Müşteri kral (mı)dır?…
Son zamanlarda duyduğum bir cümle, bilenlerle tartışma ihtiyacı yarattı.
Eski ile yeni pazarlama bakış açısını karşılaştıran bazı kişiler diyor ki:
- Pazarlamayı artık müşteri yönetiyor. Kullanıcının ürettiği içerik (user generated content) de bunun en önemli göstergesidir.
Çok dolaylı bir ilişkiyi, doğal bir neden-sonuç ilişkisi içinde görmenin yanıltıcı olduğunu düşünüyorum.
Bazılarına da “bu durumda (pazarlama aracı olan) advergame‘leri nerede gördüklerini” soruyorum.
Siz ne dersiniz?
😉
Etiketler: advergaming, koşulsuz müşteri mutluluğu, pazarlama, pazarlama stratejisi
19 Nisan 2009
4:35 pm
Eğer bir markayı tamamen müşteri yönetmeye kalksa o marka isteklerin altından kalkamaz heralde.
Evet müşteri bu dönemde çok önemlidir belki diğer dönemlerden daha değerlidir ama bu müşterinin pazarlamayı yönetmesi anlamında gelmez. Pazarlamayı yine marka yönetir tek farkı eskisinden daha proaktif yönetmesi gerektiğidir, kendisi hakkında konuşulanlara kulak asmayan dikkate almayan markalar bir süre sonra müşterinin her dediğini yapmaya çalışarak başarılı olacaklarını sanabilirler.
Ayrıca müşteriye kendi ürünlerinin yeni kullanım alanlarını sunabilecek kişiler yine markanın pazarlamasını yapan kişilerdir aksi takdirde müşterilerin yönlendirme yapmasını beklemek zorunda kalırlar.
Evet müşteri bu devirde kraldır, bir çok karşılaştırma şansı vardır. Ama müşteriyi baş üstüne koymakla, onun dediklerini dikkate alıp uygulamakla, sorularına cevap vermekle pazarlamayı müşteri yönetiyor diyemeyiz sanırım.
19 Nisan 2009
5:46 pm
Müşteri kraldır ama kralda her zaman çıplaktır yani kral, marka onun ne olmasını, ne kadar, ne zaman, nerede, kim olmasını istiyorsa odur.
20 Nisan 2009
6:42 am
Hocam bence müşteri kral değildir. Tabii bu bakış açısına göre değişir. Misal müşteri kral olsaydı sürekli onun istediklerini yapardı firmalar. Fakat yenilikçi firmalar kral konumuna kendisini koyuyor ve önce üretip sonra satıyorlar. Mahreçler kanunu vardır eminim sizler de bilirsiniz. Her arz kendi talebini oluşturur. İşte firma arz eder kişiler talep eder. Firma bu talebi iyi yönetirse kral firma olur.
20 Nisan 2009
11:26 am
Müşteriler kral değiller, hiçbir zamanda kral olmadılar. Ama firmalar bir zamanlar kraldı. Ne isterlerse, neyi doğru görürlerse onu yaparlardı. Karşılarında ise kanun koyucudan ve piyasanın doğal sınırlarından ziyade sınır tanımamalarına engel hiçbir kuvvet yoktu. Hatta kralların sayısı da azdı ve aralarında rekabet olmadığı için her kral “kayıtsız, şartsız egemenlik” sahibiydi. Zamanla durum değişti; kralların sayısı arttı ve rekabet kaçınılmaz oldu, tüketicilerin alım gücü yükseldi ve her ürünü beğenmez oldular, tüketici birlikleri kuruldu… Hükümranlıklarını meclislerine devreden kralların verdiği tavizlere benzer tavizler verdi firmalar, vermeye de devam ediyorlar.
Öyleleri var ki ancak müşteri ne isterse onu üretiyor, internet bağlantısı aracılığıyla online aldıklarını siparişleri otomatik olarak üretim bantlarına aktarıyor ve ürünü müşterinin tam da istediği özellikler de üretiyorlar. Müşteriye de kral gibi hissettiriyorlar. Evet, müşteriye kral gibi hissettiriyorlar… Nereye kadar derseniz, firmanın uzun dönemli varlığını korumasına, karlılığına ket vurmasına engel olmayacak kadar…
Müşterinin krallığı alım gücüne paralel hareket ediyor. Alım gücün ne kadar az ise o kadar az kral oluyorsun. Alım gücüne fazlasıyla odaklanan ekonomik yapılanma da ise insanlar arası statü farklıkları farklılaşarak artmaya devam ediyor. Parayı veren farklı düdükleri, istediği düdükleri çalıyor ancak ne kadar ekmek o kadar köfteyi sarsacak bir gelişme yaşanmıyor.
20 Nisan 2009
11:29 am
Özür dileyerek Uğur bey uzmanlara sormuşssunuz soruyu ama ilker yasin’e sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim.Çok mantıklı ve doğru açıklamış yaşananları.