15 Eylül 2011 Perşembe

Dijital Pazarlamaya Giriş – Birbuçuk’uncu aşama

CEO’lar yemeğinde biri “Geçen ay bir kampanya yaptık. Feysbuk fan sayımızı xyüzbin’e çıkarttıkdemişti. “Oooo siz hâlâ babaannenizin mecralarını mı kullanıyorsunuz” tonlamasıyla gelen cümle onu çileden çıkarmıştı.

Yemekten dönünce ne olur…

Hemen talimat verilir. Arkadaşının şirketinin çalıştığı ajans ve diğerleriyle görüşülecektir. Bu seferki ajans toplantılarına şahsen katılacaktır. Tez zamanda “(x+1)yüzbin feysbuk fanı” olması için ne gerekiyorsa yapılacaktır.

Pazarlama ekibi “ne gerek var ki”, “bizim sektörümüzde…”, “önce, müşteri şikayetlerini…”, “şikayet sitelerinde onlarca…”, “henüz kriz senaryoları bile…” diye başlayan cümleler kurmaktadır. Ama Pazarlama ekibi korktuğu için yemekte “Geçen ay bir kampanya yaptık. Feysbuk fan sayımızı xyüzbin’e çıkarttık” diye arkadaşından geri kalacak değildir.

😛

İlk toplantının günü gelir. Kendisine dijital ajans diyen bir sürü genç, hatta çocuk. CEO’nun oğlundan olsa olsa birkaç yaş büyükler.

  • Bu yaşta tiplerden pazarlama dersi almak insanın ağırına gidiyor. Bari tek bir tanesinde kravat olsa… Kravatı geçtik, ütülü pantalonu olan bile tek tük. Ne zannediyorlar bunlar. Arkadaş muhabbetine değil iş toplantısına geldiklerini bilmiyorlar mı?

Hemen hepsi benzer şeyleri söyleyen çocuklar, ayrı dijital ajanslar olarak gelir, toplantıya katılır ve giderler. Nedense ajans isimleri de hep ingilizce. Hatta tam ingilizce de değil, çeşitli  kelimeler birleşmiş.

Gelenlerin hemen hepsi, öncelikle mevcut internet sitesini yeniden ele almaktan bahsetmiştir. Onu yapmak için harcanan bunca para boşa gidecektir. (Aslında pek bir para da harcanmamıştır, ama dün yaptığını bugün değiştiren CEO olmak istemiyordur. Pazarlama ekibindeki o 3 tane genç zibidi “daha baştan öyle yapılmaması gerektiğini söylemiştik” diyeceklerdir. Onları haklı kılmaktansa…)

  • Eskiden, geleneksel pazarlama dönemlerinde her gelen ajans, “size kurumsal kimlik yapalım” derdi. Bunlar da aynı şeyi deniyorlar. Kurumsal kimlik bunlara fazla geliyor, önce internet sitemizi yerden yere vuruyorlar. Yemezler… Kaç tane ajans gördük şu 30 yılda…

Harcanan onlarca saat, girilen bir sürü toplantı sonunda pek birşey anlamamıştır. Sadece para yatırmazsa tez zamanda “(x+1)yüzbin feysbuk fanı” olmayacağını öğrenmiştir. Bu arada yabancı ülkelerden yapılan eğlenceli birçok kısa film izlemiştir. Adına “viral” denilen bu filmler gerçekten çok keyiflidir. Şimdi oğluna anlatsa da çocuğu şaşırtsa… Dur bakalım. Neydi o filmin konusu… Çok eğlenceliydi ama… Hay Allah, hatırlayamamıştır şimdi… Neyse, Pazarlama ekibine söyler ve ajanslardan sunumları ve filmleri ister. Eğlenceli olanları da oğluna gönderecek, akşam eve gidince nasıl da hava atacaktır.

Toplantılardan çıkarken aklında sadece filmler kalmıştır. Bir de “Web sitemizin Google’da daha üst satırlarda çıkma garantisi”…  Ama Pazarlama ekibi kısa zaman içinde bütçeyi ona hatırlatır.

Nasıl ki makam arabalarının markası seçilirken maliyet gözetilmemiştir. Burada da bütçe gözetilmez. Geçmişte en çok feysbuk fanını en hızlı toplayan 3 ajans “şort list”e alınır. Kısa bir pazarlıktan sonra birine iş verilir.

😀

Etiketler: , , , , , , , , , ,

Kategori: interaktivite, pazarlama

“Dijital Pazarlamaya Giriş – Birbuçuk’uncu aşama” yazısına şu ana kadar 4 yorum yapılmış:

  1. Bu mudur? Budur…. Fazla söze gerek yok. Birçok firmada (Kurum diyemiyorum dilim varmıyor) iş bu şekilde yürüyor. Her talep kendi ar(sı)zını yaratır.

  2. Hahaha hocam gülerek okudum.

    Aynen öyle, aynen öyle.

    Dünya değişiyor ve geleneksel yönetimler ardı ardına çöküyor.

    Ortadoğu’daki devrik diktatörlerden farksız şekilde bakıyorlar sosyal medyaya ve cidden hiç anlamıyorlar.

    Ancak onlara anlatabilecek olanların da, pek fazla emek harcamadığını hissediyorum.

    Bu artık teknoloji özürlü olmak değil. Dünyadaki büyük bir devrimin dışında kalmak. Elektrik icat olmuş evlerde kullanılırken Amish hayatı yaşamak.

    Özellikle Türkiye’de neredeyse her firmada sosyal medyaya erişim sansürlüyken, bir de bunun olumlu kullanım şekillerini sunabilmek neredeyse imkansız.

    Belki, belki, patronun oğlu tek umudum o 🙂

  3. Günhan Usul :
    16 Eylül 2011
    2:59 pm

    Yazıyı okuyan pek çok üst düzey yönetici kendilerinden parçalar bulacakları için pek mutlu olmayacaklar, fakat eminim ki yeni bir sekme açıpkonu ile alakalı bir google search duzenleyip, sonucunda “Social Media Marketing For Dummies” e ulaşıp, kendilerini ve şirketlerini kaçınılmaz son/başlangıç olan sosyal mecralara taşımak için hazırlanacaklardır.

  4. Beğen (like) ve taraftar (fan) sayısı peşinde koşan firmaların ve SMU’ların bu futbolcudan alacağı dersler var

Yorum Yazın