Bizim ünlüler yapamadıkları için “lokal” kalıyorlar zaten. Küresel ünlülüğün ilk kuralı “asla arkada kalma” değil midir?
16 Ocak 2012
8:33 am
Hocam merhaba,
Müsadenizle birşey soracağım. Kurumsal firmalarda sonuç odaklılık “to the point” yaklaşımlı yönetim anlayışı hakkındaki düşünceleriniz neler?
Çünkü öyle bir firmada bu sonuç odaklılığın geri dönüşü hemen ve para şeklinde gerçekleşmiyor bildiğiniz üzere.
Bu konudaki fikirlerinizi paylaşırsanız çok memnun olurum.
Şimdiden teşekkürler.
16 Ocak 2012
9:52 pm
Taha,
Bazı kavramlar çok karıştırılıyor.
Kurumsal ≠ Bürokrasi
Bürokrasi ≠ Hiyerarşi
Profesyonel ≠ Ücretli
( http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/kavramak da bunların linkleri de var.)
Bu konuda defalarca yazdım. 100 seneyi geçmiş olan kurumlar, kısa vadeli hedeflere odaklansalardı, 100 yıldan uzun yaşarlar mıydı?
Haluk Mesçi usta, kurumlaşmak ile kurumsallaşmak arasındaki farkı, “ikisinden birisinin -mış gibi yapması” olarak tanımladı (hangisi olduğu anlaşılmıştır, her halde 😉 )
.
Kurum bakış açısı konusunda Ahmet Bozer’in konuşma notlarının okunmasını öneririm.
http://ugurozmen.com/is-hayati/dinlediklerim-ahmet-bozer
http://ugurozmen.com/is-hayati/dinlediklerim-ahmet-bozer-2
http://ugurozmen.com/is-hayati/dinlediklerim-ahmet-bozer-3
http://ugurozmen.com/is-hayati/dinlediklerim-ahmet-bozer-4
http://ugurozmen.com/is-hayati/dinlediklerim-ahmet-bozer-5
.
Bir de Bülent Eczacıbaşı’nın notları var.
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/dinlediklerim-bulent-eczacibasi
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/dinlediklerim-bulent-eczacibasi-2
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/dinlediklerim-bulent-eczacibasi-3
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/dinlediklerim-bulent-eczacibasi-4
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/dinlediklerim-%e2%80%93-bulent-eczacibasi-%e2%80%93-5
.
Uzun vadeli vizyon ve bu vizyona bağlı hedefler koymak yerine sadece yıl sonunu hedefleyenler, kurum değil kurumsal olurlar 😛
16 Ocak 2012
10:02 pm
Buğra Demiral,
Onlar dansçı iken arkadan öne geçiyorlar. Jennifer Lopez, Lady Gaga, vb… Bizimkiler ise… Ellerinden tutan birini bekliyorlar. Ellerinden… ?? 😀
17 Ocak 2012
11:04 am
Hocam, başarılı olanı destekleme, yapıcı olmak, uzun vadeli düşünmek, çok çok çok çalışmak vs bunlar adamların kültürünün içinde var,
Bu kültürün kötü yanı yok mu? illaki var, orada da mesela başarısızların kimse yüzüne bakmaz, eğer düştüysen kimse elinden tutmaz, kimse seni görmez gibi gibi birçok bizim toplum içinde pek hoş karşılamayacağımız kültürel özellikleri de varki karşılaştıysanız, insan değil bunlar dedirtir.
Ancak bütün bunun sonucunda, bizde kalitesiz sanatçılar bile bir kitle sahibi saygınlık sahibi olurken en kaliteliler bile yetenekleri çok daha ustun olmasına ramen abd deki performanslara yaklaşamıyorlar.
İyi ya da kötü demiyorum, herkes kendi hakettiğini doğru buldugunu yasıyor sonucta. Sanatçılar değil bütün meslek dalları için de aynı durum geçerli bana kalırsa,
Yani bana kalırsa bu işlerin doğrusu yanlışı yok, kültür meselesi.