Yine mi Üniversite?
Dün Facebook’ta Yunus Baran’ın bir mesajını gördüm.
Logonun tasarımına, akıl karışıklığına girmeyeceğim. Kesinlikle anlamadığım bir konu…
😉
Bu vesileyle aklıma gelen bir anıyı paylaşacağım.
Yıllar önceydi. İhracatcı birliklerinden birinin Genel Sekreteri arkadaşımdı. Bana “Bir tekstil üniversitesi kurmayı düşündüklerini” anlattı.
“Neden?” diye sordum.
“Mevcut okulların eğitimini beğenmediklerinden” bahsetti.
“Bence nedeni, “Bizim de bir üniversitemiz var“dan başka şey olamaz” diye üsteledim.
Anlattım.
Eğer mevcut okulların eğitimlerini beğenmiyorsan, gider onlarla görüşürsün. Sadece tek bir okulu değil, tüm İstanbul’daki okulları hedeflersin. Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin tekstil konusunda eğitim veren branşlarının bölgenin, hatta dünyanın en iyi okulları olması için yapılacak parasal ve bilimsel desteği sağlarsın.
Bu okulların tekstil branşlarındaki iyi öğrencilerine staj imkanı verirsin. Bazılarını yurt dışında eğitime gönderirsin.
Tüm bu dediklerimi yapsan, yeni bir üniversite binası almak, yeni rektöre ve diğer zevata makam arabası almak, onlara her ay maaş ödemek, su – elektrik – servis – bakım harcamaları yapmak gibi maliyetlerden hem daha ucuza gelir, hem de (eğer söylediğin amaç gerçekse) hedefine ulaşmış olur.
Zaten kulaklarınızdan para taşarken, asıl işinizi daha iyi yapmanın koşullarını araştırmanızı öneririm. Amacınız, para kazanmaksa o başka… O zaman da, “yetişmiş eleman yok” diye kendinizi ve bizi kandırmayın.
🙂
Bu yazıyı yazarken internet sitelerine baktım.
Bir moda akademisi ve birçok meslek lisesi kurmuşlar. Bir meslek okuluyla da işbirliği içindeler.
Bence asıl işi üniversite açmak olmayan her meslek kuruluşunun, odanın, birliğin yapması gereken yeni bir okul açmak değil, varolan devlet okullarının hem kalitesini, hem de kapasitesini artırmak olmalı.