Tehlike tazminatı
Yandaki departmandan bir elemanı bizim ekibe aldık. Elbette amirinin rızasıyla oldu.
Oturduğu yer 4 metre değişti. Maaşı %20 arttı. Eleman çenesini tutmadı. Bizim katta kıyamet koptu.
Daha önce rıza gösteren amiri bile itiraz etti. Ekibimin maaşlarının yüksekliği, kattaki diğer elemanların huzursuz olmasını sağlamıştı. (Kurumsal bir şirkette bunu nasıl başardığımı hiç paylaşmıyorum.)
Nasıl olduğunu sorduklarında, geçiştirmeye çalıştım. Soluğu İnsan Kaynakları Bölümü’nde aldılar. İK Genel Müdür Yardımcısı “Uğur’la çalışma tazminatı” diye açıkladı.
😛
Etiketler: çalışan, insan kaynakları, mükemmel eleman, performans, tazminat
Kategori: İş hayatı
27 Aralık 2010
10:19 am
Kişilerin uzmanlıkları ve neticesinde şirkete kazandırdıkları doğrultusunda, organizasyonda aynı seviyede yer almalarına karşın, farklı maaşlar almaları gerektiğini savunuyorum. Bireysel hedefler doğrultusunda, sene sonunda dağıtılan primlerde de benzeri bir fark yaratılmalı. Bunlar birer “pozitif ayrımcılık” ‘tır. Bunda adaletsiz hiçbir şey yoktur. Primlerle fark yaratılmıyorsa adaletsizlik var demektir. Eğer fark yaratılmazsa, zamanla işveren, önce bu çalışanlarından aldığı verimi, daha sonra da bu çalışanlarını kaybetmeye başlayacaktır. Bu durumdan rahatsız olmayan kesim de “hamili kart yakınımdır” modeliyle o işyerinde “çalışıyor” gözükenlerdir. Şirket içerisinde birilerinin çıtayı yükselttiğinin hissettirilmesi, rekabet ortamı yaratma ve sürekli büyüme için şart diye düşünüyorum.
27 Aralık 2010
8:56 pm
sn.SR nin yazdığı ifadelerin yaklaşık 10 yıl önce geçerli olduğunu düşünüyorum ve böyle olduğunuda gördüm…. Şuan ise fark yaratılamaz mantığı var ve bu öyle benimsenmiş ki asıl işi yapanla o işe alt yapı desteği veren aynı kategoride…Satış müdürü ile bilgi işlem müdürü nasıl aynı primi alabilir….ama alınıyor… şirketlerinde bu durum işine geliyor….amaç burda büyümekten öte sözüm ona çalışanın memnuniyeti sağlanmış oluyor….