20 Eylül 2008 Cumartesi

Kaynaşma Yemekleri

Çok önemli bir projenin lansman günüydü. Aylar süren bir çalışma sonunda, fabrikaların “sınırlı sorumlu kooperatif”lerinde geçen, bu kooperatiflere özgü kredi sistemine dayalı yöresel bir kart çıkarmıştık.

Kredi kartı ürün yöneticisi yöreye gitmiş, satış ekipleri fabrikalara dağılmış, yerel medya davet edilmiş, muhteşem bir lansmana hazırlanılmıştı.

Ben, yine bir “Türkiye’de ilk defa … diye adlandırılacak projeyi bitirmiş olduğumu düşünüyordum. Aylar önce bu proje ilk defa konuşulduğunda, “Bu olacaksa ben yapabilirim. Ben yapamazsam, kimse yapamaz” diye iddia etmiştim. Kooperatifler konfederasyonu, başka bankalarla da konuşmuş, sonunda bizimle yapmaya karar vermişlerdi.

O gün, sözümün gerçeğe döneceği gün olacaktı. Yirmi’den fazla fabrikada, onbin’den fazla kart dağıtımı yapılacaktı. Ben Genel Müdürlükte, olay mahallinden uzakta, ama beynim ve yüreğim telefondan her an gelen haberleri izler durumdaydım.

Sonra haberler gelmeye başladı. Operasyon Bölümü, kartları hazırlarken isim / soyadı kaydırması yapmışlardı. Herkesin adı, listede bir sonraki kişinin soyadı ile basılmıştı. Tören ile kartı vereceğimiz Konfederasyon yetkililerinin kartları bile doğru basılmamıştı.

Uzaktan kontrol ile lansman törenini ve yerel medya kısmını sorunsuz hallettik, ama bir kişiye bile doğru kart veremedik.

Bu hatayı yapan Operasyon Bölümü’ne öfkelendim. Telefonu açıp bağırmaya başladım. Oradaki muhatabım ise son derece sakin idi. “Niye sinirleniyorsun ki, küçük bir hata olmuş. Yarın düzeltir, yeni kartları basar göndeririz” diyordu. Sonuçta zaten öyle yapmak zorundaydık. Yaptık.

Bu olay, Operasyon ile Pazarlama’nın (bizim bölümün) arasını iyice gerdi. Özensizlik nedeniyle yaptıkları ilk hata değildi. Ama bu kadar büyüğü de hiç başımıza gelmemişti. Onlara ters davranmam üzerine, Operasyon Genel Müdür Yardımcısı beni görüşmeye çağırdı. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:

– Uğur, bana bağlı yöneticiler seninle konuşmaya çekiniyorlar. Onlara çok sert davranıyormuşsun.
İşini iyi ve doğru yapanlar ile bir sorunum yok. Diğerleri ile zorluk yaşıyoruz.
– Sen sektörün eskilerinden birisin. Onlar da zamanla öğrenecekler.
Bölüm müdürlüğü, işi öğrenmek için işgal edilecek bir koltuk değildir. Arkadaşlar önce işlerini iyi yapmayı öğrensinler, sonra o koltuklarda otursunlar. Onların staj süresini müdür olarak geçirmeleri zaman ve para harcanmasına neden oluyor.
– Bir akşam hep beraber yemeğe gidelim, birbirimizi tanıyalım, kaynaşalım.
– Gün içinde onlarla yeterince ilişkideyim. Buna bir de akşam saatlerini eklemeyi düşünmüyorum. Arkadaşlar işlerini hakkıyla yaptıkları gün, aramızda bir sorun kalmaz. Kaynaşma yemeklerine de gerek kalmaz.

Operasyon Genel Müdür Yardımcısı, bu sözlerimden ötürü benim uzlaşmaz ve uyumsuz olduğumu iddia etti. Aradan yıllar geçti. Şimdi bile aynı kanaatteyim.

1 – Yönetici pozisyonları, işi öğrenmek için değil icra etmek için oturulacak yerlerdir.
2 – Her sorun çıktığında, sorunu yaratan nedenleri çözmek yerine “kaynaşma yemeği” yaparak bir yere ulaşamayız.

Etiketler: , ,

Kategori: İş hayatı, pazarlama

“Kaynaşma Yemekleri” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Tebessümle okudum Uğur Abi.
    Ayrıca, kaynaşma-moral yemeklerine asla inanmıyorum, bu tip organizasyonların çalışanlara eziyet gibi geldiğini düşünmüşümdür hep…

  2. Bütün gün birlikteyken kaynaşamayan insanların bir yemekle kaynaşmalarını beklemek pek mantıklı değil zaten. Keşke insanlar işlerihni doğru yapsa da yapılan işler kutlanmak için yemekler yense.

    Uğur abinin dediği çok doğru siz bir işi doğru yapmak için aylarca emek sarfedersiniz, mahvolursunuz, herşey tamamdır ama normalde basit bir işlem bir departman tarafından hatalı yapılır ve güzelim lansman gününü lekeler.
    İşte bu zaman olmuştur yaw sağlık olsun demek beraberinde başka hatalar getirmekten başka bir işe yaramaz, bir dahaki işleri de bu arkadaşlar yine ciddiye almaz.
    Oysaki sağlık olsunculuktan öteye gidip işlerini ciddiye alsalar böyle hataları en fazla 2 kere yaparlar.

    Eline sağlık Uğur abi.

  3. Uğur Bey,
    kaynaşma yemeklerini -ki genelde bir sorun yaşandıktan sonra yapılır çoğunlukla….hep kavga edip de akşam yatakta barışan çiftlere benzetmişimdir…hani fazla uzamasın diye mecburiyetten..yoksa sorun hala çözülmemiştir..:-))

  4. Soner Özsöz :
    13 Ekim 2008
    6:35 pm

    Uğur bey,Ya harika bir yazı ve örnek mükkemmel:)) Ekliyecek bir şey bulamıyorum, bana çok uydu bu ve not ettim…

    – Bölüm müdürlüğü, işi öğrenmek için işgal edilecek bir koltuk değildir.
    1 – Yönetici pozisyonları, işi öğrenmek için değil icra etmek için oturulacak yerlerdir.

  5. Teşekkürler Soner…
    Bazı ortak dostlarımızı hatırlamış olabilir misin acaba 🙂

  6. Soner Özsöz :
    13 Ekim 2008
    10:58 pm

    İş hayatında sizinle birlikte çalışmış ,ortak dostlarımızın bu konuda bir sorun yaşamadıklarına emin olabilirsiniz.Temel sağlam nede olsa….Ancak bu tür örnekleri görmek mümkün:))

Yorum Yazın