3 Ekim 2013 Perşembe

Yine ücretli kafası

Şu üç (birbiriyle ilişkili) cümleyi defalarca söyledim, yazdım…

1 – Profesyonel ≠ Ücretli
2 – Kişiyi köle yapan, başkasının değil kendi bakış açısıdır.
3 – Kölelik bir konum veya durum değil, bir ruh halidir.

Neden yeniden aklıma geldi derseniz, sabah Yekta Kopan’ın bir tweet’ini okudum.

Yekta-tweet-1

Profesyonellik için 3 koşul gerekiyor.  Ücretli olmak bunlardan sadece biri. Ahlak ve bilinç ise, profesyonel’i ücretli’den ayıran en önemli özellikler.

Aşağıdaki gibiyseniz, profesyonel değil ücretlisiniz.

naber-2Kamil Masaracı’dan alıntı

Bu kafa yapısı için ücretli olmaya gerek yok. Girişimciyken de bunu gösteren çok kişi var.

Yekta Kopan’a verilecek yanıtı ben de merakla bekliyorum.

😉

Etiketler: , ,

Kategori: İş hayatı

“Yine ücretli kafası” yazısına şu ana kadar 5 yorum yapılmış:

  1. 1-Profesyonel olmak elbette ucretli olmaya es degil; zaten cok farklı kavramlar…

    Cogu insan profesyonel hayatı; işyerinin kapısından içeri girdikten sonra teslim oldugumuz kapitalist ve sermaye degerli dunya olarak tasvir etmektedir. Bunun icin onlara kızmamak lazım…Dusunun ki binbir zorlukla okuyorsunuz, hem aileniz hem siz emek cekiyorsunuz, ondan sonra 3 kurusa bir yerde calismaya baslıyorsunuz…Ustune odenmeyen sgk’lar, fazla mesailer ve kapanın elinde kalan bir rekabet ortamı..Ustelik yasam standartınız da degismiyor…45’inizde ancak bir eviniz oluyor ve hayatınız biriktirmekle geciyor..Genclik hayallerinin hepsini at cope…

    Bu sekilde bir calisma hayatı sunulan vatandastan, emekciden elbette is yasamında cok idealist degilse (ki kimse mali musavir olmak icin dogmaz mesela) mutlu olmasını bekleyemezsiniz.

    O sebeple profesyonel hayat dedigimiz cogu calisan icin, girisimci icin de, sahte iliskiler uzerine kurulmus, cıkar piyasasidir…

    Amator hayat diye hayali kurulan ise, paylasimin, adaletin ve esitligin oldugu dunyadır. Keske is yerlerimizde hepimiz ” profesyonel” kimligimizden once amatör birer varlık oldugumuzun bilince varıp o sekilde verilen emeklere saygı duyarak calıssak…

    Yekta Kopan’ın bu tweetini ise şu mantıkla yazmış olmasını dilerim: Profesyonel hayatın kimselere sundugu “mesrutiyet” diye birsey yoktur..Yani profesyonel hayatın kuralı rekabet diye kimseyi ezmeye hakkın yok…Kurallar profesyonelde de amatorde de aynıdır…Hayat tektir.

    2- Kisiyi kole yapan ne kendi bakıs acısı ne de baskasının bakıs acısıdır…Bu sistemin devamı icin gereklidir. Hepimizin bildigi gibi girisimci kafasında olan calisanlar genelde istenmezler. Calisanlara bircok yan hak, egitim vs. sunulur, cunku maas zammından daha az maliyetli olmaktadır. Tabiki kimse kendini kole gibi hissetmek istemez, degildir de zaten ozunde..Hayata “ben koleyim” diyerek kimse bakmaz; masasında koledir ama dısarı adım attıgında bir kustur..Ancak inanin her insan o kadar degerli ve herkesin kendine has mukemmel yetenekleri var. Insanlar bu yeteneklerinin farkına varılmadıgında, kendilerini degerli hissetmediklerinde elbette isverenlerini sevmeyeceklerdir ve sadece para kazanmak icin mecburiyetten calisacaklardir. Dolayısıyla bu bakıs acısında isverenin cok buyuk rolu var.

    3-Kolelik, bizim ulkemizde bir durumdur. Cunku sosyal bir devletimiz yok. Ulkemizin bize saglayacagı mukemmel saglık, egitim, emeklilik veya issizlik olanakları yok. O sebeple eger ki sermayeniz ya da cok iyi bir fikriniz yoksa kolesiniz.

    🙂 Biraz uzun yazdım, sıkmadım umarım 🙂 Selamlar.

  2. Sinem Uğural

    Yorumunuzda katılmadığım o kadar çok cümle var ki… Buraya yazmayacağım zira profesyonellik veya profesyonel ≠ ücretli üzerine onlarca yazıyı tekrarlamış olmak istemem. Onlara da bir göz atarsanız, neden bu konuda ısrarlı olduğumu görürsünüz.

    🙂

    Ayrıca, “eger ki sermayeniz ya da cok iyi bir fikriniz yoksa kolesiniz” demişsiniz ama sermayesi veya çok iyi fikri olan çok sayıda köle ruhlu girişimci de tanıyorum. Tıpkı http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/sinagrit-babanin-gordugu deki gibi. (Bazı örnekleri isim vermeden blogumda anlattım. http://ugurozmen.com/is-hayati/exit-uzerine de ve linkli yazılarda bazı ipuçları var)

    Bu nedenle köleliğin bir durum değil ruh hali olduğunda ısrarlıyım.

    Sevgiler

  3. sinem ugural :
    3 Ekim 2013
    11:06 pm

    Yazilarinizi okudum. Cesaretsizseniz ve tembellik ediyorsaniz elbette kolelik bir ruh hali; ancak aksinin değer gormesi de kollektif bilince dayanıyor diye düşünüyorum..Bu bilinç yaygin olmadığı icin de bir yazinizda bahsettiginiz köle yonetenler ve girisimciler epeyce fazla..

  4. “İnsanı köle yapan patronu değil kendi bakış açısıdır” konusunda başka bir yazı

  5. Pazarlama profesyonellerini değil ama belki patronunuzu bile ikna edersiniz. Zaten ücretli yöneticiler için asıl ustalık patronu yönetmek değil

Yorum Yazın