Kırmızı üzerine…
Bir yıldan fazla olmuş. Bir yazıda şöyle demiştim.
“Boğalar kırmızıya kızmazlarmış. Kırmızıya inekler kızıyorlarmış. Boğalar, inek yerine koyuldukları için kırmızıya saldırıyorlarmış.”
😉
Kırmızı kutu vakası da bu nedenle gelişti, yorumlardan anladığım kadarı ile…
Yorumculardan Hüseyin Kılıç “yazılanların doğru olması/gerçekleri söylemesi ayrı, okunduğunda karşı tarafın ne anladığı ayrı.” demiş. Ben de yukarıdaki fıkrada aynı şeyi söylüyorum.
😉
- Neden seminerlerde, konferanslarda hep aynı kişiler konuşmacı oluyor?
- Neden öğrenci kulüpleri hep aynı kişileri etkinliklerde sahnede görmek istiyor?
- Neden şirketler çeşitli konularda hep aynı kişileri dinlemeyi tercih ediyor?
- Neden eğitim şirketleri hep aynı kişilere başvuruyor?
diye düşünmek yerine
- Neden promosyonlar hep aynı kişilere gidiyor?
diye düşünmek yanlış.
Bu hep aynı kişiler şirketleri, öğrencileri, eğitim kurumlarını, konferans düzenleyenleri, hatta rakip ajansları, vb… kafaya mı almışlar. Öyleyse niye?…
Bunu mu düşünmeliyiz, yoksa suçlama yarışı mı düzenlemeliyiz.
Yazı aslında bu kadar basit.
🙂
Tekrarlıyorum. Bu yazı kimseyi aşağılamıyor, kimseyi yüceltmiyor, kimseyi suçlamıyor, kimseyi de aklamıyor. “Benim şiltlerim / kırmızı kutularım seninkileri döver” de demiyor.
Lakin, görüyorum ki boğalar gerçekten kırmızıya değil de…
Oleeee!…
😛
Etiketler: basiret, interaktivite, promosyon, sosyal mecralar, sosyal paylaşım, üstad
Kategori: pazarlama
9 Mart 2010
8:58 pm
Kahkahalarla güldün çok yaşa Üstad; sağ ol, var ol.
Sevgi ve ışıkla kal…
9 Mart 2010
9:46 pm
Hocam çok teşekkürler, çok güzel bir yazı olmuş.
9 Mart 2010
10:22 pm
Uğur Abi, bu kadar naif ve bu kadar nezaketli bir şekilde , kavgaya çanak tutmadan ve üslubu bu denli ustaca kullanarak bir kez daha bilgeliğini gösterdin.
Böyle durumlarda senin yaptığın gibi davranmalı. Sessiz de kalmamalı taraf da olmamalı, taraflara doğrusunu göstermeli, onları şapkaları önüne koyup düşünmeye sevk etmeli. Alkışlıyor ve örnek alıyorum.
9 Mart 2010
11:27 pm
Uğur Hocam bu iki yazınızı okuduktan sonra düşüncelerimde hatalı olmadığımı bir kez daha anladım. Teşekkürler 🙂
10 Mart 2010
12:59 am
Elinize sağlık hocam. Çok keyifli bir yorum olmuş kırmızı olayına 🙂
20 Mart 2010
8:54 am
yazıda zekanın dansı var ritmi anlamayanı atan bir yazı tebrikler …