7 Aralık 2012 Cuma

Zirveler ve beklentiler

Pazarlama Zirvesi’nin ilk (en azından benim gördüğüm ilk yarım) gününü Yiğit Kalafatoğlu (‏ @yicit ) in 2 tweet’i ile özetleyebilirim.

Bu at-avrat-silah kilişesinin postmodern yorumunu sanki ilk defa Mike Walsh zikretmiş gibi yapmasak ne güzel olurdu. #pz2012

Bilinenlerin, yeniden üretilip daha eğlenceli bir şekilde sunulduğu; bu anlamda da türevleri içinde en iyisi olan #pz2012 bugünlük sona erdi     

😉

İkinci yarım günü de benzer şekilde geçti.

Ercüment Büyükşener (@ercumentb) “Pazarlama Zirvesi’nde şaşırmayı bekliyorum! Konuşmalar beklentilerin altında ne yazıkki…” diye tweet’ledi.

Andy Reid’in ön sıraya 5 cümle söyleyip, son sıradan duymak istemesi konusunda hayranlık dolu tweet’ler gördüm. Bize iletişimin ne olduğunu öğretmiş 😛  Ben sadece, “Sözlü iletişime güvenme. Kulaktan kulağa giderse değişir. Sakın hikayeni böyle anlatma” dersini aldım.

Son 5 yıldan beri hikayeleştirme gündemde. Kimisi 10 emir gibi anlatıyor, kimisi 5 sihirli anahtar kavramı sunuyor, kimisi 3, kimisi 6, 8… Artık uğurlu sayınız ne ise, o kadar maddede toplayıp özetliyoruz…

İşin hikayeleştirme boyutu vurgulandıkça, aklıma 35 sene önce GIRGIR dergisinde gördüğüm Hasbi Tembeler sahneleri gelir.
  • Hasbi yine geç kalmıştır. Çavuş’a “Neden geç kaldığımı açıklayabilirim” der. Çavuş “Dur, hiçbir şey söyleme. Beni takip et” der.Onu diğer çavuşların olduğu bir odaya getirir. Sonra “Artık ‘yeni bir bahane uyduramaz’ demiştiniz, şimdi dinleyin” diye Hasbi’ye söz hakkı verir.

5 yıldan beri defalarca hikayeleştirme dinlediğimden ötürü PZ2012’nin iki yarım günü boyunca yeni tek bir kavram duyamadığımı söylemeliyim. (Öğleden sonraki oturumlarda değerli paylaşımlar olduysa, lütfen blog yazınızı bildirin, okuyayım.)

🙁

Tanıyanlar bilir. Zirvelerde, toplantılarda sıkı not tutarım. Bunları da paylaşmaktan zevk duyarım. (Bu yazının sonunda çeşitli paylaşımlarımı göreceksiniz.)

Son zamanlarda Türkiye’de yapılan etkinliklerde paylaşmaya değer içerik bulmakta zorlanıyorum. Bunun büyük kısmı benim suçum. “Çok bilmiş ve huysuz ihtiyar” evresindeyim, pek bir beğenmez oldum  (Sayın Konuşmacılar ;  Sayın konuşmacılar – 2 ). Ama bir kısmı da, içeriği hazırlayanların suçu.

Daha 2 ay önce yurt dışında bir konferansa katıldım. 1 gün (8 saat) boyunca onlarca sayfa not tuttum. Bir kısmını yayınladım, daha sırada başka yazılar da var.

Ben bir gün katıldım, Şule Özmen 3 gün izledi. Özetini yayınladı. [1’inci gün] [2’inci gün] [3’üncü gün] Onda da daha çoook malzeme var.

😉

Etkinlik düzenleyenler,

Katıldığım zaman, katılmayanlarla paylaşacak yeni birşeyler duymak istiyorum. Hiç değilse, çoğunluğun bilmediği, ilk defa duyduğu birşeyler olmalı. Hem ben beslenmeliyim, hem de izleyenler ve okurlar.

Ne de olsa, dünyanın yenilik merkezinde değiliz. Bari yenilikleri bize ilk anlatan siz olun. Hikayenizi masal gibi dinleyelim. Dinlemeyenlere ilk anlatan olmak için yarışalım.

🙂

.

Meraklısına eski “Dinlediklerim” yazıları

Sayın Ahmet Bozer (Kendisi bu yazıları Kurumsal İletişim’e yönlendirmiş ve “Ne anlattığımı soran olursa, burada var” demiş.)

Sayın Bülent Eczacıbaşı

Ayrıca dinlediğim birçok “keynote speaker”

Ve yazmaya değer bulduğum etkinlikler:

Sizin kavramlarınızı, düşüncelerinizi, hikayenizi de paylaşmak isterim.

😉

Etiketler: , , ,

Kategori: pazarlama

“Zirveler ve beklentiler” yazısına şu ana kadar bir yorum yapılmış:

  1. Doğru pazarlama etkinliği yapıyorsanız ve doğru blogger’ları davet ederseniz, ağızdan ağıza pazarlama etkisini artırabilirsiniz.

Yorum Yazın