"Kulağa küpe" cümleler (3)
Olayı berberim anlattı. (Şimdi dazlak halime bakıp da “ne berberi Allah aşkına, bırak tıraşı” diyenlere Gilette Fusion Power öneririm. Fenomen Blogger girişiminin öyküsünü yazmaya çalışıyorum da…)
Her neyse, bir devirler saçı olan herkes gibi benim de berberim vardı. O anlatmıştı…
Daha 11 – 12 yaşlarında… Henüz eline makas bile vermemişler. Yere dökülen saçları temizliyor; sakal tıraşı olacak müşteri varsa sıcak suyu, sabunu ve fırçayı hazırlıyor; bir de usta tıraş yaparken seyrediyor.
Bir öğleden sonra, usta diyor ki: “Oğlum, benim bir işim var. Saat altıya kadar dükkanda dur. Gelen müşterilere “Ustanın bir işi vardı. Bir yere kadar gitti. Geç gelecek” diye söyle… Sonra saat altıda dükkanı kapat”
Bizimki diyor ki “Usta, ben hiç tıraş yapmayı bilmiyorum. Şimdiden dükkanı kapatsak daha doğru değil mi?”
– Oğlum, dükkan kapanmaz” diye ilk önemli perakendecilik dersini veriyor usta…
Bu nedenle, perakendeciler “Yok” demezler, “Kalmadı… Yeni bitti…” derler.
Niye mi yazdım?.. Bir kriz esnasında, bunları KOBİ’lere ve bireylere (yani perakende müşterilere) dükkanı kapatmaya kalkan bankacılara anlatmıştım. Hem de bankada çalışırken…
Unutmayalım, “perakendecilikte dükkan kapanmaz“.
.
Etiketler: çırak, dükkan, kredi, kriz, müşteri, perakende, perakende bankacılık, usta
10 Aralık 2008
12:02 pm
Tesekkurler Ugur abi. Bilmedigimiz o kadar cok sey var ki. Yazilarini okudukca azaliyorlar 🙂
13 Mayıs 2009
5:07 pm
[…] olduğu yıllarda Erenköy’deki Cahit beye giderdim. Kendisinden perakendecilik ve dükkan yönetimi hakkında çok şey öğrenmişimdir. Bir sabah gördüm… Uykusuzluğu […]