25 Aralık 2012 Salı

Bloglarda Pazarlama 3

Bloglarda Pazarlama’nın 2’inci yazısında dikey blogların pazarlamada kullanımı öncesindeki zorunlu hareketlerden bahsettim.

Bu yazıda birkaç örnek vereceğim. İlk olarak, yurt dışında katıldığım bir konferansda anlatılanları aktaracağım.

  • Doğruluğu konusunda veri toplayamadım. Gerçek olduğunu düşünerek veya tatlı bir temenni olarak okuyabilirsiniz.

Orlando’daki Universal Studios (tıpkı Disneyland gibidir) bir Harry Potter ortamı yapmış.


Pazarlama Müdürü’ne “2 Milyon dolar bütçen var. Burayı müşteriyle doldur” demişler. O “2 Milyon çok para, birkaç yüzbin dolar yeter” demiş. Tüm iletişimi sosyal mecralar üzerinden kurgulamış. (Ne de olsa hedef kitlesinin yaş ortalaması düşük.)

İlgili sitelere reklam vermeden önce, dünyaca bilinen Harry Potter blogger’larından 10 – 12 tanesini davet etmiş. Halkın ziyaretine açılmadan birkaç gün önce, onlar için özel bir gün tertiplemiş. Harry Potter pavyonunu sadece onlara açmışlar. (Bir cins Beta Sürümü gibi.) İşin tasarımından gerçekleştirilmesine kadar geçen sürede yapılanları, arka planını, makineleri, vs. onlara göstermişler. Mühendislerle, tasarımcılarla tanıştırmışlar.

Açılma zamanında hedef kitlenin sıkça ziyaret ettiği sitelerde reklam banner’ları ve diğer pazarlama faaliyetleri de unutulmamış.

Sadece birkaç ay içinde, tüm maliyeti çıkarıp kâra geçmişler.

  • Dediğim gibi, öykü sonradan uydurma da olabilir. Ben bir konferansda dinlemiştim.

🙂

Ama uydurma olmadığını bildiğim bir öykü daha var.

ABD’ye bir Sanal Oyunlar Konferansı için gittiğimde tanıştığım kişiler bazı isimlerden bahsediyorlardı. Yine sayıları 10 civarında olan sanal oyun bloggerları. “Bunların 4 – 5 tanesi bir oyun için sıkıcı, işe yaramaz, göz yoruyor, takılıyor, şu oyunun basit kopyası, zevksiz, vb. yazarsa o oyun kesinlikle oynanmıyor” demişlerdi.

  • Bu isimlerden 2 tanesiyle de tanıştım.

😉

Benzer şekilde, ABD’de bilgisayar dünyasında özel içerik veya test ürünü verilecek kanaat önderi olarak 60 civarında kişiden söz ediliyor. (Uluslararası dijital ajans ağlarının Türkiye temsilcilerinden aldım bu bilgiyi.)

Onları izleyen yüzbinlerce kişinin satın alma kararını etkiliyorlar. Sektör de onları biliyor. Sırtında yumurta küfesi olmayan, ürününe güvenen onlara ürün gönderiyor. Deneme sonuçlarını herkesle birlikte blogdan öğreniyorlar.

😉

Bu nedenle önceki yazılarda her blogger’ı aynı zannetmenin pazarlama açısından yanlış olduğunu vurguladım.

Sektörel bazda kiminle nasıl iletişim kurulacağı, kime özel içerik sağlanacağı, kime ürün testleri yaptırılacağı, kimin hangi etkinliğe davet edileceği önemli konudur. Bilgi çağında, müşterilere tarafsız ve doğru bilgi aktaranlar elbette diğerlerinden daha değerlidirler. (Parasal olarak değil, bilgi kaynağı olarak.)

Bu işi düzgün yapan şirketler, “ben de blogger’ım, bana hediye yok mu?” sözüne aldırmazlar.

Resim şuradan alıntıdır.

Etiketler: , , , , , ,

Kategori: interaktivite, pazarlama

“Bloglarda Pazarlama 3” yazısına şu ana kadar 11 yorum yapılmış:

  1. O Amerika’lı blogger’ların bazılarını hayranlıkla takip ediyorum ben de.

    Adamın elinde yeni çıkan her cihaz var. Kimisi test ürünü, kimisi hediye (ürününe güvendikleri için), kimisi sponsor destekli. (sponsor şöyle; adam çok izleniyo. al sana şu kadar para, istediğin cihazı incele, arada bizden bahset) ve çoğunda ürün iyi değilse yerden yere vuruyorlar.

    Enteresan olan, markalar küsmüyor. Hala ürün gönderiyor

  2. Merhaba Uğur Bey,

    Yukarıda bahsettiğiniz konulardan birine bende örnek vermek istiyorum. 3-5 Ekim tarihleri arasında PERYÖN tarafından düzenlenen 20. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’ne neredeyse tüm İK bloggerları davetliydi ve bunların arasında bende vardım. Bloggerlar olarak bu kongrenin duyurulmasında ve gelişmelerin insanlara bildirilmesinde büyük bir öneme sahip olduğumuzu düşünüyorum. PERYÖN’ünün bizlere bu fırsatı sunduğu için tekrardan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

  3. “Bu işi düzgün yapan şirketler…..” – Bu vurguya bayıldım 🙂
    .
    Bizde bu olay şöyle yürüyor. Etkinliğe kankalar öncelikle davet edilir, sonra birkaç etkinlik sonrasında kankaya rica edilir, yahu sen bi blog aç da bir şeyler karala, ayıp oluyor böyle diye 🙂 Bir çok etkinliğe katıldığını gözlemlediğim kişilerin o etkinliklerle yakından uzaktan alakalı olmaması böyle gözlemlere neden oluyor bende
    🙂
    Bu işi düzgün yapan şirketlerin!!! ff’de “Hadi yemek bloglarını listeleyelim” tarzında taleplerini de hatırlıyor bu bünye
    🙂
    Konu ile ilgili zamanında yazmıştım uzuncanadır biraz ama dikkatinizi çekebilir. http://www.tuguts.com/2010/11/sosyal-medyam-2/#

  4. Okur profili de çok önemli sanırım. Blog yazmak kadar onları okuyacak birileri de gerekli.
    Siz ne kadar işe yarayan, sorulara cevap olan konularda yazsanız yazın, Amerika ile karşılaştırıldığında hem ölçek acısından hem de okuma oranlarının düşük olması nedeniyle yeterli kitleye ulaşamıyor. Yine de karamsar olmamak lazım. Birilerinin aradığı sorulara cevap olabiliyorsanız blogunuza trafik geliyor.
    Eğer “hediye gelsin” diye blog açtıysanız zaten işin başında hata yapıtınız demektir. Bunun daha kolay yolları var. Facebook hediye dağıttığını iddia eden firmaların sayfaları ile dolu.
    Bana pek inceleyeyim diye bir şey gelmiyor ama ne önemi var ben de kendi aldığım ürünleri inceliyorum, onlar bile çokça okunuyor.

  5. Çok haklısın Burak,

    Okur profili önemli. “Siz ne kadar işe yarayan, sorulara cevap olan konularda yazsanız yazın, Amerika ile karşılaştırıldığında hem ölçek acısından hem de okuma oranlarının düşük olması nedeniyle yeterli kitleye ulaşamıyor” dediğin gibi, uzmanlık alanım olan CRM konusunda Türkçe yayınladığım Geleneksel İzinli Pazarlama’nın Sonu makalesini http://www.CustomerThink.com a gönderdim. Yayınlandı. Orada Eylül 2011’in en çok okunan analitik makalesi oldu. 2000 okuru geçti. Burada ise ancak birkaç yüz okura ulaştı.

    😉

    Ve, dediğin gibi, insanlara faydalı olan bilgiyi ürettiğin takdirde mutlaka okunuyor.

  6. Blog Kültürünün ülkemizde etkili bir şekilde kullanılmadığı bir gerçek. Geçenlerde farklı mesleklerle ilgili mesleki blog araştırması yapayım dedim. Ünvanı afilli olupta blogunda kuşlar böcekler, fıkraların, ilgisiz yazıların yer aldığı paylaşımlar görünce tamam dedim daha yolun başındayız.

    Bilgiye aç olup ta sanal alemde bu kadar pasif paylaşımları,iki kalem yazı yazıp sonradan atıl duruma düşen,ilgi uyandırmayan blogları görünce üzülüyorum.

    Bloglar,kurumsal/kişisel pazarlamanın,network kurmanın ve sürekli değişen ve yenileşen bilgi dünyasının öğreten,düşündüren,yaratıcılığı geliştiren sihirli değneklerinden biridir.

    Uğur Bey gibi alanında başarılı,üretken ve paylaşımcı değerli insanları fark edince bir şeyler öğrenebilmek için sıkıca sarılıyoruz onlara.

    Gazete kitap okumayan bir toplumun blog’a bakış açısını,sonucunu sanırım zaman gösterecek gibi…

    Paylaşımlar için tekrar teşekkür ederiz.

    Sevgi ve saygılarımla

    Gökhan Yılmaz

  7. Şurada http://www.briansolis.com/2012/12/l-l-bean-the-importance-of-relationships-in-crm-and-social-in-csr/ marka öyküsüyle süslenmiş değerli bir yazı var.

    😉

    Blogger hayata ve çevreye değer katabilir.
    .
    Değer deyince aklına sadece para gelenlerin, diğer blogger’ları “çıkarcı” bulmasına ne demeli?
    😛

  8. Hocam peki sizin elinizde Türk teknoloji bloggerlarının listesi var mı? Bizim elimizdeki 2010 tarihli liste ile birleştirip bir etkinliğe davet etmek istiyoruz. “Blogger Event” bütçemiz var da.

    Medya Ajansı ve Yaratıcı Ajans diye birbirinden apayrı iki ajansla çalışılırsa, bunlardan biri reklama para harcamaya, diğeri de uçan kaçan büyük fikirlerle para kazanmaya çalışır, burada yazdığınız şekilde mantıklı iletişimi de kimse yapmaz bence hocam.

  9. Gökhan Yılmaz,

    Teşekkür ederim.

    🙂

    Deniz Utku

    Elimde Türk teknoloji bloggerlarının listesi yok. Teknoloji hem geniş alan (donanımlar, uygulamalar, çeşitli yazılımlar, vs.) olduğu için, hem de ilgi saham olmadığı için bir blogger’ların birkaç tanesini biliyorum sadece.

    🙁

  10. Bloglarda Pazarlama dizisinin devamı

  11. 2015’deki araştırmalara göre de en çok zaman geçirilen sosyal mecralardan biri bloglar.

Yorum Yazın