Nezaket ve Cesaret
Bugün Olcayto Cengiz’in “Başımıza ne geliyorsa teşekkür etmekten geliyor” yazısını okuyunca aklıma geldi.
MBA sınıfında katılımcılardan başkalarının ödevlerini veya çalışmalarını değerlendirmelerini isterim. Önce “10 üzerinden not verin” diyordum. Pek az kişi arkadaşlarına 10 üzerinden 10 dışında not veriyor. Toplam “20 puanı aralarında dağıtın” diyorum, yine pek azı farklı not veriyor.
Onlara “performans değerlendirmede düşük not alanın gönderildiği dönemde, müdürlerin hem şikayetçi olup hem de yüksek not verdiği günleri” anlatıyorum.
İnsanlara hak ettiği değeri vermenin kapitalist düzenin bir parçası olmadığını, aksi durumda durağanlık ve bayağılık tarafından sömürüldüğümüzü anlatmaya çalışıyorum. Söylediği sözün veya verdiği kararın arkasında durmanın -izm ile değil, insanın kendisiyle ve adalet duygusuyla ilgili olduğunu söylüyorum.
Bürokrasinin adam kayırmasından en şikayetçi olan kişi, çoğunlukla karar verme aşamasında en “ne etliye, ne sütlüye karışan” kişidir.
😉