16 Mart 2009 Pazartesi

Marka giymek

Bizden önceki nesil (1920 – 1940 arasında doğanlar) marka kavramını anlamazlardı.

Gömlek satın alındığında, kutudan ikinci bir yaka ve manşetler eskiyince değiştirilmesi için yedek kumaş çıkardı. Onlar için marka olmak buydu.

Müşteri tecrübesi yönetimi açısından incelenecek / yazılacak çok konu çıkar buradan 🙂

Değil vücuduna dövme yaptırmayı, markası görünen bir şeyin giyilmesini bile hoş karşılamazdı. Görgüsüzlük bir yana, “hem onun reklamını yapacaksın, hem de daha fazla para vereceksin” diye düşünürdü.

Nereden nereye…

😮

Etiketler: , , ,

Kategori: pazarlama, yaşamın içinden

“Marka giymek” yazısına şu ana kadar 6 yorum yapılmış:

  1. Marka Öncesi yıllara ait bir fıkra… Babamdan…

  2. Cenk Medeni :
    16 Mart 2009
    3:50 pm

    Gene de biz bu tarz insanların marka için değerini bilen insanlar olarak, onlara sahip çıkmalı, sevmeli ve üstlerine titremeliyiz, onların yarattığı kaldıraç etkisi, lazım.:)

  3. “Marka” konusunda başka bir yazı

  4. Ya eğer bir sistem “büyük logolu t-shirt” giydiğiniz için markaya kattığınız değeri size geri ödemeyi önerirse? Önünde kocaman logosu olan t-shirt’ü aynı markanın logosuz olan t-shirt’ünden daha ucuza alabiliyor olsanız? Paradigmalar değişir mi? “Büyük logolu t-shirt” giyen adama “çiğ” der miyiz o zaman da?

  5. Bahadır,
    Senin dediğini yapan arkadaşlar var. Bırak ucuza giymeyi, üzerine para bile kazanıyorlar. http://www.reklamgiy.com/
    Ben de “çiğ” demiyor, aksine “aferin” diyorum.

  6. Cenk,
    Katılıyorum. İstediğini almak için farkını ödeyen kişilere özenle sahip çıkmalıyız. Onlara “müşteri” diyoruz. Diğerlerine ise “satın alan” diyebiliriz.

Yorum Yazın