Pe-Tek 2019
1 Ekim Salı günü, Kategori Mağazacıları Derneği KMD‘nin Perakende Teknolojileri Konferansı etkinliğinde konuşmacı olduğumu yazmıştım. Yazıyı, “Her zamanki gibi, içeriği konferanstan sonra paylaşacağım” diye bitirmiştim.
Yazının başlığına takılmışsanız… Pe-Tek = Perakende Teknolojileri
Konuşmaya etkili bir giriş düşünürken, Sevgili Yiğit Kalafatoğlu‘nun blog yazısı hayatımı kolaylaştırdı. “McKinsey Mağaza Açtı” Sunuma bu haber ile başladım:
Hani şu ünlü danışmanlık şirketi McKinsey var ya… mağaza açmışlar. Mağazalarında şu anda 4 marka var. Hepsi moda ve güzellik markaları. Modern retail collective isimli bu mağazada 4 marka ama 12 tane teknoloji firması var
Bir McKinsey yöneticisi amaçlarını “perakendecilerin müşteri deneyimlerini dönüştürmek için ihtiyaç duydukları iç görüleri geliştirmek, birlikte çalışan birden fazla teknolojinin gücünü test etmek, yerinde ve tutarlı veri analizleri yapmak ve perakendecilerin geleceğe yönelik planları için kendi vizyonlarını belirlemelerine yardımcı olmak” diye tanımlamış.
Ben de bugün size teknolojilerden çok, dijital dönüşüm yolculuğundaki önemli aşamalardan ve kavramlardan bahsetmek istiyorum.
Çoğunlukla ilk kararımız hangi teknolojiyi kullanalım seçimidir. Oysa ilk bakacağımız şey, “hangi” değil, nerede teknoloji kullanacağız kararı.
Aslında müşteri bunu belli eder. İhtiyaçlarını ve sıkıntılarını… Ağzıyla söylemese bile, sizin gören gözleriniz anlar.
Diyelim ki bunu alenen göremedik, o zaman geri bildirim teknolojilerini kullanıyoruz. Ne de olsa başarılı perakendecilik, müşteriyi anlamaktan geçiyor.
Müşteri tarafında böyle, peki içeride nasıl?
Dijitalleşirken hangi süreçleri ele almanız gerektiğini kendi iç teşkilatınız da söylüyor. Onlar da müşteriler gibi, kendilerince bir çözüm buluyorlar. Hani her departmanın kendi excel tablolarını geliştirmesi ve sonra kurum içinde “Kaç müşterimiz var?” diye sorulduğunda hiçbir rakamın birbirini tutmaması var ya… İşte bu da bir ihtiyacın size yansımasıdır.
Ya buradaki gibi, telefon geldiğinde konuşma hızında stampa basmaya çalışacaklar, ya da siz basit bir uygulama ile farklı tüm isteklerin onların önüne gelmesini sağlayacaksınız. Seçme olanaklarını kendisine sunarak, müşterinin hayatını da kolaylaştıracakınız.
Ama unutmayın. Teknoloji bir AMAÇ değil ARAÇTIR. Nerede teknoloji kullanılması gerektiğini gösteren araç ise Müşteri Deneyim Haritasıdır.
Bu tablo, müşteri deneyim haritasının basitleştirilmiş halini gösteriyor. Teknoloji konuşunca çoğunlukla müşteri temas noktalarına odaklanıyoruz ama aslında, müşterinin ihtiyaçlarına, duygu ve düşüncelerine önem vermeliyiz.
Bu tablonun FARKINDALIK kısmı ise, dijital dönüşümün en önemsediği kısmıdır. O “hiç arabası olmayan Uber, hiç odası olmayan Airbnb” klişesi var ya. Bu FARKINDALIK kısmının sonucudur. Müşterinin temel ihtiyacının farkında mısınız? İnsanlar taksi değil, bir yerden bir yere gitmek istiyorlar. …. Otel odası değil konaklama istiyorlar…
Aynı şekilde, günün 18 saati size taze sebze – meyve veren, etin kalitelisini getiren Getir com veya Banabi.com gibi bir girişim olsa… Eğer çocuğunuz yoksa, 2 m3 buzdolabına ihtiyacınız olur muydu? Artık size birileri “bir getir götür girişimi geldi, buzdolabı sanayiinde yıkıcı yenilik yaptı” derse… “İhtiyacı anlamamışsınızdır” diye yanıtlayın.
Bu söylediklerim hiç de yeni değil. Aranızdaki pazarlamacılar zaten biliyorlar: 1960 yılında Theodore Levitt Pazarlama Miyopluğu makalesinde “ihtiyacı ürün zannetmek“ten bahsetmişti.
.