Olmayanı satmak
Globalleşme… Yurtdışı bağlantılar… Kriz… derken… Özel bir kurumda yabancılar büyük ortak durumuna geliyor. Yabancı sermaye tarafından atanan yeni yönetim, kimliğini kanıtlama çabası peşinde…
“Eski yönetimin adamı” diye Pazarlama Müdürü’nü yıpratmaya çalışıyor. O Pazarlama Müdürü, müşteri sayısını iki yıl üst üste %20 civarında artırmış. Bu dönemde fiyatlarda indirim de yapmamış…
Ne var ki “bizden değil” mantığı çalışıyor. Pazarlama Müdürü’nü onurlandırarak göndermek yerine küçük düşürme çabası içinde… Hatta “Başkan”, pazarlama bölümündeki genç kadrolara, “Müdürünüz yakında gönderilecek” diye bizzat mesaj veriyor.
🙁
“Başkan”, bir yemekte bol miktarda “uluslararası bağlantılar, yurt dışı olanakları, …cağız, ….ceğiz, bundan sonra … caktır…” gibi cümlelerle konuşuyor. Bu özelliğin iletişimde (reklamlarda) kullanılmasını istiyor.
Pazarlama Müdürü, şu anda elde yeterli altyapı olmadığını ve bu konuda yasal çalışmaların da tamamlanması gerektiğini söylüyor. “Şu anda bu şekilde konuşursak, yalan söylemiş oluruz. Kamu yetkilileriyle de sorun yaşarız.” diyor. Başkan “Pazarlama zaten olmayanı satmak değil midir?” diye üsteliyor.
Pazarlama Müdürü “Benim babam esnaftı” diyor. “Bana, olmayanı satmanın pazarlama değil dolandırıcılık olduğu öğretildi…”
Kulağa küpe bir cümle…
😀
Pazarlama Müdürü görevden alınıyor.
😉
Not: Çok sayıda ilginç olaya yakından şahit oldum/oluyorum. Bu öyküdeki Pazarlama Müdürü ben değilim
😀
Etiketler: altyapı, globalleşme, iletişim, kamu, kriz, kulağa küpe, üst yönetim, yabancı sermaye
23 Aralık 2009
1:27 pm
Çok güzel dersler var yine yazınızda, lakin siz olmamanıza çok şaşırdım tarz size çok benziyor. 🙂
23 Aralık 2009
2:56 pm
Emre,
Benim tarzıma benziyor. Zaten bu nedenle blogumda yazdım. Bu öykünün kahramanı Doktora’dan bir arkadaşım. Benden yaklaşık 10 yaş daha genç.
🙂
Uslup aynı…
😉
23 Aralık 2009
5:26 pm
Yabancılar adamı onurlandırarak göndermeye yanaşmamış ama kesinlikle onurlu bir ayrılık olmuş :). Dağarcığıma bir özlü söz daha eklenmiş oldu.
23 Aralık 2009
6:59 pm
Sevgili Barış,
Pazarlama Müdürü’ne bu saçma cümleyi söyleyen bir yabancı değil. Onların gözüne girmeye çalışan, henüz kişiliği oluşmamış, kendini ispatlama çabasındaki bir vatandaşımız. Maalesef…
23 Aralık 2009
9:46 pm
Beni niye göndermiyorlar hala yahu 🙂
24 Aralık 2009
11:48 am
Dolandırıcılık günümüz Türkiyesin de vasıflı bir iş oldu haberiniz yokmu ?
24 Aralık 2009
9:10 pm
Aynı Başkan, dini bayramlardan önceki gün (arife günü), öğleden sonrayı tatil etmiş. Bunu da kadrosuna gururla bildirmiş 🙂