"bağış" etiketli yazılar:

15 Haziran 2015 Pazartesi

Yine mi Üniversite?

Dün Facebook’ta Yunus Baran’ın bir mesajını gördüm.

İst-Tic-Univ

Logonun tasarımına, akıl karışıklığına girmeyeceğim. Kesinlikle anlamadığım bir konu…

😉

Bu vesileyle aklıma gelen bir anıyı paylaşacağım.

Yıllar önceydi. İhracatcı birliklerinden birinin Genel Sekreteri arkadaşımdı. Bana “Bir tekstil üniversitesi kurmayı düşündüklerini” anlattı.

“Neden?” diye sordum.

“Mevcut okulların eğitimini beğenmediklerinden” bahsetti.

“Bence nedeni, “Bizim de bir üniversitemiz var“dan başka şey olamaz” diye üsteledim.

Anlattım.

Eğer mevcut okulların eğitimlerini beğenmiyorsan, gider onlarla görüşürsün. Sadece tek bir okulu değil, tüm İstanbul’daki okulları hedeflersin. Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin tekstil konusunda eğitim veren branşlarının bölgenin, hatta dünyanın en iyi okulları olması için yapılacak parasal ve bilimsel desteği sağlarsın.

Bu okulların tekstil branşlarındaki iyi öğrencilerine staj imkanı verirsin. Bazılarını yurt dışında eğitime gönderirsin.

Tüm bu dediklerimi yapsan, yeni bir üniversite binası almak, yeni rektöre ve diğer zevata makam arabası almak, onlara her ay maaş ödemek, su – elektrik – servis – bakım harcamaları yapmak gibi maliyetlerden hem daha ucuza gelir, hem de (eğer söylediğin amaç gerçekse) hedefine ulaşmış olur.

Zaten kulaklarınızdan para taşarken, asıl işinizi daha iyi yapmanın koşullarını araştırmanızı öneririm. Amacınız, para kazanmaksa o başka… O zaman da, “yetişmiş eleman yok” diye kendinizi ve bizi kandırmayın.

🙂

Bu yazıyı yazarken internet sitelerine baktım.

Bir moda akademisi ve birçok meslek lisesi kurmuşlar. Bir meslek okuluyla da işbirliği içindeler.

Bence asıl işi üniversite açmak olmayan her meslek kuruluşunun, odanın, birliğin yapması gereken yeni bir okul açmak değil, varolan devlet okullarının hem kalitesini, hem de kapasitesini artırmak olmalı.

 

 

 

29 Aralık 2013 Pazar

Rekabet üzerine

5 yıldan uzun süre önce yazdığım bir yazıyı tekrarlayacağım.

“Sigaraya karşı bir STK’nın rakipleri kimlerdir?” diye sorduğum zaman çoğunlukla “sigara firmaları” diye yanıtlanır.

“Onlar var olma nedeniniz?” diye anlatırım. Gerçek rakiplerinin diğer STK’lar olduğunu anlatmak kolay olmaz.

😉

  • Bir bankanın rakibini sorduğum zaman önce “diğer bankalar“, sonra “finansal kuruluşlar” hatta “tefeciler” yanıtı verilir.
  • Bir süpermarket zincirinin rakibini sorduğum zaman önce “diğer süpermarket zincirleri“, sonra “bakkallar” veya “semt pazarları” yanıtı verilir.
  • Bir giysi markasının rakibini sorduğum zaman önce “diğer giysi markaları“, sonra “terziler” yanıtı verilir.

Henüz şu soruya yanıt bulamadım.

Neden bir STK’nın rakibini sorduğum zaman kimsenin aklına diğer STK’lar gelmez.

😛

03 Eylül 2008 Çarşamba

Sponsorluk arayanlara…

Geçen haftaki Hürriyet – Spor ekinde bir röportaj vardı. Gözünüzden kaçmamıştır, ben yine de tekrarlayayım.

3 yıldan beri Türkiye Kupası’na adını veren Fortis’in Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın ile yapılan bu kısa röportajın alıntıladığım kısmını aşağıda okuyacaksınız:

Sponsorluk hibe, bağış, vs… değildir. Bir iletişim yatırımıdır. Markaların sponsorlukla ilgili bir tratejisi olmalı; sponsorluk kararı yatırımın geri dönüşü, ölçülebilirlik, hesap vereilirlik gibi kriterler detaylı değerlendirilerek verilmeli.”

“Diğer taraf, yani sponsorluk almak isteyen taraf ise öncesinde ev ödevini iyi hazırlamalı. Olabildiğince somut verilerle olası sponsorluk yatırım kararı için markalara bilgi sağlamalı. Bu bir kazan-kazan ilişkisi. Her iki tarafın da bu işbirliğinden fayda sağlaması için sponsorluğun tek başına bırakılması yerine uyumlu şekilde yönetilmesi gerekiyor.”

Arda Öztaşkın bu kısa konuşmasında bile sponsorlukla ilgili çok şey söylemiş.

Neden burada tekrarlıyorum?… Elinde anlamlı bir dosya bile olmadan telefonla arayıp “bize sponsor olur musunuz?”, “siz zaten reklama çok para harcıyorsunuz!…” diyen dernek, klüp, topluluk, vb… ile yıllarca muhatap olmuştum. Pek azı “Size sponsor olmak bize ne sağlayacak?” veya “Markamız ile derneğinizi nasıl bağdaştırıyorsunuz?” sorularına yanıt verebiliyordu. Zamanla “Teşekkürler, ilgilenmiyoruz” anlamında “nazik” bir kalıp geliştirmiştik. Başvuranlara hemen onu gönderiyorduk.

Bundan sonra gelenlere, bu yazının link’ini gönderebiliriz.

Eğer aranızdan biri, “sponsorluk rehberi” ve “proforma sponsorluk dosyası” hazırlar da sitesine koyarsa, uğraşmamıza hiç gerek kalmayacak. Gelenlere sizin link’inizi vereceğiz ve “rehberi dikkatle okuyun, formu doldurun, sonra başvurun” diyeceğiz.