29 Eylül 2008 Pazartesi

Toplantı konuları / yönetimleri

Arzu Pınar toplantılar konusundaki yazıma yorum göndermiş. Patronların toplantılardaki yanlış tutumlarından söz etmiş. Benim iş hayatım Arzu’nunkinin birkaç katı kadar olduğundan bendeki örnekler daha fazla… Bazılarını yazacağım. Bu birincisi…

Öğleden sonra olmuştu. Aynı gün mesai saatinin bitiminden 1 saat sonra “Pazarlama Planı toplantısı” yapılacağı bildirildi. Önümüzdeki senenin pazarlama planını 3 saat içinde belirleyecektik. İlgili tarafların önceden hazırlanması da söylenmemişti. Tekrarlıyorum. Mesai bitiminden bir saat sonra başlayacak ve 3 saat sürecek…

Patron, o söylenen zamandan 1 saat geç geldi. O gelmeden başlanmadı. İlk cümlesi “1 saat içinde toparlayalım. Akşam yemeğe gideceğim” oldu. Yani, önümüzdeki yılın her bir ayı için, 5 dakika içinde karar vermemiz gerekiyordu.

Toplantıyı anlatmayacağım. Sadece şunu söyleyeyim. O “bir saat” bittiğinde, daha üçüncü aya gelememiştik.

Sonradan birkaç tane daha “pazarlama planı toplantısı” yaptık. Toplantı planlama’dan sınıfta kaldık; ama pazarlama planlaması’ndan “dört buçuktan beş”…

😛

Etiketler: , , ,

Kategori: İş hayatı, pazarlama

“Toplantı konuları / yönetimleri” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Nikola Tesla üstün zekasıyla Edison’la şöyle dalga geçiyordu. “O denemelerle bulan birisi. Ben tüm makineyi en ufacık vidasına dek zihnimde yaptıktan sonra yine zihnimde çalıştırabilirim ve gerçekten imal ettiğimde çalışır.”

    Kısacası toplantılar “Ortak Akıl” saçmalığına hizmet eden yaratıcılığı öldüren ve son derece sıkıcı şeylerdir. Bir şirkette çok fazla toplantı olması ya çalışanların beceriksiz ve iletişim / koordinasyon organizasyon düzeyi düşük insanlar olduğunu gösterir ya da çok işgüzar ve verimlilik ne demek anlamayan patronları olduğunu. (Onları, mesai bitiminde başlattıkları toplantılarla hemen tanımak mümkündür. Başarılı patronlar çalışma saatlerini aşan işleri sevmezler ve aile zamanına / özel hayata / hobilere değer verirler)

    Gerçekten zeki insanların zamanı çok kıymetlidir. Mesela Da Vinci. Uykudan bile feragat edip sürekli üretme halindedir.

    Zenginin malı örneğinde olduğu gibi ortalama akıllara da zeki akılların metodolojileri üzerinden çene çalmak pardon toplantılar yapmak düşer. 🙂

    Gerçekten konuşulup karar verilmesi gereken düzgün toplantılar ise cidden önemli olduklarından sabah 10 – 11 aralığında ve öğleden sonra 3-4 aralığında yapılmalıdır.

    Son olarak toplantılar illa masa başlarında kahvelerle slayt gösterileri ile yapılmaz. Ofis içinde günler süren ve müthiş fikirlere açılım sağlayan çok güzel sohbetler inanın formal toplantılardan yeğdir.

  2. Teşekkürler Süleyman,

    Hepsi yerinde ve doğru saptamalar. Bir makine üretmedim, ama yürüttüğüm projeler için Tesla gibi konuşabilirim. “Proje kafamda o kadar belirgindir ki, sadece yapıp hayata geçirmek kalır”. Daha önceki yazılarımdan birinde yazmıştım. “Elimi uzatınca dokunabilecekmiş gibi” kafamda canlandırırım.

    Dediğin gibi, toplantılar patronların bireysel tatmin aracı oluyor. Sayende ilginç bir örnek daha geldi aklıma… Bugün bloga ekleyeceğim.

Yorum Yazın