Trafikte marka algıları(m)
İstanbul’da yaşıyorum. Evim Ataşehir’de, işyerim Maslak’da… Sabah trafiğinde zaman harcamamak için saat 06:40’da evden çıkıyorum. Sabahın o saatinde, 80 km.’yi hiç aşmasam da saat 07:00 olmadan köprüyü geçiyorum. Akşamları ise, çoğunlukla yoğun trafiğe yakalanıyorum.
Sabah trafiği, benim çıktığım saatte çok yoğun olmadığı için gözlem yapmaya fırsat buluyorum. Bugün size, trafikte markalar konusunda oluşan düşüncelerimi paylaşacağım. Şimdiden söyleyeyim, bunların hiç biri panolar, durak reklamları, bill board’lar, direk reklamları, sokak afişleri, vb. ile ilgili değil.
Üstelik, izlenimlerimin bir kısmı genellemelere dayalı. Hiç bilimsel değil. Tekrarlandığını düşündüğüm durumlar, giderek bana genelleme yaptırıyor. Nedir bunlar:
- Minibüs sürücülerinin trafik kurallarına uyma düzeyi,
- Taksi sürücülerinin sollama ve sağlama yeteneği,
- Halk otobüsü kullananların diğer araçlara (özellikle kadın sürücülere) gösterdiği hoşgörü,
- Şehirlerarası otobüslerin, yolcularının geç kalmaması için hız yapması,
- Bazı pahalı markalı araçları kullananların, parayı arabanın hızına verdiklerini düşünmeleri,
- Üzerinde bazı içecek ve sigara markası yazan küçük arabaları kullananların slalom merakı,
- Dört dörtlük magandaların, sıfatlarını arabalarının hacmi ile pekiştirebilmeleri…
5. ve 6. maddeler doğrudan “marka algısı”nın bir parçası. Park yerinde bile görsem, “O markalı aracı kullananlar kendilerini tutamıyor, gaza daha fazla basmak ihtiyacını hissediyor” diye düşünüyorum. Bakkalda vitrinde görünce “üzerinde şu markaların yazılı olduğu araçları kullanan genç satıcılar, kış tatilinde yeterince slalom yapamadıkları için, yoğun olmayan trafikte fırsatı değerlendiriyorlar” diye hatırlıyorum.
Düşündüm de, nasıl ki araçlar veya üzerinde yazılı olan markalar konusunda beynimde bir düşünceler dizisi oluşuyorsa, minibüs, taksi, halk otobüsleri ve şehirlerarası otobüsler için de bazı düşünceler oluşmuş. Yani onları da “marka” gibi algılamaya başlamışım. Oysa “ürün” olduklarını düşünmem gerek.
Tedavisini bilen var mı?
Etiketler: algı, marka, trafik, ürün
Kategori: pazarlama, yaşamın içinden