Sayın Konuşmacılar
Sahneye 2 kişi çıkın.
Sonra şunları (her bir cümleyi sırayla önce biriniz, sonra diğeriniz) söyleyin:
Böyle güzel bir topluluk karşısında olduğumuz için mutluyuz.
Çok iyi brief aldık.
Elimizde zaten muhteşem bir marka ve güzel bir ürün vardı.
Şunları yaptık. Sesli paylaşım ekledik. “Resmini paylaş” yaptık. Şu butonu koyduk. Facebook ve Twitter’da paylaşılabilir olarak kurguladık.
Yarım gün içinde Twitter’da “trending topic” oldu. 10 gün içinde 76543 kere seyredildi. 3456 kere favorilerim’e eklendi, 678 kere paylaşıldı, 2345 kere retweet edildi.
Böyle bir kurguyu Türkiye’de ilk defa yapmanın heyecanını ve gururunu yaşadık.
Gördüğünüz gibi iyi kurgulanan işler ödül kazandırıyor.
😉
Şimdi benim yorumlarımla yavaş çekim olarak alıyoruz.
Sahneye 2 kişi çıkın. Cümlenini ilk yarısını biriniz, ikinciyi diğeriniz söyleyin. Böylece Edi ve Büdü görünümü oluşturun. (Muppet Show’un iki ihtiyar adamı Statler ve Waldorf demiyorsam, nedeni var. Onlar da sırayla konuşuyorlar ama ilkokul müsameresi gibi değil.)
Böyle güzel bir topluluk karşısında olduğumuz için mutluyuz. Bu cümleyi “Böyle nadide bir izleyici…”, “Böyle güzide bir dinleyici…” derseniz de klişe olacak. Ona da razıyım. Son konferanslardan birinde “Böyle güzel bir kalabalık karşısında…” deyiverdi konuşmacılardan biri. Bari aklınızdan geçeni ağzınızdan kaçırmayın.
Ha.. Bir de şu var… Bu “nadide” topluluk onlara vereceğiniz dersi zaten biliyor olabilir. Siz yine “Evren toz bulutuyken…” diye başladığınızda sıkılıyorlar.
Çok iyi brief aldık. Sahnedeki Edi bunu söyler ama ona brief veren Büdü de sahnededir o sırada. Aksini söylemek kolay olmaz. Gerçekten yarım saatlik tek brief toplantısı yetmiş midir? Ajansa dönüldüğünde her şey açık ve netleşmiş midir? Yine “acil, hatta dün lazımdı” denilmemiş midir? Kreatif direktör, müşteri temsilcisini parçalamamış, aksine tebrik mi etmiştir?
Elimizde zaten muhteşem bir marka ve güzel bir ürün vardı. Burada müşterinin markası ve ürünü coşkuyla söylenir. Semt pazarında “Kavun tatlı, ben n’aapiiim” diye bağıran manavın sahte çaresizliği sergilenir. Kendisine “eşek değiliz ya!” dedirten bu cümleyi hayretle karşılarım. Ajansa da, reklam veya iletişim bölümüne de yakıştıramam.
Şunları yaptık. Sesli paylaşım ekledik. “Resmini paylaş” yaptık. Şu butonu koyduk. Facebook ve Twitter’da paylaşılabilir olarak kurguladık. Gerçekten farklı ne yaptınız? Bir önemli şikayet videosundan daha fazla seyredilen yanıt videosu koyabildiniz mi YouTube’a? Güncel bir olayı marka lehine kullanıp bilaçoda olumlu etki yarattınız mı? Yaptığınızı hemen kimse kullanmadı ama -mış gibi videoları çok konuşulduğu için mi başarılısınız? (Bunun için bir yazı )
Yarım gün içinde Twitter’da “trending topic” oldu. 10 gün içinde 76543 kere seyredildi. 3456 kere favorilerim’e eklendi, 678 kere paylaşıldı, 2345 kere retweet edildi. Bakıyorum da, bu süre içinde marka’nın adı da, ürün de hiç geçmemiş. Günlük kullanıma uygun bir deyim bulunmuş, önüne arkasına eklenen cümlelerle kalabalık coşmuş.
Örneğin
- #dertliyim deseniz üç büyüklerin tüm taraftarları, kocasından dertli kadınlar, hocasından dertli öğrenciler, patronundan dertli elemanlar, herkes yazacak.
- #gururluyum deseniz, yine üç büyüklerin tüm taraftarları, soyadından gururlu kadınlar, okullarından gururlu öğrenciler, herkes yazacak.
Markaya faydasını açık ve somut biçimde göstermediğiniz her türlü rakam için kuşku duyuyorum – duyuyoruz.
Böyle bir kurguyu Türkiye’de ilk defa yapmanın heyecanını ve gururunu yaşadık. O güzel, uzman, nadide, güzide dinleyiciler var ya… Bir kısmı rakipleriniz, diğerleri de bu konularla ilgili insanlar. “Türkiye’de ilk defa…” dediğiniz şeyin daha âlâsının yabancı yapımlarını görmüşler. Nereden klonladığınızı, ne kadarını değiştirdiğinizi, ne oranda uyarladığınızı biliyorlar. (Yanlış anlaşılmasın, klona karşı değilim. “…heyecan ve gurur…” kısmına takılıyorum.) Gerçekten gurur duyduysanız diye hayretle izliyorum.
Gördüğünüz gibi iyi kurgulanan işler ödül kazandırıyor. Ödüller konusunda zaten önyargılıyım. [1] , [2] , [3] , [4] , [5] , [6] , [7] , [8] . Bu nedenle siz bana bakmayın. Elbette hak ederek almışsınızdır.
😛
Etiketler: gurur, reklam ajansı, sosyal mecralar
Kategori: pazarlama
23 Aralık 2012
8:22 am
Bir pazarlama etkinliği, toplantı veya zirve yapıyorsanız ve amacınız sadece sesinizi duyurmak veya reklam yapmak değilse, katılımcılara yenilik veya fayda sağlayan içeriğiniz varsa yine yetmez. Daha çok kişi tarafından duyulmak istiyorsanız, doğru blogger’ları çağırmalısınız.
21 Mayıs 2013
7:56 am
Sponsor olup “para verdik, konuşacağız” diyenlere…
17 Ekim 2015
5:23 pm
Her etkinlikten önce Toplantı Adabı kuralları belirtilmeli. Özellikle yapılmaması istenenleri de etkinliği düzenleyenler hatırlatmalı