Kaç imza attın?
Ürün Geliştirme Ekibi‘ni yönetiyordum. Bankanın ürünlerini geliştiriyor, süreçleri daha verimli hale getiriyorduk. Kendileriyle birlikte çalışmaktan gurur duyduğum çalışkan ve yaratıcı bir ekip vardı.
Her yenilik sonrasında, yeni uygulamaların tüm teşkilata duyurulması gerekir. Genel Mektup (veya sirküler veya duyuru veya memorandum) denilen bir talimat yazısı hazırlanır. Geliştirmeyi bizim ekibimiz yaptığı için, yazıyı da biz hazırlıyorduk. Ancak altına imza atan bölüm, bazen Operasyon veya Satış Yönetimi olabiliyordu.
Hırslı, akıllı bir arkadaşımızdı. Sonuç odaklı idi. Bir işi yapacak / yaptıracak tüm tarafları biliyor, onları bazen rahatsız ederek de olsa işi kotarıyordu. En hoşlanmadığı şey kavramlarını onun geliştirdiği, hatta yazısını yazdığı bir duyurunun altında başkalarının imzası olmasıydı. Her seferinde bu konuyu tartışıyorduk.
Sonunda dedim ki: “Şimdiye kadar 14 kere iş değiştirdim. Bir işe girme görüşmesi yaptığında hiç kimse, “kaç duyurunun altında imzan var” diye sormuyor. Önemli olan gönül rahatlığı ile “ben yaptım” diyebilmendir. Bu duygunun değerini, imza sayısı ile ölçmemelisin”
İkna edemedim.
🙁
Etiketler: bireycilik, duyuru, ürün geliştirme, ürün yönetimi, yenilik
Kategori: İş hayatı, pazarlama, yaşamın içinden
31 Aralık 2008
8:43 am
“Ben yaptım” diyebilmek güzeldir ancak başkasının “Bunu sen mi yaptın” ya da “Bunu X yaptı” demesi çok daha değerlidir bana göre (Kendiyle barışık olmak ta katılabilir mi buna? ). Bu sanırım çoğu insanda vardır (Buna bende dahilim). Ortada emek verilen bir iş var ve bu genelde sizin bir üstünüz tarafından sahiplenilir. Bunu şimdi aklıma gelen bir örnekle açıklamak isterim;
Bilirsiniz ressamlar yaptıkları eserlerin bir köşesine imza atarlar. Çırak ressam bir resim yapar, ustası bunu çok beğenir ve resmi sahiplenip, altına kendi imzasını atarak sergisinde sunmaya başlar. Çırak, hayal kırıklığı ile boğuşurken, eserinin milyonlarca kişi tarafından beğenildiğinin bilincinde (amatör ruh) değildir…
31 Aralık 2008
12:08 pm
Bu her yerde böyledir. Nasıl olumsuz bir durumda o işi yapan değil de yönetici cezasını çekiyorsa, olumlu durumlarda da yönetici müfakatını görüyor. Önemli olan orada yönetici ve ekibinin uyumluluğudur bence. Uğur abinin dediği gibi önemli olan atılan imza değil. Çünkü, ekip iyi olmazsa yönetici olamaz.
31 Aralık 2008
7:59 pm
Allah’tan yaptıklarının altına atıyormuş ya yapmadıklarının altına atsaydı ya da başkalarının işlerini portfolyesine koysaydı, son zamanlarda çok karşılaşıyoruz böyleleriyle. Saolasın Uğur Hocam.
2 Ocak 2009
8:26 am
Bu gibi bir durum bir arkadaşımın başına gelmişti. Tüm raporları kendisi yapıyor iken hep başkası altına imzasını atıyordu. İşten ayrılmaya karar verdiğinde son raporun detayını yanlış yaptı. O başkası gene imzasını attı, bir üst merciye gittiğinde rapor olay olmuş. Arkadaşım da işten çıkarken artık siz düzeltirsiniz deyip ayrılmıştı…